Arşiv Anasayfa Sure Meal'leri
Sayfalar: 1
Bakara Suresi 1 Ve 2.ayet Tefsiri By: imge34 Date: September 24, 2013, 09:43:34 PM
الم

Elif, lâm, mim.

Elif, Lâm, Mim.

1. elif, lâm, mim : elif, lâm, mim
AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm
Bu harfler mukattaa harfleridir. Allah'ın bu surede özel bir sayısal değerle kullandığı harflerdir.

ذَلِكَ الْكِتَابُ لاَ رَيْبَ فِيهِ هُدًى لِّلْمُتَّقِينَ

Zâlikel kitâbu lâ reybe fîh(fîhi), huden lil muttekîn(muttekîne).

İşte bu Kitap ki, O'nda hiçbir şüphe yoktur. Takva sahipleri için bir hidayettir.

1. zâlike : işte bu, bu
2. el kitâbu : kitap
3. lâ : yok, değil
4. reybe : şüphe
5. fî-hi : onun hakkında, onun içinde, onda
6. huden : hidayet, hidayete erdiren
7. li el muttekîne : takva sahipleri için
AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm
Burada takva ve hidayet olmak üzere iki kavram vardır. Takva kavramının lügat mânâsı çekinmek, sakınmak ve korkmaktır. Allahû Tealâ, Kur'ân-ı Kerim'de ne zaman takva kelimesini kullanmışsa, devrimizin âlimleri belki de eski âlimlerin standartlarına uyarak hep aynı şeyi (Allah'tan korkun, sakının, çekinin) söylemektedirler.

Allahû Tealâ'nın dizayn ettiği takva, ruhun, fizik vücudun, nefsin ve iradenin hidayet yeminleridir.

Takvanın başlangıcı kişinin Allah'a ulaşmayı dilediği, âmenû olduğu noktadır. Kişi ne zaman Allah'a ulaşmayı dilerse Allahû Tealâ aynı anda kalbindeki bu talebi işitir, bilir ve görür. Kişi o anda başlangıç takvasının da cennetin de sahibidir.

Takvayı 7 safhada incelemek söz konusu olmaktadır:

Kişi Allah'a ulaşmayı dilediğinde âmenûlar takvasının sahibi olur (3. basamak).
Kişi ne zaman mürşidine ulaşırsa, onun önünde diz çöküp tövbe ederse o an tâbiiyet takvasının sahibi olur (14. basamak).
Kişi ruhunu Allah'a ulaştırıp, Allah'a teslim ettiğinde evvab takvanın sahibi olur (21. basamak).
Ne zaman kişi fizik vücudunu Allah'a teslim ederse muhsinler takvasının sahibidir (25. basamak).
Kişi nefsini de Allahû Tealâ'ya teslim ettiğinde ulûl'elbab takvasının sahibi olur (26. basamak).
İrşad olunca (ihlâs) takvasının sahibidir (27. basamak).
İrade Allah'a teslim edilince bihakkın takva elde edilir (28. basamak / 5. kademe)
Takva, lügat mânâsı itibariyle korkmak, çekinmek anlamına gelse de aslında takva, Kur'ân-ı Kerim'de 28 basamaklık bir dizaynın 28. basamağın 5. kademesine kadar gelen bir olgunlaşma sürecini ifade eder.

Hidayet; insanın Allah'a ulaşmayı dilemesiyle başlayan bir vetiredir. 7 tane hidayet, 7 kat cenneti ifade eder. Bir insanı dalâletten kurtaran şey Allah'a ulaşmayı dilemektir. Allahû Tealâ kişiyi dalâlette bırakmak istediği için, o kişi dalâlette değildir, hidayete talip olmadığı için dalâlette kalmıştır. bütün insanlar dalâlettedir.

Hiç kimse yoktur ki başlangıç itibariyle dalâlette olmasın. Herkes hayata dalâlette başlar. Kim Allah'a ulaşmayı dilemişse, dilediği taktirde dalâlette kalmaktan kurtulur. Dalâletin bittiği yer, bir başka ifadeyle cehennemin bittiği yer Allah'a ulaşmayı dilediğimiz noktadır. Bunun alt tarafı yedi kat cehennemdir, üst tarafı yedi kat cennettir. Rad suresinin 27. âyet-i kerimesi hidayetle dalâletin birbirinden ayrıldığı noktayı ifade ediyor.

13 / RA'D - 27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbih(rabbihi), kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O'na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”

Öyleyse Allah'a ulaşmayı dileyenleri kendisine ulaştıracağı için, Allah'a ulaşmayı dilediği andan itibaren hidayet başladığı için hidayette olmak ya da dalâlette olmak kişisel talebe bağlı bir olaydır. Kişinin serbest iradesi, cüz'i iradesi bu konuda kesin bir rol oynuyor. Kişi Allah'a ulaşmayı dilerse, iradesiyle böyle bir talepte bulunursa, ancak onlar Allahû Tealâ tarafından hedefe ulaştırılır.

42 / ŞÛRÂ - 13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh'a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm'e, Hz. Musa'ya ve Hz. İsa'ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah'a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O'na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).


SiteMap - İmode - Wap2