Arşiv Anasayfa Tarihi Eserlerimiz
Sayfalar: 1
Antik Aspendos Tiyatrosu - Antalya By: Elysion Date: July 31, 2014, 02:06:30 PM


Yapılmasının üzerinden yaklaşık 2000 yıl geçmesine rağmen çok iyi şekilde korunarak günümüze gelmiş antik tiyatrodur. Mimarı Aspendos’lu Zenondur. Antalya’nın Belkıs köyündedir ve Romalılar döneminde yapılmıştır. Aspendos’un tarihi çok eskilere dayanmaktadır. 5. yüzyılda oldukça zengin bir kent olan Aspendos bunu çevredeki zengin roma kalıntılarıyla da göstermiştir. Aspendos kenti iki tepe üzerine kurulmuş daha sonraları ise genişleyerek yayılmış bir kenttir. Aspendos Surları onarım görerek günümüze gelmiştir. Kent merkezini büyük tepe ve tiyatro tepesi oluşturmaktadır. Büyük Tepeye çıkılınca Akrapol ile karşılaşılır. Akrapol’un ortasında pazar yeri bulunmaktadır. Eski adı Agora’dır. Pazar Yeri’nin kenar kısmında bazilika onun kuzeyinde nymphain çeşmesi çeşmenin arkasında ise Odeon bulunmaktadır. Bu yapılardan daha önemli olan yapı ise şüphesiz Aspendos Tiyatrosu’dur. 161-180 yılları arasında yapılmıştır. Günümüze kadar gelmiş roma tiyatrolarından en sağlam olanıdır.

Mitolojisi

Aspendos kentinin hakimi, dünyalar güzel kızının evlilik çağına geldiğini düşünür. Kente en faydalı işi yapan kişiyle kızını evlendirecektir. İki mimar diğerlerinden öne çıkar yaptıkları eserleriyle. Biri Aspendos’un hala incelenen su kemerlerini inşa eder. Diğeri günümüzde de kullanılan tiyatroyu. Kral, kilometrelerce uzaktan su getiren aquadükleri inşa eden mimarın kızını hak ettiğini düşünür. Kentin en önemli ihtiyacını gidermiştir. Kızı bu mimarla evlenmelidir.aspendos – 1913 yılı Sanatçı ruhlu güzel kız babasına yalvarır; babacığım ne olur tiyatroyu bir kere daha görelim, kararını öyle ver. Baba kız tiyatroya giderler. En üste çıkıp tonozlu galerinin olduğu yerde hem gezinip hem tartışırlar. Birbirlerini ikna etmeye çalışmaktadırlar. Bu sırada tiyatronun mimarı orkestraya gelmiş, kral ve kızından habersiz kendi kendine konuşmaktadır. Kralın kızı benim olmalı, kralın kızı benim olmalı. Mimarın geldiğinden habersiz, tartışmakta olan baba kız da bu sesi duyarlar. Başlarını çevirdiklerinde aşağıda orkestrada bir adam elleri arkada, başı öne eğik dolaşırken, ımırıldanmaktadır. Kralın kızı benim olmalı, kralın kızı benim olmalı. Kral, tiyatroyu yapan mimarın neyi başardığını artık anlamıştı. Bu akustiği verebilen mimar her şeyi başarabilirdi. Kızı haklıydı. Düğünleri tiyatroda yapıldı

“İtalya, Fransa, Dalmaçya ve Afrika’da amfitiyatrolar, Mısır ve Yunanistan’da tapınaklar, Girit’te saraylar görmüş olabilirsiniz. Antik çağdan günümüze gelen kalıntılara belki doydunuz veya belki onlardan hiç hoşlanmadınız. Ama Aspendos’taki tiyatroyu henüz görmediniz”
D. G. Hogarth – 1909

“Ben kendi adıma, tiyatronun içerisine ilk girdiğim an benliğimi saran hayranlık duygusunu asla unutmadım: Bu daha önce gördüğüm hiç bir şeye benzemiyor.”
George E. BEEN

Aspendos tiyatrosu tüm dünyadaki en iyi korunmuş Roma tiyatrosu, hatta en iyi korunmuş antik tiyatrodur. İki tepe üzerine kurulu Aspendos’un tiyatrosu, küçük tepenin doğu yamacına yaslanmıştır. MS. 2. yy. da Marcus Aurelius (161-180) döneminde inşa edilmiştir. Kuzey ve güney parodos kapılarının üzerindeki Latince ve Yunanca yazıtlar, tiyatro ve skenesinin bütün masraflarını A. Curtius Crispinus’un vasiyeti uyarınca, A. Cirtius Crispinus Arruntianus ile A..Cirtius Auspicatus Tirinnianus karşıladıklarını yazar. Tiyatro Tanrılara ve devrin İmparatorlarına adanmıştır. Skene binasının üst sütün sırasının kaidesindeki daha kısa yazıtta, sadece yaptıran ikisinin adları geçer. Sahne binasının güney duvarındaki konsol üzerindeki yazıt, bu yapının mimarının Theodoros’un oğlu Zenon olduğunu bize bildirir.

