Arşiv Anasayfa Amatör Hikayeler
Sayfalar: 1
Av -nazmiye Bozkus By: degnek Date: May 28, 2015, 03:56:14 PM
Bu da benim hikayem wattpadde okuyabilirsiniz  Utanıyorum.  Bye Bye

   

                                 GİRİŞ

Savaşmayı  severim.Kalp atışlarımı hızlandırır.  Dünyayı daha keskin ve daha yoğun hissetmemi sağlar. Yasadığımı  hissederim .Vücudum maksimum derecede  çalışır. Kendi sınırlarımı zorlarım. Avımın gözlerinde ki yansımam bana göz kırpar. Her yumrukta her aparkartta ve her tekmede daha da canlanırım.Avcılık iç güdülerim bilinç altımın derinliklerinden süzülüp bedenimin kontrolünü ele geçirir hareketlerim daha hızlı yumruklarım daha güçlü duyularım daha keskin olur .Doğanın renkleri gözlerimin önünde dans eder.   
      Avımla oynarım.Gücü tamamen tükenene kadar ölümcül bir dans geçer aramızda.Her ne kadar avım desem de ben savunmasızları avlamam ,benim avım aslında avcıdır.
Avcıları avlarım.
Benim adım megan shadows.
Bu benim hikayem…
Ynt: Av -nazmiye Bozkus By: degnek Date: May 31, 2015, 04:02:11 PM
                                                            BÖLÜM 1                                                                                                                                           


Avım normal boyutundan oldukça küçüktü.Yavru bir kurtadamdı .Ve yavruda  olsa oldukça güçlüydü.normal bir insanı tek bir yumruk darbesiyle öldürebilirdi.Ama ben doğuştan bir avcıydım.beni alt etmesi oldukça zordu.Babama bildirilen nota göre iki insanı öldürmüştü ve benim görevim onu ortadan kaldırmaktı.Sinsice avımın oldugu cıkmaz sokağa yaklaştım.Hırlama ve emme sesleri geliyordu.Avım , avını mideye indirmekle meşguldü.Geç kalmıştım.Koşarak aralığa girdim.Kurtadamların işitme duyuları çok keskindir.Ayak seslerimi duyunca başını kaldırdı.Tüylerle kaplı yüzü kan içindeydi.Başı yetişkin bir erkeğin boyutundaydı ki bu bir kurtadam için oldukça küçüktü.Boyu bir seksen civarındaydı.Dediğim gibi bir yavruyla karşı karşıyaydım.Avını bırakarak üzerime gelmeye başladı.Gözlerindeki kana susamışlıgı görebiliyordum .beni de tatlı niyetine yemek istiyordu.Yok almayayım.Ben tek parça halinde mutluyum.Kısa kılıcımı sırtımdaki kılıfından çıkararak boguk bir savaş çığlığıyla üzerine atladım.Beni üzerinden atmak için hamle yaptı ama yılların tecrübesiyle hamlesini  ön kolumla karşıladım ve kısa kılıcımla tek hamlede soluk borusunu kestim. Aniden sendeledi.Onunla beraber düsmemek için asagıya atladım.Arkamı döndüğüm de dizlerinin üzerinde olduğunu gördüm .Yarası şimdiden iyileşmeye başlamıştı.Bir kurtadamı öldürmenin üç yolu vardır ; kafasını kesmek ,kalbini parçalamak ve yakmak.Ben genelde kalbini parçalamayı tercih ederim .Böyle daha  hijyenik oluyor.Etraf ve üstüm kirlenmiyor.Biliyorum yaptığım iş oldukça pis bir iş ama Hey! Bir kız üstünün başının kan olmasından hoşlanmaz.Kılıcımı çevik bir hareketle kalbine sapladım.İlk yıllarımda oldukça zorlandığım bir hareketti ama şimdi alıştım.Kılıcımı kalbine saplamamla  avımın kırmızı gözleri açıldı .Tüylü suratından bir acı dalgası geçip gitti.
"Tttt  .. Eeee ...Riiiiiim"
Benimle mi konuşuyordu..? Kurtadamların bu formlarındayken konuşabildiğini bilmiyordum.Ne dediğini anlamak için iyice yaklaştım.Ama herhangi bir saldırıda bulunur diye de temkinliydim . İlk başta anlamak ta zorlandım anlayınca ise  donup kaldım.
"Teşşeeekkürrr  eddeeriiiiim "
Bana niye teşekkür ediyordu ki. Biri niye sizi öldürdüğü için teşekkür ederdi ?Düşünmeden kılıcı çevirdim ve kalbini parçaladım.Eger kılıcı çevirmezseniz kılıcı çıkardıgınız da iyileşmeye başlar.Hırıltılı nefeslerinden bu anın son saniyeleri olduğu anlaşılıyordu.Ben mi yanlış görmüştüm yoksa ölmeden önce gözlerinden rahatlama bakışı mı geçmişti.Yanlış görmüş olmalıydım.Öldüğü için bedeni gerçek formuna dönmeye başlamıştı.İşimin en sevmediğim yanı buydu.Avımın öldükten sonra insan haline dönmesi.Canavarken her şey daha kolaydı.İnsan olduklarında önceki hayatlarında nasıl olduklarını düşünmeye başlıyordum.Aileleri çocukları var mıydı? Eşleri , kardeşleri...Bunları düşünmeye başlayınca da vicdan azabı çekmeye başlıyordum.Fakat bir yandan da rahatlıyordum çünkü artık bu canavarlar gerçek insanlara ailelere zarar veremeyeceklerdi.Allak bullak oluyordum.Beynimde bir sürü düşünce geziyordu.Kendimi kontrol etmeliydim.Beynimdeki "BOŞ ZAMANLAR" odasının kapısını açıp bütün düşüncelerimi oraya attım.Kapıyıda bir güzel kilitledim.Avım tahmin ettiğim gibi bir çocuktu.On dört on beş yaşlarında bir altmış civarı boylarında-kurtadamlar dönüştüklerinde normal boylarından en az 20 santim uzun olurlar -cılız bir çocuktu. Çıplaktı , dönüştüğünde üzerinde olanlar yırtılıp düşmüş olmalıydı.Kılıcımı göğsünden tek hamlede çıkardım .Hemen babamı aradım .Her avdan sonra babamı arardım.İlk çalışta açtı.Telefonu her zaman yanında olur.
"Megan  kurbanı kurtarabildin mi ?"
Her zaman ki babam ,asla boş konuşmaz hep iş konuşur .
"İyiyim baba sen nasılsın?" Klasik iğneli yanıtımı vermekten kendimi alamadım.
"Boş konuşma Megan .Kurbanı kurtarabildin mi?"
Pekiiiiiii.
"Hayır baba ben geldiğimde çoktan kendine bir ziyafet çekmişti .Hatta beni de tatlı olarak istiyordu.Düşünebiliyor musun beni.Benden tatlı olur...."
