Arşiv Anasayfa AÖF 4. Sınıf Ders Notları
Sayfalar: 1
Iktisat Tarihi Ders Notları 3 By: Asortik Hatun Date: July 30, 2013, 01:05:45 PM
ÜNİTE – 10

20. YÜZYILDA YAPISAL DEĞİŞMELER :

a) Nüfus ve ekonomik kaynaklar. b) Sınai teknoloji ve organizasyon. c) Uluslar arası ekonomik ilişkiler. d) Devlet ve ekonomik hayat.

NÜFUS VE EKONOMİK KAYNAKLAR :

20. yüzyılda Avrupa’da nüfus artışı dururken*dünyanın diğer bölgelerinde nüfus hızla çoğalmaya başladı.19. yüzyılda Avrupa’da hız kazanan ve 20. yüzyılda da devam eden şehirleşme hareketi dünyanın diğer bölgelerine yayılmıştır.Çünkü şehirlerde verimlilik ve gelirler kırsal bölgelerden daha yüksektir.19. yüzyıldaki göçlerin büyük bir bölümü ekonomik nedenlere dayanıyordu.20. yüzyılda bu faktör öneminin korumakla birlikte savaş ve ihtilallerden kaynaklanan siyasi baskılar da önemli göçlere neden olmuştur.20. yüzyılda nüfusun hızla çoğalması ve dünyanın en azından bir bölümünde refahın artması ekonomik kaynaklara büyük bir talep yarattı.20. yüzyılda ekonomik kaynaklar açısından en önemli gelişme enerji alanında olmuştur.

SINAİ TEKNOLOJİ VE ORGANİZASYON :

Geçmiş çağlarda toplumların başarısının ölçüsü çevrelerine uyabilme yetenekleriydi.20. yüzyılda ise başarı çevreye hükmetmekle ve onu toplumun ihtiyaçlarına göre şekillendirebilmekle mümkündü.Çevreye hükmetmenin temel aracı ise teknoloji ve özellikle de modern bilime dayalı teknolojiydi.20. yüzyılın başında insanlar buharlı lokomotiflerle saatte 120 km. hızla seyahat edebiliyorlardı.Telgrafın gelişimine kadar uzak mesafeler arasında haberleşme hızı*insanların hızına bağlıydı.Bilimsel ve teknik ilerlemenin ön şartı*eğitilmiş bir insan gücü yani beyingücü havuzunun varlığıdır.Gelişmiş ve geri kalmış bölgeler arasındaki büyüyen teknik açığın önemli bir nedeni eğitim düzeylerinin farklılığıdır.Bilimsel teknolojinin uygulanışı insan emeğinin verimini büyük ölçüde artırmıştır.Enerji üretimindeki artış daha belirgindir.20. yüzyılın en karakteristik yeniliklerinden diğer ikisi de otomobil ve uçaklardı.Bilimin teknolojiye uygulanmasının en çarpıcı nihai örneği uzayın keşfi oldu.1969’da aya ilk kez insan ayağı bastı.Sınırlı sorumlu anonim şirket tipi 20. yüzyılın başında önde gelen sanayi ülkelerinde tam anlamıyla kurulmuştu.20. yüzyıldaki diğer önemli bir gelişme yatırım mallarından tüketim mallarına kadar çok çeşitli ürünlerin tüketim ve satışlarıyla uğraşan dev şirketlerin doğmasıydı.20. yüzyılda sanayi hayatıyla ilgili nihai bir gelişme de çoğu Batı ülkesinde işçilerin örgütlenme ve toplu pazarlık haklarının artık tanınmış olmasıydı.

ULUSLAR ARASI EKONOMİK İLİŞKİLER :

