Arşiv Anasayfa Moda & Güzellik
Sayfalar: 1
Sonbaharda Cilt Bakımınızı Ihmal Etmeyin By: Tourniquet Date: September 23, 2015, 07:59:09 PM
Sonbaharda cilt bakımınızı ihmal etmeyin

Hava yavaş yavaş soğumaya, güneş yüzünü daha az göstermeye başladı. Sonbahar yaklaşırken, geride bıraktığımız yazın etkilerini cilt bakımınızı yaparak eski formuna kavuşturabilirsiniz. İşte sonbaharda cilt bakım önerilerini içeren haberimiz...





Artık güneş ışınları yavaş yavaş etkinliğini azaltıyor. Yaz boyunca cildinize nüfuz eden güneş ışınları, deniz ve havuz suları nedeniyle kuruyan cildinizi bakıma sokmanın zamanı geldi. Sonbaharda cilt bakımını nasıl yapmalısınız, cildinizi tekrar eski formuna nasıl kavuşturabilirsiniz? hepsi haberimizin detayında. Estetik International Sağlık Grubu doktorlarından Dr. Ulaş Utku Şekerci, "Güneş ışınlarına tepki olarak bronzlaşan cilt, sonbaharla birlikte artık nemini kaybetmiş, yorulmuş ve canlılığını yitirmiş bir hale gelir. Bu form kaybı yaşlanma belirtilerinin çok daha çabuk ilerlemesine ve özellikle yüz bölgesinde çizgilerin belirgin hale gelmesine sebep olur. Bu yıkımın önüne geçmek için öncelikle cildin su kaybını tazelemek gerekir. En pratik cilt canlandırıcı sonbahar önerisi ise nemlendirmek ve bol su içmek olabilir" dedi.

İhtiyaca göre ozon terapi ve PRP uygulamalarının da bu dönemde yapılabileceğini söyleyen Dr. Ulaş Utku Şekerci, diğer seçenekleri de aktardı: "Yaz mevsimine girerken kesinlikle kimyasal peeling ve benzeri uygulamaları önermeyiz. Fakat mevsim itibariyle cildin bir takım ihtiyaçlarını karşılamak adına ilave medikal uygulamaların son derece etkili, yapıcı bir fonksiyonu vardır. Söz gelimi güneş ışınlarından dolayı sürekli kısılan göz, çevresine ve alın bölgesine ince çizgilerin daha belirgin hale gelmesini sağlamıştır. Botoks bunun için bir çözüm olabilir. Yine aynı şekilde dolgu uygulamaları, cildin kaybettiği nemi kazandırır ve cilt alt dokusundaki hacim kaybının önüne geçer. Sadece yüz bölgesine değil, sürekli açıkta kalan ve hep ihmal edilen ama yaşlılığı en çok gözler önüne seren el üzerine de dolgu uygulamaları aynı mantık çerçevesinde yapılabilir".
Yaşlanma belirtilerinin bu dönemde hızlıca hissedilmesinin bir başka nedenin de kolajen kaybı olduğuna dikkat çeken Utku Şekerci, "Kolajeni tekrar aktif hale getirmek, artan çizgileri ve sarkmaları tekrar formuna sokmak ameliyatsız Örümcek Ağı Estetiği ile mümkün. Sosyal hayatı etkilemeyen hem tedavi eden hem de sürekli cildin tazelenmesine olanak sağlayan Örümcek Ağı Estetiği, cilt için sonbaharda yapılabilecek en etkili uygulamalardan birisidir" dedi. Şekerci, muayene sonrasında kişisel tedavi planlarının oluşturulması gerektiğini ve önlemler alındığında cildin tekrar yenilenmesinin mümkün olabileceğinin de altını çizdi.

Güneşlenmeyle gelen bronzluk; sivilcelerin azalmasını, derideki alacalı görüntünün yok olmasını ve selülitlerin daha az fark edilir olmasını sağlasa da, sağlığa ciddi anlamda zarar vermektedir. Bronzlaşma nedeniyle genetik yapı değişmekte ve kansere dönüşümü yüksek potansiyelli hücreler çoğalmaktadır. Senede sadece birkaç gün güneşlenmenin bir zararı olmaz düşüncesi ve güneş koruyucu sürmeden güneşe çıkmak cilt dokusunu hasarlandırmaktadır. Çocukluk ve gençlik döneminde güneş altında keyifli zaman geçirilmektedir. Ancak güneşlenmek, cilde telafisi olmayan problemler meydana getirebilmektedir. Bu etkiler ilerleyen yaşlarda ortaya çıkmaktadır. Ciltte lekeler, benler, kuruluk, kaşıntı, kızarıklık, sarkma olabilir ve kişi olduğundan daha yaşlı görünebilir. Bu süreçte başlanacak güneş diyeti yeterli olmasa da yine de güneş ile ilişkiler dikkatli ayarlanmalıdır.