"Megan yeter! Canavar nerede?"
Bir kere de beni dinlese olmaz mıydı? Telefona doğru yüzümü buruşturdum.
"Ara sokaktayım baba yanımda yatıyor şimdi."
"Tamam ben hemen bir ekip yolluyorum sen de gel artık annen turta yapmış yemeğe geç gelme." Dedi.
Ahh canım annem! Annemi çok seviyordum.Bizim aramızda ki bağ anne-kız bağından çok daha iyiydi. O benim hem annem hem arkadaşım hemde sırdaşımdı.Ve çok iyi turta yapardı.Babamın sözlerine karşılık karnımdan guruldama sesi duyuldu. Büyük ihtimalle babamda duymuştu.Ama duymamazlıktan geliyordu.
"Tamam baba hemen geliyorum beş dakikaya ordayım."diye cevap verdim.
Kılıcımı silmek için etrafıma bakındım ama silebileceğim birsey yoktu .Kanlı duramayacağı için gömleğimi çıkarıp kılıcımı ona sildim.Kılıcıma çok değer veririm .Hele bu kılıcım benim bebeğimdir.Güzelce tek bir damla kan kalmayıncaya kadar sildim. Sonra gömleği top haline getirip kurbanın yanına attım.Babamın adamları gelince temizlerlerdi.Kurban 25 yaşlarında güzelce bir kadındı.Yüzüne dokunulmamıştı ama Canavar karnını yemişti.İç organları kaldırıma saçılmıştı.Eskiden olsa kusardım ama artık alıştım. Sadece buruk bir acıma hissediyorum.Öldürme konusunda duygusuzum sadece savaşınca canlanıyorum.Adrenalin beni canlandırıyor.Adeta vücudumda ki her hücre ayaklanıyor.Dünyayı daha yoğun hissediyorum.Kendimi avcılık içgüdülerime bırakıyorum.Ve genelde avımla oynuyorum.Savaştan zevk alıyorum niye çabuk bitmesini isteyeyim ki.Ama bugünkü avım yavru olduğu için onunla oynamadım .İşini bitirdim.Canavarda olsa çocuk o ,acı çekmesini istemem.Bakışlarımı kurbandan çekip arabama yol aldım .İyi ki içime spor atleti giymişim  çıplak dolaşmak iyi olmazdı.Kılıcımı sırtımdaki kılıfına yerleştirdim.Pratik yaparak birkaç saniyede yerine yerleştirmeyi öğrenmiştim.Atkuyruğu yaptığım saçlarımı çözdüm .Parmaklarımla karıştırdım.Saçlarım kalçalarıma kadar geldiği için kılıf gözükmezdi. Bugünlük işimde bitmişti.Arabama doğru yola koyuldum.Arabam Auidi A4 tü oldukça hızlı bir arabaydı.Bir kaç dakikaya eve varırdım.Annemin turtasını yemek için sabırsızlanıyordum.Tahmin ettiğim gibi birkaç dakikada eve ulaştım.Depodan evin birinci katına çıkan merdivenden çıktım.Kapıyı açmamla burnuma enfes turta kokusu dolması bir doldu.Eve girmeden önce yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim.Aynaya baktığımda bir çift kehribar renk göz bana bakıyordu.Gözlerim kocaman ve parlaktılar.Avlandığımda her zaman parlarlardı.Yüzümü çevirince kulağımın arkasında kan lekesi gördüm.Parmağımı silmek için uzattığımda bütün parmağımın kana bulandığını gördüm.Fark etmeden yaralanmış mıydım? Fakat hiçbir şey  hissetmiyordum.Başımı çevirdim,saçlarım kanla  kaplanmıştı.Yavrunun boğazını kesince olmuş olmalıydı.Gözlerimi ellerimdeki kana çevirdim.Bakışlarımı alamıyordum.Oldum olası kanı sevmişimdir.Kan beni çeker.Bunu avcı olmama bağlıyordum.Tuz ve metal kokuyordu.Büyülenmiş gibiydim.Kendime geldiğimde parmaklarımdaki kanı dudaklarıma götürmüştüm.Başımı salladım.Uzun zamandır böyle olmamıştı.Atlattığımı sanmıştım.Neyse onu düşünmek istemiyordum.Kıyafetlerimi çıkarıp banyoya girdim.Dayanabileceğimin en üst noktasına kadar sıcak suyu açtım.Cildimi yakıyordu ve bu kendime gelmemi sağlıyordu.Bütün vücudumu kızarana kadar ovaladım.Su pembeden şeffafa dönene kadar suda kaldım.Daha sonra duştan çıkıp banyo dolabındaki havluyu vücuduma sardım.üçüncü kata odama çıktım.Hızlıca kurulandım.Gözüm aynadaki yansımama takıldı.Fazla uzun değildim.bir altmış beş boylarımdaydım.Kızıl saçlarım vardı.Uzun ,dalgalı ve gürdüler.Klanımın diğer kadınlarının saçları da büyük oranda kırmızıydı.Ama benim saçlarım onlar gibi mat bir kızıl değildi .Daha çok kan rengindeydi ve kalçalarıma kadar iniyordu.Onları kalın bir örgüyle topladım.Böylece vücudum ortaya çıkmıştı.Ben hiçbir zaman  mankenler gibi uzun ve güzel olmadım.Oldukça kıvrımlı hatlara sahiptim : dolgun kalçalar,büyük göğüsler ve ince bir bel..Vücuduma bakmayı bırakıp aynada gözlerimle buluştum.Gözlerim en sevdiğim yerimdi.Sıcak bir kehribar renkteydi.Tıpkı kaliteli bir viski gibi.Büyük gözlerim küçük kalkık burnum dolgun dudaklarımla yüzümü oldukça ilginç bulurdum.Güzel değildim.En azından klasik bir güzelliğim yoktu.Aynaya arkamı dönüp hızlıca üzerime rahat bir şeyler geçirdim.Koşar adımlarla mutfağa indim.Annem masayı hazırlamış beni bekliyordu.Yanağına bir öpücük kondurup yerime geçtim .Annem servis yapmaya başladı .Babam nerde diye sormaya gerek görmedim.İşleriyle meşguldü ,biliyordum.Klan lideri olarak bir sürü sorumluluğu vardı.Annem masaya oturduğunda:
"Avın nasıl geçti kızım?" dedi.
"İyiydi anne, bu kez bir yavruyla karşılaştım.Babam avımın yavru olduğunu neden söylemedi." Dedim.
"Gerek duymamıştır."
"Biliyorum ama bir dahakine söylesin."
"Tamam kızım ben konuşurum babanla." Dedi.