1914 öncesinde dünya ekonomisine Avrupa*özellikle de Batı Avrupa ile Birleşik Amerika hükmetmekteydi.1. Dünya Savaşı ve 1917 Rus İhtilali bu yapıda önemli değişmelere yol açtı.Çarlık Rusya’sı yerini Sovyetler Birliği’ne bıraktı.Doğu ve Orta Avrupa’daki Habsburg İmparatorluğu sona erdi.Almanya denizaşırı sömürgelerini kaybetmekle kalmadı*Avrupa’daki toprak ve nüfusunun bir bölümünü de kaybetti.Savaş öncesinde küçük bir imparatorluk olan Japonya büyüdü ve önemli bir ekonomik güç haline geldi.Avrupa’nın dünya ticareti ve üretimindeki payı azalırken*Birleşik Amerika*İngiliz Uluslar Topluluğu ve Japonya’nın payı büyük ölçüde arttı.2. Dünya Savaşı da uluslar arası ilişkilerde önemli bir değişime neden oldu.Avrupa artık politik ve ekonomik hegemonyasını önemli ölçüde kaybetti.Avrupa’nın büyük güçleri arasındaki rekabet yerini iki yeni süper güç olan Birleşik Amerika ve Sovyetler Birliği arasındaki rekabete bıraktı.2. Dünya Savaşı sömürgeciliğe de önemli bir darbe vurdu.1960’ların ortalarına gelmeden eski Avrupalı sömürgeciler*Asya ve Afrika’daki tüm sömürgelerine bağımsızlıklarını tanımak zorunda kaldılar.

DEVLET VE EKONOMİK HAYAT :

20. yüzyılda tüm milletleri etkileyen diğer önemli bir değişme ekonomide büyük ölçüde genişleyen devlet rolüydü.Sovyetler Birliği’nde ve diğer Sovyet tipi ekonomilerde hükümetler geniş kapsamlı bir ekonomik planlama ve kontrol sistemiyle ekonominin tüm sorumluluğunu üstlendi.Batı Avrupa milletlerinde bu uygulamalar karma ekonomi olarak adlandırıldı.Kamunun büyümesinin diğer bir nedeni olan transfer ödemeleri de 19. yüzyılın sonlarında doğmuştu.Kamu sektörünün büyümesinin istatistik ifadesi devlet harcamalarının artışıydı.

1. DÜNYA SAVAŞI’NIN EKONOMİK SONUÇLARI :

Uluslar arası ticaretin kesintiye uğraması ve devlet müdahalesinin ortaya çıkışı kadar dış pazarların kaybı da uzun ömürlü etkilere yol açtı.Savaş dünya tarımının dengesini altüst etti.Savaşın yol açtığı diğer bir kayıp da dış yatırım gelirleriydi.Milli ve milletlerarası düzeyde nihai bir ekonomik problem de enflasyondu.


YENİ MERKANTİLİZM :

Devletin ekonomik canlanmayı ve kalkınmayı sağlamak amacıyla ihracatı artırmak için dış ticarete müdahale etmesidir.

BARIŞIN EKONOMİK SONUCU :

Savaş sonrasının ekonomik problemleri ekonomik milliyetçiliğin doğuşu ile parasal ve mali problemlerdi.Yeni merkantilizm olarak adlandırılan bu uygulamalar*diğer devletlerin karşı tedbirler getirmesiyle yaygınlaşarak ticaretin daha da sınırlanmasına yol açtı.Savaşın doğurduğu ve barışın şiddetlendirdiği mali ve parasal problemler ise uluslar arası ekonominin tamamen dağılmasına yol açtı.Bu karışıklığın temelinde tazminat meselesi ile savaş dönemindeki borçlanmaların geri ödenmesi problemi yatıyordu.Avrupalı müttefikler*birbirlerine olan borçlarını kayden borç olarak kabul ediyorlar ve savaş sonrasında karşılıklı olarak tasfiye etmeyi umuyorlardı.Diğer bir problem savaş tazminatı meselesiydi.Zayıflamış Avrupa ekonomileri ve uluslar arası ekonominin kritik durumu karşısında Fransa*İngiltere ve diğer müttefik ülkelerin Birleşik Amerika’ya olan borçlarını ödeyebilmeleri tazminat olarak alacakları miktarlara;Almanya’nın tazminat ödeme kapasitesi ise ödemelerini yapabileceği dövizi ve altını elde edeceği ihracat fazlasına bağlıydı.Enflasyon Alman toplumunda derin yaralar açtı.Bu gelişmeler Amerikan sermayesinin özel yatırımlar şeklinde Almanya’ya akmasını sağladı.Savaş sonrası İngiltere’de ekonomik problemler büyüdü.İngiltere savaşın finansmanı için bir tedbir olarak 1914’te altın standardını terk etmişti.Birleşik Amerika*Almanya ve Fransa başta olmak üzere çoğu ülkeler bir refah dönemine girmişti.Ancak bu refah Amerika’da Almanya’ya fon akışının devamına bağlı her an bozulabilir bir denge üzerine kurulmuştu.

