Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Yaşananları Affedebilmek By: Mavi_Kiyamet Date: December 04, 2013, 10:59:42 PM
kişisel gelişim makaleleri - affetmenin önemi - affetmek büyüklüktür - yaşadığımız deneyimler - kendini affetmek
Büyülü bir kelimedir affetmek, affedebilmek… Ne denli zor olduğunu ise ancak hayatında bir defa dahi olsun incinenler bilir. Atalarımız “Affetmek Büyüklüktür” der… Bunu ilk duyduğumda affetmenin yaş ile kazanılan bir deneyim olduğunu sanmıştım. O zamanlar çocuktum elbet… Ve ancak büyükler affeder sanıyordum. Oysaki sözün içinde saklı duran anlamı, anlamak, kavramak için bir kere incinmek yetti… Affetmeden yoluma devam edemeyeceğimi anladığımda henüz çok küçüktüm.

 Affetmek, kişinin kendini özgür kılmasıdır. Eğer zaten ağır olan hayat yükünü bir de kırgınlıklarla doldurursa insan yaşamak, yaşamaya devam etmek daha da zorlaşıyor hatta imkansız hale geliyor. Çünkü, kırgınlığa neden olan olaylar zinciri sizin yaşam enerjinizin en büyük katili… Affetmeksizin beslenen kırgınlık, gerek başka insanlara gerekse de kendimize yönelik olsun, yaşam döngüsü içinde ihtiyacımız olan umut, yaşama sevinci, mutluluk gibi kavramların hızla bedenimizden uzaklaşmasına dolayısıyla da hayatımızın anlamını yitirmemize neden oluyor.

 Evet, çoğu zaman insan olayları halının altına süpürür, çözümünü zamana bırakır ya da daha da kötüsü kendini kandırır ve olayın çözüme ulaştığını düşünür. Derken günlerden bir gün, bir bakış, bir söz hatta sizinle hiç de alakası olmayan bir olay geri çağırımda bulunur kırgınlıklarınıza… İşte o anda anlarsınız ki affetmeden devam edilen yolda, sizi üzen olaylar paçalarınıza yapışmış ve sizinle birlikte yıllar içinde seyahat etmekte… Bugün bu yazıyı yazmama neden, sizin bu yazıyı okuma nedeninizle aynı… Bir çağırışımla gelen ve aslında halen içimi acıttığını hissettiği bir olayı içimden söküp atmanın yolunu arıyorum. Ben ancak bildiklerimi yazarsam kendimle konuşabiliyorum. Sebep budur ki bu yazıyı hem kendime hem de size yazıyorum…

Kişisel gelişimin ilk adımlarından biri affetmeyi öğrenmek. Peki, bunu nasıl başaracağız? Nasıl hem kendimizi hem de beynimizi özgür bırakacağız?

 Öncelikle bunun bir süreç olduğunun bilinmesi gerekiyor. Kimse size mucizevi bir biçimde yardım etmeyecek, kendi kendine yardım etmesi gereken yine sizsiniz…

Yaşadığınız olay ne denli sizi rahatsız ederse etsin, olayı ana hatları ile masaya yatırmanın zamanı geldi. Belki kendi yaptığınız bir hatadan ya da size yapılan bir hatadan dolayı affetmeye ihtiyaç duyuyorsunuz. İkisinde de metot aynı. Kabullenmek.

 Yaşadığınız deneyimi kabul edin. Deneyim diyorum çünkü her olay, hayatta ders alınması gereken bir deneyimler zinciridir. Bu olay ne denli kötü olursa olsun size bir şey anlatmak için gerçekleşti. Kabullenmek demek olayı haklı görmek demek değildir. Kabullenmek affetmenin önemli basamaklarındandır. Birer birer bu basamakları aşarak affetmeyi başarabilirsiniz. Bu deneyim ne denli canınızı acıtsa da bundan mutlaka alınan bir ders vardır. O dersi kazanımınız olarak kabul edin.

 Geçmişte yaşananları (unutmayın dün de geçmişte kaldı, bir önceki saniye de…) bugüne bu ana taşımak, yaşanan olayın ağırlığını üzerinizde taşımaktan başka bir şey değildir. Konuya ilişkin çıkarım ve derslerinizi aldıktan sonra “unut” komutunu kendinize verin. Ve unutana kadar bunu tekrarlayın. Unutmak demek olayı gerçekleştiren kişiyi ya da kendinizi haklı bulmak anlamına gelmez. Olay kötüydü, karşınızdaki kişi de haksızdı tamam da bunu duygu deponuzda taşımanız sadece size zarar… Yapılan yapıldı, yaşanan yaşandı, haklı ya da haksız siz incindiniz. Konunun özü bundan ibaret…

Affetme sürecinde kişinin asıl yara aldığı nokta egodur. “Bunu bana nasıl yapabilir” sorununu sıklıkla tekrarladığınızdan eminim. Hatırlatırım ben dediğiniz olgu sizin egonuzdan ibaret. Burada ruhun korunması esas. Zarar gören “ben” kabuğunu iyileşme sürecine terk edin. Her kabuk gibi o da iyileşince kendiliğinden düşecektir. Bu iyileşme sürecinin tek merhemi yazımın başlığını oluşturan “affetmek, affedebilmektir”.

Sürecin en tehlikeli basamağı “cezalandırmaya çalışmaktır”. Kendinizi ya da karşınızdakini cezalandırmaya çalışmak egonuzun kendini koruma biçimlerinden biridir. Bu da size, öz benliğinize, ruhunuza zarar verir. Cezayı aklınızdan silin!

 Özetle: Yaşanan her olay bir mesaj verir. Yanlış olan, yanlış giden konulara ilişkin… Bu olay size acı veren bir deneyim ise bu deneyimin içindeki nedenleri ve nasılları çıkarın, gerisini çöp kutusuna gönderin. Aksi halde öfke ve kin duyguları bedenimizi sarmalar.

 Kendinizi, duygularınızı, düşüncelerinizi affetme başarısı ile özgür bırakın.

 Gönül Dost


SiteMap - İmode - Wap2