Yemeği geri kalanı sıradan sohbetlerle geçti.Kana olan ilgimi bilmiyordu.Kimse bilmiyordu , bende söylemeye gerek duymuyordum.Anneme iyi geceler dileyip odama çıktım.Genelde Methew le takılırdım ama bugün avım kolay olduğu için yeterince antreman yapmamıştım.Spor odam ,yatak odamın yanındaydı.İçeriye girip müzik sisteminden Rihanna ve Eminem in düeti olan Monster i son sesiyle açtım.Doğruca odanın ortasındaki koşu bandına çıktım. İlk olarak vücudumun ısınması için  hafif bir tempoyla başladım.Isındıkça her bir hücrem canlanmaya başladı.Hızlandım.. Gözlerimin önüne yavrunun kırmızı gözleri ve boğuk teşekkür u geldi. Başımı ne kadar sallasam da aklımda çıkmıyordu.Kendimi zorlamaya  başladım.koşu bandının son hızına yükselttim.Bacaklarımı sonuna kadar açıyordum.Örgüm kalçalarıma çarpıyordu.Kollarım dirseklerden bükülü iki yanımda hızlıca hareket ediyordu.Artık hiçbir şey düşünemiyordum.Sadece seri hareketler ,derin soluklarım ve müzik kalmıştı.Ne kadar koştuğumu bilmiyorum.Gözlerimi açtığımda terden sırılsıklamdım.Bacaklarım yanıyor ciğerlerim sızlıyordu.Kendimi çok iyi hissediyordum.Saat gece yarısına gelmişti.Saatlerdir koşuyordumKendimi bildim bileli normal bir insandan daha güçlü daha hızlı ve daha dayanıklıydım.Ama bu sefer kendi sınırlarımı aşmıştım.Bedenimin soğuması için soğuk bir duş aldım.Hararetimi söndürmeye yetmedi.
Kitaplığımdan ucuz bir aşk romanı alıp balkonumdaki kanepeye kuruldum. Kitaplardaki kızlar ne kadar da saflardı.Tek dertleri kıyafetleri ve erkek arkadaşlarıydı.Ama dünya bu kadar sıradan değildi.Her gün binlerce insan ölüyordu.Masum insanlar katlediliyordu.Her dakika ayrı bir savaş oluyordu.Bazen o kızlar gibi bilgisiz olmayı istiyordum.Dünyayı pembe bir gözlüğün arkasından görmeyi...Kitap okumak uykumu getirmişti.Sarsak adımlarla kalkıp yatağa geçtim.Yarın pazardı,umarım babam bir av daha verirdi.Hafta sonlarımın boş geçmesinden nefret ederdim

Ynt: Av -nazmiye Bozkus By: Buse44 Date: May 31, 2015, 04:03:59 PM
Çok beğendim , yetenekli olduğun aşikar . Gülmek :) + ( Rep )
Ynt: Av -nazmiye Bozkus By: degnek Date: May 31, 2015, 04:05:19 PM
        
: degnek  May 31, 2015, 04:02:11 PM
                                                           BÖLÜM 1                                                                                                                                          


Avım normal boyutundan oldukça küçüktü.Yavru bir kurtadamdı .Ve yavruda  olsa oldukça güçlüydü.normal bir insanı tek bir yumruk darbesiyle öldürebilirdi.Ama ben doğuştan bir avcıydım.beni alt etmesi oldukça zordu.Babama bildirilen nota göre iki insanı öldürmüştü ve benim görevim onu ortadan kaldırmaktı.Sinsice avımın oldugu cıkmaz sokağa yaklaştım.Hırlama ve emme sesleri geliyordu.Avım , avını mideye indirmekle meşguldü.Geç kalmıştım.Koşarak aralığa girdim.Kurtadamların işitme duyuları çok keskindir.Ayak seslerimi duyunca başını kaldırdı.Tüylerle kaplı yüzü kan içindeydi.Başı yetişkin bir erkeğin boyutundaydı ki bu bir kurtadam için oldukça küçüktü.Boyu bir seksen civarındaydı.Dediğim gibi bir yavruyla karşı karşıyaydım.Avını bırakarak üzerime gelmeye başladı.Gözlerindeki kana susamışlıgı görebiliyordum .beni de tatlı niyetine yemek istiyordu.Yok almayayım.Ben tek parça halinde mutluyum.Kısa kılıcımı sırtımdaki kılıfından çıkararak boguk bir savaş çığlığıyla üzerine atladım.Beni üzerinden atmak için hamle yaptı ama yılların tecrübesiyle hamlesini  ön kolumla karşıladım ve kısa kılıcımla tek hamlede soluk borusunu kestim. Aniden sendeledi.Onunla beraber düsmemek için asagıya atladım.Arkamı döndüğüm de dizlerinin üzerinde olduğunu gördüm .Yarası şimdiden iyileşmeye başlamıştı.Bir kurtadamı öldürmenin üç yolu vardır ; kafasını kesmek ,kalbini parçalamak ve yakmak.Ben genelde kalbini parçalamayı tercih ederim .Böyle daha  hijyenik oluyor.Etraf ve üstüm kirlenmiyor.Biliyorum yaptığım iş oldukça pis bir iş ama Hey! Bir kız üstünün başının kan olmasından hoşlanmaz.Kılıcımı çevik bir hareketle kalbine sapladım.İlk yıllarımda oldukça zorlandığım bir hareketti ama şimdi alıştım.Kılıcımı kalbine saplamamla  avımın kırmızı gözleri açıldı .Tüylü suratından bir acı dalgası geçip gitti.
"Tttt  .. Eeee ...Riiiiiim"
Benimle mi konuşuyordu..? Kurtadamların bu formlarındayken konuşabildiğini bilmiyordum.Ne dediğini anlamak için iyice yaklaştım.Ama herhangi bir saldırıda bulunur diye de temkinliydim . İlk başta anlamak ta zorlandım anlayınca ise  donup kaldım.
"Teşşeeekkürrr  eddeeriiiiim "
Bana niye teşekkür ediyordu ki. Biri niye sizi öldürdüğü için teşekkür ederdi ?Düşünmeden kılıcı çevirdim ve kalbini parçaladım.Eger kılıcı çevirmezseniz kılıcı çıkardıgınız da iyileşmeye başlar.Hırıltılı nefeslerinden bu anın son saniyeleri olduğu anlaşılıyordu.Ben mi yanlış görmüştüm yoksa ölmeden önce gözlerinden rahatlama bakışı mı geçmişti.Yanlış görmüş olmalıydım.Öldüğü için bedeni gerçek formuna dönmeye başlamıştı.İşimin en sevmediğim yanı buydu.Avımın öldükten sonra insan haline dönmesi.Canavarken her şey daha kolaydı.İnsan olduklarında önceki hayatlarında nasıl olduklarını düşünmeye başlıyordum.Aileleri çocukları var mıydı? Eşleri , kardeşleri...Bunları düşünmeye başlayınca da vicdan azabı çekmeye başlıyordum.Fakat bir yandan da rahatlıyordum çünkü artık bu canavarlar gerçek insanlara ailelere zarar veremeyeceklerdi.Allak bullak oluyordum.Beynimde bir sürü düşünce geziyordu.Kendimi kontrol etmeliydim.Beynimdeki "BOŞ ZAMANLAR" odasının kapısını açıp bütün düşüncelerimi oraya attım.Kapıyıda bir güzel kilitledim.Avım tahmin ettiğim gibi bir çocuktu.On dört on beş yaşlarında bir altmış civarı boylarında-kurtadamlar dönüştüklerinde normal boylarından en az 20 santim uzun olurlar -cılız bir çocuktu. Çıplaktı , dönüştüğünde üzerinde olanlar yırtılıp düşmüş olmalıydı.Kılıcımı göğsünden tek hamlede çıkardım .Hemen babamı aradım .Her avdan sonra babamı arardım.İlk çalışta açtı.Telefonu her zaman yanında olur.
