Arşiv Anasayfa Moda & Güzellik
Sayfalar: 1
Eda Taşpınar'dan Stil Tüyoları By: Elysion Date: August 08, 2014, 09:28:36 AM


Kim ne derse desin Eda Taşpınar'ın stiliyle konuşulanlar arasında ayrı bir yeri var. Öncelikle güzel bacaklarının ve düzgün fiziğinin avantajını kullandığını hemen söyleyelim. O da bunun farkında ve bu avantajlarını akıllıca kullanarak ikon tanımlamasını hak ediyor. Güzellik ona göre çok önemli değil. "Dış güzellik çok geçici. Dolayısıyla herkes keyfine baksın, canı ne istiyorsa da giysin" diyor. Bir giydiğini bir daha giymediği yolundaki söylemlere gülüp geçiyor. Aslında işin sırrı çok daha başka bir şeyde yatıyor. Bunu da Taşpınar Hello dergisine anlatıyor ve meraklısına stil tüyoları fısıldıyor.

Ayakkabı nasıl seçilir
Sanırım en önemlisi kendini tanımakla başlıyor. Ne yakışır, tarzın ne kadar uçukluk kaldırabilir bunları bilmelisiniz. Ayak şekline ve güzelliğine göre seçim ise ikinci püf nokta. Herkesin giyebileceği bir modele yönelmektense kimselerin yeltenmeyeceğini almak. Sezonun 'it' modelini almamak. Çünkü sezon geçince 'geçen seneyim' diye bağıran bir ayakkabıyı giymek istemezsiniz. Tabiî ölüp bitiyorsanız, illa da 'alacağım' diyorsanız bari az sayıda olan 'it' ayakkabıyı almalısınız.

Ben üretmeyi istemedikleri defile ayakkabılarını almayı sevenlerdenim. Tabiî bunun da dezavantajı var; feci derecede rahatsız olmaları. Ancak ben ayaklarımın çığlıklarını duymayacak kadar ayakkabılarıma tutkuyla bağlı olduğum için umursamıyorum. Unutmayın, 'the more it hurts the better it looks' yani ne kadar canınız yanıyorsa o kadar güzel gözüküyor demektir.

'It' ayakkabı almaktansa defile yapmayan Azzedine Alaia ya da Manolo Blahnik'e yönelin. Niye mi? Çok basit. Birkaç sezon öncesinin ayakkabısını giyerek hem merak uyandırırsınız, hem de herkes ayağınızda beğense de gidip aynısını alıp canınızı sıkamaz. Hem rahat hem de özgün olursunuz.

Bu kadar etkileyici aksesuarı nasıl buluyorsunuz
Doğruyu söyleyeyim; peşlerinden koşuyorum. Türkiye'de bulamazsam yurt dışını arıyorum. Bazen de insanlara 'illallah' dedirtebiliyorum. Günde üç kere aradığım bile oluyor; 'hadi hadi' diye. Öğrendim, 'deli Türk arıyor' diye takılıyorlarmış aralarında bazen. Bu takıntım bir tek ayakkabı konusunda var ama sonsuz azmim(!) sayesinde bazen üretilmeyecek ayakkabıları bile üretmeye ikna edebildiğim oluyor. Bazen de kullanmadığım ayakkabılar üzerinde değişiklikler yapıyorum; taş işliyorum, çengelli iğneler takıyorum, çivilerle renklendiriyorum, zincirler sarkıtıyorum.


Stilinizi oluştururken...
Ben giyinirken önce ayakkabımı ve çantamı seçer, kıyafetimi de onlara uydururum. Bu arada çok karmaşık bir ayakkabıyla çok durgun, sade bir elbise giymek ya da çok frapan bir kıyafete low profile bir sandalet giymek, yapabileceğiniz en doğru hareket.

Efsane çantanız ve ayakkabınız var mı
Çok az sayıda üretilmiş, kuru kafalı, zımbalı Thomas Wylde çantam; her şeyle ve her tarzla uyum sağlayabildiği için. Efsane ayakkabım ise; mahmuzlu McQueen Mary Jane'lerim. Bunların üretilmesi için bayağı bir çaba sarfetmiştim. Ama sonunda bıkmış olacaklar ki bana defilede kullanılmış olanını yolladılar. Çok farklı, bir o kadar da egzantrik. O bence bir tasarım harikası. Yine kıyamadıklarım arasında McQueen'in ayak kemiği şeklindeki ayakkabısı var. Çünkü tek kelimeyle çok acayip ve ben galiba bu acayipliği çok seviyorum. Çanta ise anneannemin gençliğinden kalan işlemeli krokodil Chanel kutu çantası.

Hangi kıyafete hangi çanta ve ayakkabı yakışır
Mini yazlık elbiseler ve uzun uçuşan elbiselerle düz sandaletler iyi gider. Daha rahat hareket edersiniz, daha Avrupai tarz görünürsünüz. Bondage ve tüylü elbiselerle mutlaka yüksek topuklar kullanın. Yoksa Susam Sokağı'ndaki Sarı Kuş'a benzer, yerden bitme gözükürsünüz. Tulumlarla da boyunuz kısaysa topuklu, boyunuz uzunsa düz giymek gerekir. Fakat tulum giymek gerçekten zor iş; vücut ve tarz lâzım, herkese yakışmaz. Çantada da ayakkabınız ile uyumsuz çantalar kullanın.

"Güzellik" kavramınız nedir
Kadın aslında çok kuvetli bir varlık. Yalnızca bunu kullanmayı bilmeli; duruşu, havası, aurasıyla yaratacağı etki iki güzel bacak ve bir çift ayakkabıdan daha kuvvetli olacaktır. Kendinize güvendiğiniz ve kendinizi iyi hissettiğiniz sürece ayağınız, bacağınız çirkinmiş kimseyi ilgilendirmeyecektir. Güzellik çok göreceli bir durum. Ayrıca dış güzellik çok geçici. Dolayısıyla herkes keyfine baksın, canı ne istiyorsa da giysin derim.

 


SiteMap - İmode - Wap2