Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Iç Huzuru Nasıl Yakalanır By: Mavi_Kiyamet Date: November 30, 2013, 11:06:10 PM


huzur nasıl yaklanır - iç huzuru için neler yapılmalı - huzur için yapılması gerekenler - pozitif düşünce


Olayların gerçek iç yüzü bizi ilgilendirmesi gerekirken önyargı tuzağına düşeriz. Manevi yaşamın vazgeçilmez temel ilkesi yüreğimizi açık tutmaya alışmaktır. Hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını, sorunları, yaşamımızı olduğundan farklı hale getirecek tarzda kötümserleştirmememiz gerektiğini söylemek isterim. Görünen tek şey, insanların birbirlerini anlayışla karşılamalarında yatmaktadır. Bu duygu bir iç dinamiktir. Size hayata bağlayacak olan fitildir. Bütün sorun bu fitili ateşlemenize bağladır.

 Yaşama karşı tüm kaprislerimiz; tüm gizli kalmış bencilliklerimizi attığımız an geniş masmavi Ummanlarda, devasa yeşillerin kapladığı büyük çayırlarda mutlu ve huzurlu bir hayatın ne olduğunu yeniden keşfetmiş olacağız, tüm önyargılarımızdan kurtulmuş olarak.

İç huzuru yakalamanın kaçınılmaz gerçekleri, biz ona karar verdiğimiz takdirde oluşabilir ancak. Acı ve zevk başarı ve başarısızlık, sevinç ve keder doğum ve ölüm… Cana yakın, alçakgönüllü ve sabırlı olmayı öğreten temel yapı taşları bazen yaşanan hadiseler olabilmektedir.



 Sevgi ve şefkat bitkisi, biz onu suladığımız sürece boy atar, yeşerir. Farklı olmak da bu değil midir? Kötü görmeye odaklanmak bu bitkiyi hiçbir zaman yeşertmeyecektir. Sanılanın aksine olayları olduğu gibi, insanları sevap ve günahlarıyla kabullenmek farklı bir açıdan “görmek”tir. Her şey göründüğü gibi değildir; evet; bu doğru. Bitkinin büyümü aşamalarını göremeyiz, ama büyüdüğü hakikatini inkar edemeyiz; kuşların gökyüzünde kanat çırparken, kanat hareketlerini duymayız ve birebir izleyemeyiz, ama uçtukları hakikatini kabul ederiz.Tıpkı bunun gibi, insan yüreğinin öz benliğinde merhamet ve sevgi ırmaklarının çağladığını hissederiz. Kabulleniriz. Bunu bu şekilde duyumsadıktan sonra yaşam bir kavga olmaktan çıkacak, gönüllerimiz güz çiçeği gibi ferahlayacaktır.



 Duygularımız, görünen her şeye değil de bir tek şeye odaklansa her bireyin birkaç şiiri olurdu. O vakit ne kavgalar, ne kıskançlıklar ne çekişmeler ve en önemlisi de ne savaşlar olurdu. O “bir tek” şey, huzurun bize rehberlik edip, bizi moral tepelerine, güler yüzlü bir sistemimiz var aslında. Tıpkı termometre gibi size dışarıda havanın nasıl olduğunu bildirir. Çünkü iç benliğinizi bu havaya göre ayarlamanız istenir. Eğer siz dışarıda gördüğünüz hava nispetinde vücut ısınızı ayarlamaya kalkarsanız, yararınıza kullanacağınız yetileriniz köreltmiş olursunuz.

 Kardelen, dışarıdaki havayı kendisine uyarlamaya kalkmadı, kendisini o hava nispetinde yeşillendirdi. Bu, bir türü uyumdur. Eğer kardelen gördüğüyle kalsaydı, şimdi tüm sevgi çiftlerinin sembol çiçeği olur muydu? İçindeki sıcak sevgiyle karları nasıl deldi kardelen? Şartlanmadı, önyargıyla bakmadı. Soğuk kışla arkadaşlığı denedi; ve karların üzerinde göründü.

 Biz insanlar da ne zaman ki kardelen çiçeği gibi önyargısız oluruz, işte o zaman dostluklarımız zedelenmez. Nadiren de olsa yaşlı çiftlerin dahi ayrılma aşamasına gelmelerinin altında yatan sebep, her şeyin göründüğü gibi kabul edilmesidir. Onca sevgiden, onca birliktelikten, onca masumane iffetli aşktan sonra hangi güç insanı ayrırır? Bence önyargı ve “bu kesin böyledir” şeklindeki kanaatlerimizdir. İşte size Allahtan ki sonu duygusallıkla biten bir öykü:

 Her şey Göründüğü Gibi Değildir…



Lilay Koradan


SiteMap - İmode - Wap2