"Megan  kurbanı kurtarabildin mi ?"
Her zaman ki babam ,asla boş konuşmaz hep iş konuşur .
"İyiyim baba sen nasılsın?" Klasik iğneli yanıtımı vermekten kendimi alamadım.
"Boş konuşma Megan .Kurbanı kurtarabildin mi?"
Pekiiiiiii.
"Hayır baba ben geldiğimde çoktan kendine bir ziyafet çekmişti .Hatta beni de tatlı olarak istiyordu.Düşünebiliyor musun beni.Benden tatlı olur...."
"Megan yeter! Canavar nerede?"
Bir kere de beni dinlese olmaz mıydı? Telefona doğru yüzümü buruşturdum.
"Ara sokaktayım baba yanımda yatıyor şimdi."
"Tamam ben hemen bir ekip yolluyorum sen de gel artık annen turta yapmış yemeğe geç gelme." Dedi.
Ahh canım annem! Annemi çok seviyordum.Bizim aramızda ki bağ anne-kız bağından çok daha iyiydi. O benim hem annem hem arkadaşım hemde sırdaşımdı.Ve çok iyi turta yapardı.Babamın sözlerine karşılık karnımdan guruldama sesi duyuldu. Büyük ihtimalle babamda duymuştu.Ama duymamazlıktan geliyordu.
"Tamam baba hemen geliyorum beş dakikaya ordayım."diye cevap verdim.
Kılıcımı silmek için etrafıma bakındım ama silebileceğim birsey yoktu .Kanlı duramayacağı için gömleğimi çıkarıp kılıcımı ona sildim.Kılıcıma çok değer veririm .Hele bu kılıcım benim bebeğimdir.Güzelce tek bir damla kan kalmayıncaya kadar sildim. Sonra gömleği top haline getirip kurbanın yanına attım.Babamın adamları gelince temizlerlerdi.Kurban 25 yaşlarında güzelce bir kadındı.Yüzüne dokunulmamıştı ama Canavar karnını yemişti.İç organları kaldırıma saçılmıştı.Eskiden olsa kusardım ama artık alıştım. Sadece buruk bir acıma hissediyorum.Öldürme konusunda duygusuzum sadece savaşınca canlanıyorum.Adrenalin beni canlandırıyor.Adeta vücudumda ki her hücre ayaklanıyor.Dünyayı daha yoğun hissediyorum.Kendimi avcılık içgüdülerime bırakıyorum.Ve genelde avımla oynuyorum.Savaştan zevk alıyorum niye çabuk bitmesini isteyeyim ki.Ama bugünkü avım yavru olduğu için onunla oynamadım .İşini bitirdim.Canavarda olsa çocuk o ,acı çekmesini istemem.Bakışlarımı kurbandan çekip arabama yol aldım .İyi ki içime spor atleti giymişim  çıplak dolaşmak iyi olmazdı.Kılıcımı sırtımdaki kılıfına yerleştirdim.Pratik yaparak birkaç saniyede yerine yerleştirmeyi öğrenmiştim.Atkuyruğu yaptığım saçlarımı çözdüm .Parmaklarımla karıştırdım.Saçlarım kalçalarıma kadar geldiği için kılıf gözükmezdi. Bugünlük işimde bitmişti.Arabama doğru yola koyuldum.Arabam Auidi A4 tü oldukça hızlı bir arabaydı.Bir kaç dakikaya eve varırdım.Annemin turtasını yemek için sabırsızlanıyordum.Tahmin ettiğim gibi birkaç dakikada eve ulaştım.Depodan evin birinci katına çıkan merdivenden çıktım.Kapıyı açmamla burnuma enfes turta kokusu dolması bir doldu.Eve girmeden önce yüzümü yıkamak için banyoya ilerledim.Aynaya baktığımda bir çift kehribar renk göz bana bakıyordu.Gözlerim kocaman ve parlaktılar.Avlandığımda her zaman parlarlardı.Yüzümü çevirince kulağımın arkasında kan lekesi gördüm.Parmağımı silmek için uzattığımda bütün parmağımın kana bulandığını gördüm.Fark etmeden yaralanmış mıydım? Fakat hiçbir şey  hissetmiyordum.Başımı çevirdim,saçlarım kanla  kaplanmıştı.Yavrunun boğazını kesince olmuş olmalıydı.Gözlerimi ellerimdeki kana çevirdim.Bakışlarımı alamıyordum.Oldum olası kanı sevmişimdir.Kan beni çeker.Bunu avcı olmama bağlıyordum.Tuz ve metal kokuyordu.Büyülenmiş gibiydim.Kendime geldiğimde parmaklarımdaki kanı dudaklarıma götürmüştüm.Başımı salladım.Uzun zamandır böyle olmamıştı.Atlattığımı sanmıştım.Neyse onu düşünmek istemiyordum.Kıyafetlerimi çıkarıp banyoya girdim.Dayanabileceğimin en üst noktasına kadar sıcak suyu açtım.Cildimi yakıyordu ve bu kendime gelmemi sağlıyordu.Bütün vücudumu kızarana kadar ovaladım.Su pembeden şeffafa dönene kadar suda kaldım.Daha sonra duştan çıkıp banyo dolabındaki havluyu vücuduma sardım.üçüncü kata odama çıktım.Hızlıca kurulandım.Gözüm aynadaki yansımama takıldı.Fazla uzun değildim.bir altmış beş boylarımdaydım.Kızıl saçlarım vardı.Uzun ,dalgalı ve gürdüler.Klanımın diğer kadınlarının saçları da büyük oranda kırmızıydı.Ama benim saçlarım onlar gibi mat bir kızıl değildi .Daha çok kan rengindeydi ve kalçalarıma kadar iniyordu.Onları kalın bir örgüyle topladım.Böylece vücudum ortaya çıkmıştı.Ben hiçbir zaman  mankenler gibi uzun ve güzel olmadım.Oldukça kıvrımlı hatlara sahiptim : dolgun kalçalar,büyük göğüsler ve ince bir bel..Vücuduma bakmayı bırakıp aynada gözlerimle buluştum.Gözlerim en sevdiğim yerimdi.Sıcak bir kehribar renkteydi.Tıpkı kaliteli bir viski gibi.Büyük gözlerim küçük kalkık burnum dolgun dudaklarımla yüzümü oldukça ilginç bulurdum.Güzel değildim.En azından klasik bir güzelliğim yoktu.Aynaya arkamı dönüp hızlıca üzerime rahat bir şeyler geçirdim.Koşar adımlarla mutfağa indim.Annem masayı hazırlamış beni bekliyordu.Yanağına bir öpücük kondurup yerime geçtim .Annem servis yapmaya başladı .Babam nerde diye sormaya gerek görmedim.İşleriyle meşguldü ,biliyordum.Klan lideri olarak bir sürü sorumluluğu vardı.Annem masaya oturduğunda:
"Avın nasıl geçti kızım?" dedi.