Mevsim geçişlerinden ilk olarak ciltteki nem oranına dikkat edilmelidir. Güneşten etkilenen cilt, yazın son günlerine doğru kararmış, bronzlaşmış, kurumuş ve kırışmış bir hal alabilir. Havaların ılınmaya başlamasıyla birlikte de cildin içerdiği su miktarı hızla düşmeye başlar. Bu süreçte yaz aylarında kullanılan cilt bakım ürünleri değiştirilmeli, doktorun önereceği, mevsim koşullarına uygun ürünler kullanılmalıdır. Evde kullanılan günlük cilt bakım ürünleri, cilt kuruluğunu önleyemiyorsa haftalık bakım maskeleri ve yoğun içerikli nemlendiriciler kullanılmalıdır. Gerekirse bir doktor kontrolünde mezoterapi ile deri altı dokusunun kaybettiği yapılar takviye edilmelidir.

Cilt sağlığında yüz bölgesi genelde ön planda tutulur ancak tüm vücut dikkate alınmalıdır. Soğuyan havalarla birlikte vücudun diğer bölümleri pek görülmez ancak gerçek su kaybı vücudu kaplayan deridedir. Bu nedenle, özellikle her banyo sonrası mutlaka vücut nemlendiricileri kullanılmalıdır. Banyodan saatler sonra değil, vücut henüz nemliyken sürmek daha sağlıklıdır. Vücut nemlendiricileri gelişigüzel değil; içeriğine dikkat edilerek, mümkünse bir dermatoloji uzmanından yardım alınarak seçilmelidir. Özellikle vazelin, dimetikon, gliserin, linoleik asit, seramid gibi maddeleri içeren vücut losyonları tercih edilmelidir. Sonbaharda derinin yüzeyi kadar deri altı dokusunun nemlendirilmesi de çok önemlidir. Bunu da doğru beslenme ile sağlamak mümkündür. Vitamin ve mineral yönünden zengin beslenme; cildi rahatlatır, deride daha parlak ve pürüzsüz bir görünüm sağlar. Özellikle A, C, E vitaminleri ile taze havuç, kayısı ve domateste bolca bulunan betakaroteni mümkün olduğunca çok tüketmek önemlidir. Bu vitaminlerin antioksidan değerleri çok yüksektir ve güneşin cilde verdiği zararlı etkileri azaltıp, cilt hasarını onarır. Bu dönemde normalden daha fazla taze sebze ve meyve yenilmelidir.

UV sebebiyle ciltte oluşan kırışıklıklar için acil önlem alınmalıdır. İlk adım, güneş koruyucu kullanımı sonbaharda da devam edilmesidir. Hatta kış aylarında bile güneş koruyucu kullanımı sürdürülmelidir. Gün ışığının olduğu her mevsimde ve saatte cilt UV ışınlarına maruz kalır ve gittikçe yaşlanır. Yaşlanan ya da kırışık ciltler için antioksidan özellikleri olan gece kremleri ve maske ürünleri kullanılmalıdır. Tatil sonrası ciltte yaşanan en önemli değişikliklerden biri de kalınlaşmadır. Cilt kalınlığını azaltan en etkili tedavi yöntemi peeling tedavisidir ve bu tedavi mutlaka dermatologlar tarafından yapılan kimyasal peeling olmalıdır. Kimyasal peeling sadece cilt kalınlaşmasına yönelik bir yöntem değil; aynı zamanda güneş ışınlarıyla oluşmuş kırışıklık, pigmantasyon ve akneyi azaltıp yüze canlı, şeffaf bir görüntü sağlamak için ideal olan tedavi yöntemidir. Bilinçsiz güneşlenmenin ardından ciltte kahverengi, çile benzeyen lekeler olabilir. Bu lekeler, göz ardı edilmemeli ve hemen tedavisine başlanmalıdır. Leke tedavisinde renk açıcı tedaviler ve peeling yöntemi uygulanır. Bu şekilde her yıl yenilerinin oluşması ve tablonun ciddi boyutlara ilerlemesi önlenir. Vücudunda ailesel ve doğuştan benleri olan hastaların tatile çıkmadan ve yaz sonu mutlaka ben muayenesi için bir dermatoloğa gitmesi gerekmektedir. Özellikle büyüyen, renkleri değişen ya da akıntı olan benlerin takibi asla ihmal edilmemeli, malign yani kanser gelişimlerini kontrol altına alarak takip edilmelidir.


SiteMap - İmode - Wap2