Tiyatro Roma tipinin özelliklerini yansıtır.. Her ne kadar caveanın bir bölümü yamaca yaslanmış olsa da üst bölümü serbest kemerler üstünde yükselmesi, paradosların üstü örtülü, analemma duvarlarının caveaya parelel olması, caveanın yarım daire planlı olması Roma tiyatrosu özellileridir. Burada daha erken bir tiyatro olsa bile tümüyle mevcut yapının altında kalmıştır. Sahne binası; ahşap sahnenin ve onun gerisindeki duvarı süsleyen heykeller ile sütunların dışında neredeyse eksiksiz bir şekilde günümüze ulaşmıştır. İki uçtaki merdivenler ve caveayı taçlandıran 58 sütun ve kemerden oluşan galeri günümüzde onarım görmüştür. Yapıda kullanılan ana malzeme kalitesiz bir tür konglomera olmakla birlikte, oturma sıraları, döşemeler ve kaplamalarda mermer kullanılmıştır. Seyirciler tiyatroya iki yandaki kapılardan ve yamaçtaki iki küçük kapıdan (şimdi kapatılmış) giriyorlardı. Sahne binası uzun ve dardır. Orijinal yüksekliğini korumuştur. Dışarısında beş kapı, bunların üzerinde de dört sıra pencere yer almaktadır. En üst pencere dizisinin üstünde ve altında taşkın bloklar sıralanır. Bloklara açılmış deliklere birer direk dikiliyor ve bunların yardımıyla gerilen büyük bir tente seyircileri güneş ve yağmurdan koruyordu.

Çok katlı olan sahne yapısının yatay elamanları günümüze ulaşmamıştır. Sahne yapısının esas sahneye fon oluşturan duvarı çok zengin bezemelere sahipti. Bunlardan doğrudan duvara gömülü olanları yerinde duruyor. Sahne yapısı, biri diğerinin üstünde yükselen iki sıra sütunla süslenmişti. Sütunların aralarında nişler yer alır. Bu nişlerin alınlıkları daha küçük sütunlar tarafında taşınıyordu. Nişlerin içinde heykeller duruyordu. İkinci sütun dizisinin üzerindeki büyük alınlığın merkezini bitkisel sarmallarla çevrelenmiş Dionysos figürü kaplıyordu.

Sahne düzleminde beş kapı ( Sanatçılar bu kapıları kullanarak sahneye çıkıyorlardı), onlarında altında daha küçük kapılar sıralanıyordu. (Gladyatör oyunları için vahşi hayvanlar bu kapılardan salınıyorlardı) 7.01m. ileriye taşan sahnenin, yüksekliği 1.6m dir. Sahnenin yan duvarlarının üst kesiminde, dış kenardan arka duvara doğru eğimle uzanan oyuklar göze çarpar. Bu oyuklar, sesi yansıtmaya yönelik bir ahşap çatının sahneyi örttüğü kanısını doğurur. Orkhestra, Roma tipine uygun olarak yarım daire biçimindedir. Tabanı taş döşeliydi. Taş taban döşemesinin bir bölümü halen yerindedir. Paradosların üzerinde loca işlevi gören prohedria bulunur.

Tek diazomalı cavea nın üstünde daha sonra eklenmiş kemerli galeri bulunur. Diazomanın aşağısında 21, yukarısında 20 oturma sırası yer alır. Cavea 15-20 bin kişilik oturma yerine sahipti. Bazı oturma yerlerinde, sahibini işaret eden isimler kazılıdır. İsimli oturma yerlerinden birinin en üst sırada olması ilginçtir. Caveanın alt oturma sıraları 10 merdivenle 9 cuneaya, üst oturma sıraları 21 merdivenle 20 cuneaya bölünmüştür.

Tiyatronun sahne binası Selçuklular döneminde ikametgâh olarak kullanılmış, bazı takviye ve tamir görmüş dışı sıvanmıştır. Cephesindeki koyu kırmızı zikzak desenli sıva bu dönemden kalmadır. Alaeddin Keykubat, sahnenin büyük merdiven kulesinin içini figürlü çinilerle kaplayıp köşk haline getirmiştir. Bunların izleri halen görülmektedir. Çiniler Antalya Arkeoloji Müzesinde sergilenmektedir.

Atatürk 1930 yılında ziyaret edip “onarılıp yeniden kullanılması” direktifini vermiştir. Günümüzde, her yıl düzenli olarak yapılan uluslar arası “Aspendos Opera ve Bale Festivali” dünya milletlerini tiyatroya toplamaya devam ediyor.aspendos rekonstrüksiyon


SiteMap - İmode - Wap2