"İyiydi anne, bu kez bir yavruyla karşılaştım.Babam avımın yavru olduğunu neden söylemedi." Dedim.
"Gerek duymamıştır."
"Biliyorum ama bir dahakine söylesin."
"Tamam kızım ben konuşurum babanla." Dedi.
Yemeği geri kalanı sıradan sohbetlerle geçti.Kana olan ilgimi bilmiyordu.Kimse bilmiyordu , bende söylemeye gerek duymuyordum.Anneme iyi geceler dileyip odama çıktım.Genelde Methew le takılırdım ama bugün avım kolay olduğu için yeterince antreman yapmamıştım.Spor odam ,yatak odamın yanındaydı.İçeriye girip müzik sisteminden Rihanna ve Eminem in düeti olan Monster i son sesiyle açtım.Doğruca odanın ortasındaki koşu bandına çıktım. İlk olarak vücudumun ısınması için  hafif bir tempoyla başladım.Isındıkça her bir hücrem canlanmaya başladı.Hızlandım.. Gözlerimin önüne yavrunun kırmızı gözleri ve boğuk teşekkür u geldi. Başımı ne kadar sallasam da aklımda çıkmıyordu.Kendimi zorlamaya  başladım.koşu bandının son hızına yükselttim.Bacaklarımı sonuna kadar açıyordum.Örgüm kalçalarıma çarpıyordu.Kollarım dirseklerden bükülü iki yanımda hızlıca hareket ediyordu.Artık hiçbir şey düşünemiyordum.Sadece seri hareketler ,derin soluklarım ve müzik kalmıştı.Ne kadar koştuğumu bilmiyorum.Gözlerimi açtığımda terden sırılsıklamdım.Bacaklarım yanıyor ciğerlerim sızlıyordu.Kendimi çok iyi hissediyordum.Saat gece yarısına gelmişti.Saatlerdir koşuyordumKendimi bildim bileli normal bir insandan daha güçlü daha hızlı ve daha dayanıklıydım.Ama bu sefer kendi sınırlarımı aşmıştım.Bedenimin soğuması için soğuk bir duş aldım.Hararetimi söndürmeye yetmedi.
Kitaplığımdan ucuz bir aşk romanı alıp balkonumdaki kanepeye kuruldum. Kitaplardaki kızlar ne kadar da saflardı.Tek dertleri kıyafetleri ve erkek arkadaşlarıydı.Ama dünya bu kadar sıradan değildi.Her gün binlerce insan ölüyordu.Masum insanlar katlediliyordu.Her dakika ayrı bir savaş oluyordu.Bazen o kızlar gibi bilgisiz olmayı istiyordum.Dünyayı pembe bir gözlüğün arkasından görmeyi...Kitap okumak uykumu getirmişti.Sarsak adımlarla kalkıp yatağa geçtim.Yarın pazardı,umarım babam bir av daha verirdi.Hafta sonlarımın boş geçmesinden nefret ederdim

   
                   BÖLÜM 2

Alarm sesiyle uyandım.
Bugün pazartesiydi.En nefret ettiğim gün.Ve okulumda ilk ders en nefret ettiğim hocanın girdiği en nefret ettiğim ders olan matematikti.
İnsan durduk yere hayatını zorlaştırmak için niye matematik gibi saçma bir şey bulurdu ki.Galiba matematiği bulan adamın psikolejik olarak bir sorunu vardı.11 yıldır matematik dersi görüyordum ve hiçbirşey anlamamıştım.üstüne üstlük sanki problem çözerken fiziksel bir acı çekiyordum.
Ciddiyim matematik dersine gitmektense üç tane yetişkin kurtadamla savaşmayı tercih ederim.
Homurdana homurdana yataktan kalktım.
"Hay lanet..."yere kapaklandım.Gerçekten haftaya çok güzel bir başlangıç yapmıştım.Kafamı yerden kaldırdım .neyse ki incinmemişti.Üstüme kot pantolon ve siyah bir tsört geçiriverdim.Duş almaya vaktim olmadığı için saçlarımı tarayıp yandan kalın bir örgü yaptım.
Ellerimi yüzlerimi yıkayıp rimel ve parlatıcı sürdüm.Ve okul çantamı kaptığım gibi  merdivenlerden inmeye başladım.
Annem bana krep yapmıştı.Ama malesef yiyecek vaktim yoktu.Annemi mutfakta buldum.Bana çay hazırlıyordu.
Yanağını öpüp ;
"Anne ben geç kaldım, bu seferlik siz babamla yiyin ."dedim.
"Megan ,sana demedim mi gece koşma diye zaten avlanıyorsun nerene yetmiyor ."diye her zamanki gibi beni azarlamaya başladı.
"Tamam annecim bu son bir daha yapmayacağım."
"Her seferinde öyle diyorsun ve yine aynı şeyi yapıyorsun megan."dedi.
Haklıydı ama ne yapayım koşmak kendimi iyi hissettiriyordu.
"Tamam tamam."diye mırıldandım.
"Dikaktli ol ...Seni seviyorum.."dediğini duydum çizmlerimi giyerken.
Her bir çizmemin içine ayakkabılıkta olan bıçaklardan birini koydum.Herşeye hazırlıklı olmalıydık.Neyin ne zaman karşımıza çıkacağı belli olmazdı.
Bu babamın bana öğrettiği ilk dersti.
Kapıyı arkamdan kapatırken ;
"Bende seni seviyorum."
Diye bağırdım.
Koşarak arabama atladım.
İki sokak aşağımızda kalan Methewlerin evinin orada durdum ve evden çıkmasını bekledim.
Her zamanki gibi geç kalmıştı o da.
Kornaya basmamla kapıdan çıkması bir oldu.
Gri gömleğini iliklemekle meşgüldü.
"Hey çabul olsana mankafa geç kaldık"diye söylendim.
"Tamam tamam geldim patlama"
"Hep geç kalmak zorunda mısın methew bu kadar sexi olmasan seninle uğraşmazdım biliyorsun değil mi ?"
Çarpık bir şekilde gülümsedi.Beni asla yanlış anlamazdı .
