Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Selamün Aleyküm Bu Bir Tanışmadır By: Asortik Hatun Date: September 12, 2013, 10:16:02 PM
Selamün Aleyküm, bu bir tanışmadır yazisi - baris cem kaya yazilar



Taşınmak zor değil, zor olan iyi komşu olmak.

Nasıldı aranan ilk kriter? Tamam hatırladım "Ev alma komşu al".
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez beyefendinin ifadesi ile düzeltme yapayım: "Ev alma iyi komşu ol"…
Elinde orta büyüklükte Pazar çantası, evden hazırlıklı çıkmış bir eda, kamyondan indirilen eşyalara bakarken bir yandan da gözleri birini arıyor yaşlı teyzenin. Mahalleye yeni taşınan her kimse, taşındığı kadar bünyesinde taşıdıklarının da önemli olduğunu az sonra anlayacağız. Birini arıyor bu çevresine bakınan bakışlar. Aranan kişinin ben olduğumu anlayınca, meraklı komşunun bakış yörüngesine geçip sadece tebessüm ettim. Sahi yeni taşındığınız binada, komşunuzla ilk karşılaşmada, o ilk tanışma seremonisi az çok bellidir değil mi? Selamlaşılır, belki hayır dilekleri sunulur vs.. Ah şaşkınlık seni nerede olsa tanırım. Bilirim ki şaşkınlık evrelerinde kendim değilim. Bilirim ki şaşkınlık sezonlarında en iyi kendimim…
"Selamün Aleyküm, Hayvansever misiniz?"
Nasıl yani? Şimdi bu benim hiç çalışmadığım bir soru. Ne demeli ki? Sevdiğim türü var, ürktüğüm türü var. Hiç sevemediğim de olabilir. İyi de karşımda benimle tanışmaya çalışan bir hanımefendiye kısa ve net bir cevapla ne demeliyim? Garip ve kekeleyerek "evet" dediğimi anımsıyorum. İşte bundan sonraki konuşma hepimizin ezbere bildiği gibi gelişti. "Hayırlı olsunlar, adımın ne olduğu, nerede çalıştığım, medeni halim, tabi ki yine hayvansever olup olmadığım".

Yetmiş iki yaşında Özcan hanım. Bir binanın giriş katında yaşamıyor sadece. İnsanlığın davet edildiği kapının girişine insanları davet ediyor. "İnsanlık başka canlıları tanımadan insanlık alemine giriş yapamaz" demek istiyor yetmiş iki yaşı, yetmiş iki bin kere. Sabah ve akşam seansları var Özcan hanımın. Mahallenin kedi ve köpekleri sokak başlarında yolunu gözlüyorlar. Hatta hazır olun, eğer biraz gecikmişse toparlanıp sürü halinde sitenin önünde bekleşiyorlar. Yo yo hayvanlarla iyi anlaşmıyor Özcan hanım, kendisi ile arası iyi sadece. Evrenin dili insanın kendi kalbine eğilmesi ile çözülüveriyor…
Sistemin ve dolayısı ile canlıların diline çalışmayı tavsiye eden Üstad bakın ne diyor:
"Benim yakın dostlarım bilirler ki; iki-üç sene evvel her gün yarım ekmek, -o köyün ekmeği küçük idi-muayyen bir tayinim vardı ki, çok defa bana kâfî gelmiyordu. Sonra dört kedi bana misafir geldiler. O aynı tayinim hem bana, hem onlara kâfî geldi. Çok kere de fazla kalırdı. İşte şu hâl o derece tekerrür edip bana kanaat verdi ki, ben kedilerin bereketinden istifade ediyordum. Kat'î bir sûrette ilân ediyorum: Onlar bana bar değil; hem onlar benden değil, ben onlardan minnet alırdım"
[Mektubat s. 251]
Bereket diyorum efendiler, bereket, canlıların üslubuna çalışmadan gerçekleşmiyor. Bereket diyorum, insan kardeşin kadar hizmetindeki canlıların payına düşeni düşünmenden geçiyor. Kifayet diyorum efendiler, aç kalma pahasına vermekten geçiyor. Değer diyorum bir de, hak katında kime verilir bilinmez ama değer verip yaratmışsa değerini bilmekten geçiyor havhavı - miyavcığı…
Diyorum ki efendiler,
Selamun Aleykum, Hayvansever misiniz?

SiteMap - İmode - Wap2