Arşiv Anasayfa Felsefe
Sayfalar: 1
Hareketin Idraki By: imge34 Date: November 29, 2014, 08:39:47 PM
Hareketin İdraki
Bir hareket, dışardan şuura gelişinde, eğer şuur alıcı bir ayana durumunda düşünülürse, bize bir otomatizm gibi gelir. Bir rakkasın hareketi, bir makinenin hareketi ile onlar arasında bir fark görülmez.Bu hareketleri otomat olmaktan çıkaran şey nedir? Hareket karşısında almış olduğumuz tavır.
Bir hareket karşısında red –tasvip tavrı aldığımız zaman ahlaki sahaya girmiş oluruz. Bir hareketin red veya tasvip edilmesi, onun mahiyetine ait bir vasıf değildir. Bunu o harekete biz etkiliyoruz Elinde balta ile odun yaran bir adam tasavvur edelim;baltayı oduna vuracağı yerde bir insana yada bir hayvana vurduğu zaman red ve tasviplerimiz başka başkadır.
Acaba hareketler içinde, bazılarının bizi red veya tasvip tavrına sürüklemesi nereden geliyor?Hoşlanma – nefret Psikolojik bir tavırdır. Yani ahlaki hareket karşısında kalan şuur, mahiyeti icabı mı hoşlanma, nefret, red veya tasvip tavırlarından birini alıyor? Bunu psikolojik yaratılışımızın tabii bir neticesi kabul ettiğimiz taktirde, ahlaki hareketlerin doğuştan olduğunu, ruhun iyi ve kötüyü, hoşlanma ve nefreti ayırdığını kabul etmemiz lazım. Rastyonalist felsefe, psikolojik ahlak nazariyeleri, faydacı ahlak görüşleri, ahlaki hareket karşısında alınan red ve tasvip, hoşlanma –nefret tavırlarını, psikolojik (motif) izah etmeye çalışırlar.Bir kısım filozoflar iyi – kötünün şuurun mahiyetinde mevcut olduğunu ileri sürerler. Bir kısım ahlakçılar da onları, haz ve elem gibi daha iptidai bir ruhi hadiseye bağlarlar. Yalnız haz eleme bağlı hoşlanmaların kökü içeridedir. Fakat bunların tayininde de dış tesirin rolü mühimdir.
Bu “dışarı” nedir? Bizim dışımızda, iki dünya veya muhit vardır:
1. Fizik Muhit
2. Sosyal Muhit
Fizik Muhit cansızdır ve bizim için sadece bir idrak (algı) objesidir.Hareketlerin idraki bizde sadece mekanik bir tesir bırakır ve onlar arasında bir fark gözetmez. O halde red ve tasvip ettiğimiz hareket nevileri fizik tabiattan gelmiyor.
İkincisi sosyal muhittir. Sosyal muhit birtakım kaidelerin, adetlerin, müesseselerin mevcut olduğu bur muhittir. Kaideler cemiyetin münasebetlerini düzenleyen bir takım değerlere bağlıdır. Bu kaideler bir takım emirler ve yasaklar sistemidir.Bazı hareketleri red bazı hareketleri ise tasvip eder. O halde,hareketler karşısında almış olduğumuz red ve tasvip tavırlarının gerisinde cemiyet vardır.Cemiyet kendi kaidelerini ferde fısıldamaktadır. Red ve tasviplerimizin kaynağı cemiyet olunca, biz, cemiyetin önceden konulmuş kaidelerini kendi şuurumuzda bir ölçü olarak alıyoruz demektir. Demek ki iyi ve kötünün kaynağı da bize dışardan gelmektedir.
O halde, ahlaki harekette dışardan aldığımız iki unsur var.a) Bilgi objesi olan hareketin idraki, b) Bizim hareketi eklediğimiz red ve tasvip; bu da bize dışardan geliyor; kaynağı, cemiyet.
Buraya kadar vermiş olduğumuz açıklama bize şunu öğretmiş bulunuyor. O da, ahlaki hareketlerin bir nevi red ve tasvip hareketleri olduğu;fakat bizim red ve tasviplerimiz çeşitlidir. Bizim iyi-kötü karşısında olduğu gibi güzel- çirkin, faydalı-faydasız, doğru –yanlış, günah –sevap gibi bir takım red ve tasviplerimiz var. Niçin bazı hareketler karşısında red ve tasvip, yahut başka bir değimle, iyi- kötü hükümlerinde birini vermek zorunda kalıyoruz?. Bizi buna zorlayan nedir?
Burada karşımıza iki problem çıkıyor.

1. Red ve tasvibi yapabilmek için bu red ve tasviplerin, iyi ve kötü hükümlerinin bize önceden öğretilmiş olması lazım ve bu, ferdin içinde yaşadığı cemiyetten gelmektedir.
O halde, her ahlaki red ve tasvip fiilinde şu unsurlar bulunmaktadır.
a) Bunun insan hareketleri karşısında alınmış bir tavır olması,
b) Red ve tasvibin doğuştan değil kazanılmış olması ve cemiyet tarafından bize telkin edilmesi
c) Cemiyet tarafından bir şeyin telkin edilebilmesi için onda herkes tarafından kabul edilmiş müşterek ve objektif bir vasfın olması gerekmektedir. Yani, hareketler hakkında önceden konulmuş bir takım kaideler vardır.
d) Red ve tasvibin insan hareketlerine tatbik edilmesi, ferdi bir şuuru şart koşar
e) Her red ve tasvibin gerisinde, hareketlerin muayyen kaidelere uygunluğunu isteyen bir yaygın emir vardır. Daha doğrusu bu otorite, kaidelerin mahiyetinde gizlidir.
2. Ahlaki red ve tasvip, sadece hareketlerin bir nevine tatbik edilmektedir. Çünkü örf ve adet hukuk, moda gibi bize dışardan baskı yapan bir takım red bu tasvipler vardır. Ahlakla örf ve adetlerin, hukukun red ve tasvibi arasında ne fark vardır? Fark red ve tasvip fiilinde mevcut olan müeyyide ve “otorite” den ileri gelmektedir.O halde red ve tasvip, yalnız ahlak için değil, hukuk,din, adet, moda olayları karşısında da ortaya çıkmaktadır. Niçin her nevi hareket değil de sadece bir nevi hareket, ahlak sahasına dahildir ve bu bir nevi hareketin, diğer hareketler arasındaki özelliği ve kesinliği nedir?


SiteMap - İmode - Wap2