Şakadan flört ederdik ve bazen öpüştüğümüzde olmuştu ama asla bir ilişki yaşamamıştık.
Neden bilmiyorum oldukça yakışıklıydı ve güçlü bir avcıydı ama olmamıştı işte.
"Biliyorum bebeğim bu sexi bedenim olmazsa dönüp bakmazsın bana –göz kırptı-biliyorsun ne zaman istersen emrine amadeyim ."
Gözlerimi devirdim .Ama yüzümde ki sırıtışa engel olamıyordum.Methew beni her zaman güldürmeyi başarır.
"Aptal aptal konuşmada bin şu arabaya  Bay White 'ın dersi var geç kalırsak bizi doğduğumuza pişman eder."
Bay White'in adını duyunca homurdanmaya başladı.
"Yemin ederim o adam öğrencilere acı çektirmek için gönderilmiş bir iblis."dedi.
Evet bu konuda haklıydı .Adam bizim kıvrandığımızı görmekten zevk alıyordu.
Eminim evinde bizim kıvranışlarımızı düşünüp kendini tatmin ediyordur.
"Evet ve biz o iblisin dersine geç kalıyoruz methew hadi ."dedim.
Çantasını arkaya atıp ön koltuğa geçti.Oturduğu anda gaza bastım.
"Hey yavaş ol beni öldürmeye mi çalışıyorsun,daha çok gencim ölemem !"diye beni şakadan uyardı.
Ama onu dinlemedim İblisin dersine geç kalamazdım.
Normalde arabayla 7 dakika olan yolu 4 dakikada gelmiştik.
Neyse ki dersin başlamasına 3 dakika vardı.Arabadan atladım ve methewi gömleğinden tutup peşimden sürükledim.Boyu bir seksen olduğu için oldukça garip bir pozisyondaydık.Silkelenerek benden kurtuldu ve peşimden koşmaya başladı.
Bay White girmeden bir dakika önce sıralarımıza oturmuştuk.
Derin bir oh çekerek kafamı sıraya yasladım.Bu seferde yırtmıştık.

                       Bölüm 3

Akşam eve gidince babamı evde bulmayı beklemiyordum.
Bugün pazartesi haftanın başı olduğu için bir yığın işi olurdu.Ama şuanda salondaki kanepeye oturmuş haberleri seyrediyordu.Usulca yanına yaklaşım.
"Bir sorun mu var baba? Genelde pazartesileri evde olmazsın."
Kaşlarının hafifçe çatıldığını gördüm.Bu kötüye işaretti.
"Evet megan birkaç sorun var ama halledilemeyecek herhangi bir problem yok"diye yanıtladı beni.
Meraklanmıştım soğukkanlı lider babamı kaşlarını çattırabilecek ne gibi problemler olabilirdi?
Gözlerimden ne düşündüğümü anlamış olacak ki
"Seni ilgilendiren bir problem değil megan."dedi.
"Belki yardımcı olabilirim baba ."diyerek yalvardım.
"Hayır."dedi.Bunu bir baba olarak değil bir lider olarak söylediğini hissetmiştim.
Fakat bu beni daha çok konunun üzerine gitmeye teşvik etmişti.
"Baba biliyorsun senden sonra bu klanın başına ben geçeceğim.Benden herhangi bir sorunu gizlersen nasıl iyi bir lider olabilirim ?"
İşte buna itiraz edemezdi.Çenesindeki seğirmeden haklı olduğumu düşündüğünü ve cevap vereceğini anladım.
"Son zamanlarda kurtadam saldırıları artmaya başladı.Cinayetler daha vahşice işleniyor ve daha fazla insan katlediliyor."dedi.
Beynimdeki çarkların dönmeye başladığını hissedebiliyordum.Acaba delirmiş bir kurtadammıydı.
Bazı insanlar kurtadam zehrine karşı dayanıksızdırlar.Dönüşümü atlatsalar bile akıl sağlıkları bozulabiliyor ve tamamen içgüdülerinin kontrölüne geçebiliyorlardı.Buda onları oldukça tehlikeli yapıyordu.
"Dönüşümü tam olarak atlatamamış bir kurtadam olabilirmi  ?"diye sordum.
Bunu düşünmüş gibi başını başını hafifçe salladı.
"Evet ilk olarak bizde öyle düşünmüştük.Ama cinayet yerinde birden fazla kurtadama ait tüy bulundu"dediğinde şok olmuştum.
"Ne yani bir sürü mü geldi şehre ? Ama onlar kasabalarda yaşarlar şehre yaklaşmazlar ki"dedim.
"Bizde öyle düşünüyorduk ama bütün kanıtlar şehrimizde bir kurtadam sürüsünün olduğunu gösteriyor "diye yanıtladı.
Şehrimde kurt adam sürüsünün olduğuna inanamıyordum.
Sürü olmaları gayet doğaldı bu onların iç güdülerinde vardı ama insanların fazla olduğu yerlere gelmezlerdi.
Özellikle avcıların olduğu şehirlerden uzak dururlardı.
Gelmeleri için bütün olası nedenleri düşünmeye çalıştım ama aklıma bir şey gelmiyordu.Amaçları neydi?Neden gelmişlerdi..?Aradıkları birşeymi vardı.Yada deli bir Alfanın peşine takılmış bir sürü müydü.Aralarındaki en olası neden sonuncusuydu ,bunu babama söylediğimde ;
"Bizde bundan şüpheleniyoruz"dedi.
"Artık her gece devriyeye çıkıyoruz ve asla yalnız gitmiyoruz ." dedi.
Çoğul eki kullandığı halde onun gitmediğini biliyordum.
Babam fiziksel açıdan klanımızın en güçlüsü olsada zeka olarak da en güçlümüzdü.Saldırılara yada devriyelere gitmezdi.Emirler yağdırmak onun işiydi.
"Bu geceki devriyeye bende geleceğim"dedim hayır diyeceğini bilerek.
"Hayır."dediğinde şaşırmadım.
"Yalnız gitmem babacığım yanima Mathewide alırım "dedim.
Genelde bir şey isteğim zaman ona babacığım derdim.
"Olmaz ,yarın okula gideceksin"dedi.Ama ben kararımı vermiştim artık beni tutamazdı.
Beni gayet iyi tanıdığı için hafifçe içini çekerek başını iki yana salladı.
"Baştan ayağa silahlanmış olarak gideceksiniz.Bay ve bayan emersonlar bu gece devriyeye çıkacakları için onların hemen arkasında siz olacaksınız.Gözünü kulağınızı dört açın.Bir sürüyle karşı karşıyayız .Ne kadar güçlü olursan ol kızım 10 tane yetişkin kurtadamın hakkından gelemezsin "dedi.
Haklıydı ne kadar güçlü ve hızlı olursam olayım 10 kurtadam ölümüm demekti.Ama yanımda Methew vardı oda benim kadar güçlüydü.İkimiz onları haklayabilirdik.
