Arşiv Anasayfa Dünya Tarihi
Sayfalar: 1
Esad Neden Katliama Başvuruyor? By: Asortik Hatun Date: July 29, 2014, 12:28:49 PM
Suriye’deki Beşar Esad yönetimi, ısrarla kendisine yöneltilen uyarılara kulak vermiyor ve tavsiyeleri dinlemiyor.

1982’deki ve günümüzdeki ayaklanmaların başladığı, Sünnilerin yoğun olarak yaşadığı ve Müslüman Kardeşler’in de oldukça güçlü olduğu Hama’da Ramazan’ın başlamasına saatler kala büyük bir katliam yapıldı.

Oğul Esad, babasının yolundan giderek ayaklanmaya neden olan koşulları düzeltmek yerine ayaklananları bertaraf etmeyi seçti.

Uzun soluklu, tarihsel kökenleri olan toplumsal sorunların birer isyana dönüşmesi, büyük ölçüde yönetimlerin basiretsizliklerinin sonucudur.

Basiretsizliğin dışa vurumu ise, güç kullanımında şiddeti artırmak olarak karşımıza çıkar.

Şiddeti bir kez artırma yolu seçildiğinde de ok yaydan çıkar ve süreç tüm isyancılar öldürüldüğünde isyanların biteceğinin sanıldığı noktaya ulaşır.

Diyelim ki Esad, Suriye tarihinden ders almıyor ya da aldığı ders önceki katliamlarda yeterince “ele başı”nın öldürülmemesi yolunda. Etrafındaki ülkelere de mi bakmıyor ve onların ne tür benzer hatalar yapmış olduğunu görmüyor?

Uluslararası güçlere çağırı

Eğer Esad yönetimi, insanları topluca katletmeyi makbul bir önlem olarak değil de risk yönetimi olarak görüyorsa, o zaman ülkenin sorunlarını kendi içinde çözme şansını yitirdiklerini ve bunu da fark etmiş oldukları söylenebilir.

Tüm dünya Esad’a “reform” çağrıları yapıp şiddetten uzak durmasını salık verirken kör parmağım gözüne misali bir eylem yapmak, kendisine yöneltilen eleştiri ve baskı dozunun artmasını talep etmek demektir.

Sanki herkes daha fazla kızsın diye yapılan bu eylem, belki de bu herkesin kim olduğu sorusunun açıklık kazanması beklentisiyle yapılmıştır.

Esad’ın yöntemine en fazla içinde Türkiye’nin de olduğu “batı” dünyası kızmakta, ancak Rusya, Çin, İran ya da İsrail’in benzer bir kızgınlık tavrı almadıklarına tanık olunmakta.

Sert eleştirilerde bulunmayan oyuncuların durumdan memnun oldukları sonucu çıkmayabilir, ancak durumdan yarar hesapladıkları düşünülebilir.

Bunun dışa vurumu da terörle mücadelede şiddetin olabileceği savı ve otoriter yönetimlerin meşruiyeti biçiminde okunabilir.

Uluslararası güçlerin yanıtı

Esad gibi ülkesini yönetmek isteyenler bir yana bırakılırsa, Suriye devlet başkanının böylesi bir eyleme kalkışmasının başka nedenlerini de aramak uygun olur.

Katliam öncesinde Suriye’ye de müdahale edilmesini savunan güçler, bu olay sonrasında seslerini yükselttiler.

İnsanlığa karşı işlenen suçlara dur demek için müdahale edilmesi gereğini savunmak, bugün daha kolay.

Dolayısıyla konunun ister bir koalisyon gücü oluşturarak ister NATO içinde tasarlayarak olsun bir biçimde BM Güvenlik Konseyi gündemine gelmesi muhtemel ve sanki Esad da tam bunu istiyor.

Güvenlik Konseyi’nde Rusya ve Çin var, bunların onay vermeyeceği öngörülebilir, ABD de müdahaleye hevesli değil. Dolayısıyla karar çıkmayabilir ve bu da Libya ile Suriye konularında uluslararası güçlerin çifte standardını tescil eder.

Bir müdahale kararı alınması halinde ise, bu kez de İsrail’e yaptırım ve müdahalede bulunmama hali üzerinden bir uluslararası çifte standart tescil olabilir.

Öte yandan gözler, İran yaptırımına “hayır” diyen Türkiye’ye döner ve “evet” dese bir türlü, “hayır” dese bir türlü durumu ortaya çıkar.

Bu oyunun bir yandan İran bir yandan da İsrail’in işine geldiği açık. Kim ki Suriye’ye askeri müdahale yapılmasını savunuyor, bilmeliyiz ki onlar da İran’a el altından destek verip İsrail’in bugünkünden farklı adım atmasına engel olmaya çalışıyor ve tabi bu arada Türkiye’yi de zor durumda bırakmak istiyor.


SiteMap - İmode - Wap2