BÜYÜK BUNALIM :

Avrupa ülkelerinden farklı olarak Birleşik Amerika savaştan çok daha güçlü olarak çıktı.Ekonomik olarak net borç alan bir ülke iken*net borç veren bir ülke durumuna geldi.1929 ekiminde New York borsasının çöküşü daha sonra özellikle sanayileşmiş dünyayı etkileyen bir krize dönüştü.Krizin kaynağı İngiltere ve Birleşik Amerika’nın politikalarıydı.Eğer Birleşik Amerika daha açık politikalar izleseydi bunalım daha kısa süreli ve daha hafif olabilirdi.Bunalımın uzun dönemdeki en önemli sonucu ekonomide devletin rolünün artması ve üçüncü dünya ülkelerinde ithal ikamesine dönük sanayilerin geliştirilmesi çabalarıydı.

2. DÜNYA SAVAŞI VE DÜNYA EKONOMİSİNİN YENİDEN İNŞASI :

Savaş sonunda tüm ülkelerde politik*sosyal ve ekonomik reformlar için geniş bir kamu talebi vardı.1944’te bu alanda iki uluslar arası kuruluşun temeli atıldı.Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası (IBRD).İMF çeşitli dünya paraları arasındaki değişim oranının düzenlenmesi ve ülkeler arasındaki kısa dönemli ödemeler dengesi problemlerinin çözümlenmesi görevini üstlenmişti.Dünya Bankası ise*hem savaştan zarar gören ekonomilerin yeniden inşası*hem de yoksul ülkelerin gelişmesi için uzun dönemli krediler verecekti.İki kuruluşun işler hale gelmesi 1946’ya kadar mümkün olmadı.1930’ların parasal ve mali kargaşa arasında pek çok ülke döviz kontrolü uygulamaya başlamıştı.Avrupa’daki en büyük kıtlık ise dolar kıtlığıydı.Problemin çözümünü Marshall Planı çerçevesinde Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü (OEEC) aracılığıyla Avrupa’ya akan yardımlar sağladı.Avrupa’ya 1947 sonu ile 1952 başları arasında Birleşik Amerika’dan borç ve hibe şeklinde 13 milyar dolar ekonomik yardım aktı.Marshall Planı 1952’de sona erdi.Yalnızca Batı Avrupa’nın ekonomik canlanması başarılmış olmadı*aynı zamanda ekonomik gelişmeleri teşvik edecek OECC gibi yeni kurumlar doğmuş oldu.Bunlardan en önemlisi Avrupa Ödemeler Birliği (EPU) kuruldu.EPU’nun kurulmasından sonraki 20 yıl içinde dünya ticareti yıllık olarak % 8 büyüdü.EPU o denli başarılı oldu ki 1958’de OECC ülkeleri paranın konvertibilitesini yeniden kurabildiler.1961’de OECC Birleşik Amerika ve Kanada’yı ve daha sonra da Japonya ve Avustralya’yı içine alarak Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) şekline dönüştü.Kuruluşun yeni amacı ileri sanayi ülkelerinin azgelişmiş ülkelere yardımlarını koordine etmek*makro ekonomik politikalar üzerinde uzlaşma imkanları aramak ve karşılıklı problemlerin çözümlenmesine yardımcı olmaktı.2. Dünya Savaşı’ndan sonraki çeyrek yüzyıl*sanayileşmiş ülkelerde en uzun ve en yüksek oranlı ekonomik büyümenin yaşandığı dönem oldu.Avrupa ekonomisinin bu yeniden inşası ekonomik bir mucize olarak adlandırıldı.Bu mucizede rol oynayan ilk faktör Amerikan yardımıydı.Diğer önemli bir faktör hükümetlerin tutum ve rolleriydi.Hükümetler doğrudan ve dolaylı olarak ekonomik hayata çok geniş ölçüde katılarak bazı temel sanayileri millileştirdiler.Uluslararası düzeyde hükümetler arası işbirliği de ekonomik performansındaki etkinliğin bir diğer önemli nedeniydi.Uzun dönemde Avrupa’nın beşeri sermaye gücü de önemliydi.

MARSHALL PLANI :

1947 yılında ABD Dışişleri Bakanı George Marshall’ın Harvard Üniversitesi’nde yaptığı bir konuşmada temelleri atılan ve Avrupa’da savaştan zarar gören ekonomilerin ayağa kalkması için tek taraflı olarak yapılan yardımları kapsayan programın adıdır.

SiteMap - İmode - Wap2