Av heyecanı içimde dalgalanmaya başladı.Bütün vücudumun enerjiyle dolduğunu hissedebiliyordum.Parmak uçlarım katanamı kavramak için karıncalanıyordu.
Babam gözlerimin parladığını görmüş olacak ki beni uyardı.
"Kendini avın heyecanına kaptırma megan.Mecbur olmadıkça dövüşmeyeceksin .İzle ve öğren .Dinle ..
Sadece gözlem yapmaya gidiyorsunuz bunu unutma.Eğer başını belaya sokarsan.Lider oluncaya kadar evden çıkamzsın.Ve son bir uyarı hala lider benim .Benim kurallarım geçerli."diye beni uyardı.Haklı olduğunu bilmek sinir olmamamı sağlayamadı.
Sertçe başımı sallayarak :
"Evet efendim."dedim.Lider otoritesini üstümde kullanmaya başlayınca ona karşı çıkmak benim zararıma olurdu.Babamdan öğreneceğim daha çok şey vardı.
Hem lider olarak hemde babam olduğu için.Kendisi benim hayatımda gördüğüm en güçlü kişiydi.
Yıkılmaz bir dağ gibiydi.Heybetliydi,güçlüydü .Annemin neden babama aşık olduğunu anlayabiliyordum.
İnsana kendini güvende hissettiriyordu.Sanki yanında olunca hiçbir şey yada hiç kimse sana zarar veremezmiş gibi.Babama bazen karşı çıksamda ona bu dünyada ki kimseye duymadığım kadar saygı duyuyordum.Bende onun gibi biri olmak istiyordum.Onun gibi güçlü bir lider olmak istiyordum.Babam benim idolümdür.
"Ne zaman çıkacağız devriyeye ?" diye  sordum.
"Akşam yemekten sonra saat 8.45 te çıkıyorsunuz.Ara methewi yemeğe gelin sonra beraber çıkarsınız."dedi.
"Tamam baba.Ben methewi arayayım o zamanda geç kalmasın ."dedim.
Başını salladı ve önüne döndü.Bu gitmem için bir işaretti.
Yukarı odama çıktım.Yatağa oturup Methewi aradım.
Neşeli bir şekilde telefonu açtı.
"Ooo ne zaman özledin beni daha 2 saat önce birlkteydik."dedi.Aptal bir şekilde sırıttığını neredeyse görebiliyordum.
"Babam akşam yemeğine seni çağırdı yemekten sonra devriyeye çıkacağız"dediğimde yüzündeki sırıtışın hemen kesilip ciddi bir hal takındığını hissedebiliyordum.
"Bay shadows neden çağırdı beni megan bir problem yok değil mi"dedi.
Babama saygıyla karışık bir korku duyduğunu biliyordum.
Sırıttım."Ne o altına mı yapıcaksın Methew ."diye dalga geçtim.
Belli belirsiz bir homurdanma duydum.
"Kapa çeneni megan ."diye mırıldandı.
"Saat yedide burada ol  7.30 da yemeğe oturacağız."dedim.
Telaşlandığını duyabiliyordum.
"Yarım saat var niye erken söylemedin !"diye bağırdı.
"Çünkü bende az önce öğrendim çabuk ol ."diyerek suratına kapattım.
Ayağa kalkıp üzerime av giysilerimi giydim .Yani siyah bir dar pantolon,siyah atlet,siyah ince kapşonlu ceket ve siyah spor ayakkabı.Saçlarımı sıkıca at kuyruğu yapıncada hazırdım.Mathewi beklemeye başladım.O süre zarfında da kitap okumaya başladım.20 sayfa okumuştum ki zil çaldı.
Saate baktığımda 25 dakika geçtiğini gördüm.Babamın yanına geleceği yani liderinin yanına geleceği için teleşlandığını biliyordum.Aceleyle aşağıya indim.
Kapı açtığımda siyahlar içindeki methewi gördüm.
Sarı saçları siyahlar içinde göze çarpıyordu.Yumuşak kahverengi gözleri liderinin evine geldiği için gergin ve heyecan doluydu.
Kolundan tuttuğum gibi içeri çektim.Yoksa sonsuza kadar kapıda kalacakmış gibi görünüyordu.
Annem  seslendi;
"Methew sen misin tatlım ?"
Methew cevap verdi : "Benim bayan shadows."
"Sana kaç defa demem gerekiyor yalnızca meredith."
"Özür dilerim Bayan Meredith."
Annemden kısık bir homurdanma sesi çıktı.
Methewi mutfağa götürdüm.Annemi görünce hemen yanına gidip elini uzattı ama annem onu tutup yanaklarından öptü.
Methewin kızardığını görünce kahkahamı zor tuttum.
Küçük bir çocuk gibi kızarmıştı.
Annem methewin kızardığını fark edince kahkahayı patlattı.
Dayanamayıp bende güldüm.Birkaç dakika güldükten sonra methewe baktım ve onu kızgın bir şekilde bana bakarken yakaladım.Kendimi tutamayıp dil çıkardım.
Aslında methevin bir suçu yoktu.Annem kırk yaşlarının başında olsada oldukça güzel bir kadındı.Onun yaşında bende öyle görünmek istiyordum.Annemin klanın diğer kadınları gibi mat kızıl saçları ve tatı mavi gözleri vardı.
Formundanda hiçbir şey kaybetmemişti.Fiziğim anneme çekmişti.Oldukça kıvrımlı bir yapısı vardı.Babam şanslı bir adamdı.
"Methew sen anneme yardım et ben babamı çağırıp geliyorum."dedim.
Başını aşağı yukarı sallayıp annem yardım etmeye başladı.
Mutfak işlerinden nefret ederim.Yemek yapmaktansa bir düzine yetişkin kurtadamla savaşmayı tercih ederim.
Salonun sağında ki koridora girdim ve doğruca karşıda ki kapıya ilerledim.Burası babamın çalışma odasıydı.
Evrak işleri toplantılar burada yapılırdı.Babam işkolıik bir adam olduğu için zamanının çoğu burada geçiyordu.
Kapıyı tıklattım ve içeriden gel sesini duyunca girdim.
Babam çalışma masasında başını eğmiş bir takım evraklara bakıyordu.Kurtadam avlamanın evraklarla ne gibi bir alakası olabilirdi bilmiyordum ve öğrenmekte istemiyordum.
"Yemek hazır baba."dedim.
Başını kaldırdı ,beni görünce toparlanmaya başladı.
"Tamam kızım sen git geliyorum ben."dediğinde arkamdan usulca kapıyı kapatıp çıktım.
Methew silahlanıp geldiği için silahsız olarak ben vardım.
Odama çıkıp dolabımın en aşağısındaki büyük çekmeceyi açıp içinde ki silahlara baktım.
1 tane katana,3 kısa kılıç,2 uzun kılıç,10 çift gümüş bıçak ,5 çift çelik bıçak vardı.Tabancalar babamın odasındaydı.Tabanca kullanmayı sevmediğim için onda kalmasını sorun etmiyordum.
Katanamı sırtımda ki kılıfına soktum ve kapüşonla üstünü örttüm.Bir çift bıçağı kınlarıyla birlikte bileklerime bağladım.İki çiftte belimin oradaki kılıfa koyum.
Özel kılıf yaptırmıştım.6 çift bıçak kapasitesi olan belimin etrafına sarılan oldukça dayanıklı bir kumaştan yapılmış bir kılıftı.Çok kullanışlıydı.Bunu 16.doğum günümden hemen sonra babamın bana hediye ettiği çekle almıştım.
Silahlandıktan sonra kendimi daha iyi hissederek mutfağa indim.Herkes yerlerine oturmuş beni bekliyordu.
"Özür dilerim silahlanıp geldim."dedim.
Babam "Yanında en az 2 çift bıçak olsun kızım."dediğinde şaşırmadım.Tedbirli olmayı ondan öğrenmiştim.
"Bir çift kollarımda ,İki çift de belimde bıçak var.Katanamda sırtımdaki kılıfında baba ."diye endişelerini giderdim.
Ciddi bir baş sallamayla beni onayladı.
Dikgörtgen şeklindeki masada Methewle biz karşılıklı ,annemle babamda masanın başlarında karşılıklı oturuyorlardı.
Methew babama dönerek; "Efendim av hakkında bilgi alabilir miyim ?"dedi.
Babam "Bay ve bayan emersonlarla devriye gezeceksiniz.Herhangi  olağandışı bir durumda yardımcı olacaksınız."dedi.
Methew ciddiyetle başını salladı .Babam benimle gözgöze geldikten sonra devam etti.
"Emersonların en az yüz metre gerisinden gidip etrafı kolaçan edeceksiniz ve tetikte olun herhangi bir tehlikede hemen müdahale edeceksiniz."dedi.
"Tabi ki baba "deyip ciddiyetle başımı salladım.
Methew de "Evet efendim."diyerek  başını sallıyordu.
Yemeği yedikten sonra arabaya binip bayan emersonların evine gittik.Bizim geleceğimizden haberi vardı.Kapıda bizim gelmemizi bekliyorladı.Arabadan inip yanlarına gittik.
Bay ve bayan emerson tatlı bir  çiftti.İkiside kumral ve orta boyluydu.Bay emerson normalde gözlük takan bir adam .Ama devriyede olduğu için şu anda lens takıyordu.Bayan emerson ve bay emereson gündüzleri muhasebecilerdi.Geceleri ise avcılardı.Ama onlar genel olarak sakin bir yaşam tercih ettikleri için sadece devriyelere çıkarlardı.Saldırı yada zorunda kalmadıkça savunmada yer almazlardı.Yanlarına yaklaşınca bay ve bayan emerson selam verdiler.
Bay emerson :
"Biz önden gidip ortalığa göz atacağız.Siz liderimizden aldığım emre göre arkada kalacaksınız herhangi bir yanlış giden bir durum olursa sana söylemem gerekiyormuş?"
Bunu bir soru şeklinde sormuştu .O yüzden cevap verdim.
"Evet bay emerson bizim görevimiz yanlış bir durumda müdahele etmek herhangi bir sorun olmadıkça arkanızdan sizi izleyeceğiz."dedim.Methew sessiz kaldı.Aramızdaki liderin ben oldugumu biliyordu.
Bayan emerson ;
"Tamam o zaman hemen şu işi halledelim."deyip arabalarına girdi.Tamamen işe odaklı bir kadındı.
Methew ve ben kısa bir baş hareketiyle arabamıza döndük.
Önden emersonların geçmesine müsaade ettim ve yola koyulduk.
On beş dakika sessizce devriye gezdik sonra methew söze girdi :
"Okula yeni bir çocuk gelmiş son sınıf ."dedi.
Şaşırmıştım."Ne zaman ?"dedim.
"Bugün gelmiş bende bizim arkadaşlardan duydum.Oldukça garip değil mi ? Önceden duymamız gerekirdi.
Başımı salladım. "Haklısın babamın söylemesi gerekiyordu.Ayrıca biz son sınıfın son dönemindeyiz neden geliyor ki?"diye sordum.
Benimle aynı fikirde olduğunu belirten bir şekilde başını salladı.
"Evet zaten üç ay sonra lise bitecek neden geliyor bende anlamadım."dedi.
"Kim olduğunu biliyor musun ,bizim bölgeden mi ?"
Bölgemiz korumamız gereken alana verdiğimiz ad.O bölgeden biz sorumluyuzdur.Kimler gelir kimler çıkar bizim her şeyden haberimiz olur.
"Hayır bizim bölgenin birkaç sokak ötesinde ki bir evde kalıyormuş."dediğinde bu biraz daha mantıklı geldi .
Ama yinede okulumuza yeni birisi gelecekse en önce bize gösterilir ve canavar olup olmadığına bakardık.
"Kontrolden geçmiş mi ? "diye sordum.
"Bilmiyorum ."diye yanıtladı.
"Tamam o zaman babama haber veririm geçmemişse yarın icabına bakarım ."dedim.
Suratı asık bir şekilde başını salladı .Neden suratını astığını anlayamadım .Ama pek fazla kafamı meşgul etmedi .Methewin ne düşündüğünü hiçbir zaman anlayamamışımdır.
"Rose...."Ona eski sevgilisini soracakken telefonum çaldi.
Baktığımda emerson yazıyordu.Hemen açtım.
"Alo?"
"Benim bay emerson ."dedi.
"Evet bey emerson bir problem mi var ?"
"Darklove adlı kafenin aşağısında ki sokakta hırıltı sesleri geliyor galiba başıboş bir kurtadamımız var."dedi.
Kalp atışlarım anında hızlanmıştı.
"Geliyoruz.Orada kalın."diyerek telefonu kapadım.
Methew e adresi ve olayı anlattım.
Bıçaklarını kontrol edip yerlerinde olduklarına emin oldu.Av hazırlığına girişmişti.Yüzüne baktığımda dudaklarının inceldiğini ve gözlerini kıstığını fark ettim.Endişeli gibiydi.
Tamamen farklı tepkiler veriyorduk.Benim ise soluk alışverişlerim hızlanmış gözlerim parlaklaşmıştı .Biliyordum arabadaki aynadan bakmıştım.Yaklaşan avın heyecanıyla parmak uçlarım karıncalanıyordu.Adeta katanayı tutmak için seğiriyorlardı.Umarım bu av heyecanlı geçerdi.Geçen avım çabuk bitmişti.Gaza basıp adrese doğru hızla yol aldık.


(Buselik makamı çok tesekkurler  Utanıyorum. )

Ynt: Av -nazmiye Bozkus By: perihan58 Date: March 05, 2016, 11:01:45 PM
Çok güzel sürükleyici

SiteMap - İmode - Wap2