Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Neden Unutuyoruz By: Asortik Hatun Date: July 24, 2013, 10:35:25 AM
Hepimizin şikâyetçi olduğu ortak bir nokta var: Unutuyoruz. İsimleri, yerleri, yüzleri, yapmamız gereken işleri, aramamız gereken şahısları unutup kalıyoruz… Hatta bazılarımız amnezi adı verilen “hafıza kaybı” hastalığına tutulmuş durumda. Bazı yaşlılarımız ise “bunama” olarak adlandırabileceğimiz alzheimer hastalığının pençesinde kıvranmakta.


Unutkanlığa, amneziye ya da alzheimer’e yol açan birçok faktör var. Alkol kullanımı, beyinde meydana gelen hasarlar, psikolojik ya da duygusal travmalar, depresyon, baş yaralanmaları ve genetik faktörler bunların başlıcaları. Bu yazımızda yukarıda saydığımız etmenleri açıklamak yerine unutkanlığa sebep olan ve günlük yaşantımızda yer alan faktörleri sıralayacağız.


Kısa Süreli Hafızanın Aşırı Kullanılması

İnsanda üç çeşit hafıza bulunuyor: duyusal hafıza, kısa süreli hafıza ve uzun süreli hafıza. Duyusal hafıza duyu organlarımıza ilişkin hafızamızdır ve veriler ilk önce buraya gelir. Yolda yürürken duyduğumuz sesler, gözümüze ilişen tüm görüntüler anlık olarak bu hafızada kaydedilir. Eğer biz, bu seslerden ve görüntülerden birine dikkat etmeye başlarsak bu veri kısa süreli hafızaya alınır. Burada bilgiler 7-8 saniye civarında tutulur ve sonra unutulur. Kısa süreli hafızaya alınan bir bilgi tekrar edilip resim, duygu ve seslerle renklendirilirse uzun süreli hafızaya alınır.


Büyükşehirlerde yaşayan bizler sokağa adımımızı atar atmaz uyarıcı akınına maruz kalıyoruz. Arabaların çıkardığı ses, çevremizdeki tabelalar, yanımızdan geçenlerin konuşmaları, etrafımızda çalışan insanlar hepsi hafızamıza veri ulaştırıyor. Hafızamıza o kadar çok veri ulaşıyor ki, evimizden çıkıp işimize varana kadar binlerce tabela okuyor, nice yüzlere ve seslere şahit oluyoruz. Ama bunların hiçbiri aklımızda kalmıyor. Kalmasına da gerek yok zaten. Ancak kısa süreli hafızamıza bu kadar çok veri giriş çıkışı iki şekilde bizde unutkanlığa sebep oluyor:


Birincisi, gereksiz birçok veri girişi kısa süreli hafızamızı yıpratıyor. Bu durum bize gelen verileri sağlam bir şekilde kaydetmede zorluk çıkarıyor ve sonunda unutkanlık baş gösteriyor. Eskilerin “mezar taşı okumayın, unutkan olursunuz” demelerindeki sebep sanırım kısa süreli hafızanın gereksiz bilgilerle kullanılıp yıpratılmamasıdır.


İkincisi, kısa süreli hafızaya giren ama buradan uzun süreli hafızamıza aktarılmayan veriler bizde bir alışkanlık oluşturuyor: Bilgileri kısa süreli hafızaya alıp uzun süreli hafızaya aktarmama alışkanlığı. Bu alışkanlık neticesinde uzun süreli hafızaya aktarmamız gereken verileri oraya aktaramıyoruz. Birisi ile tanıştığımızda onun ismini hemen unutmamızın nedeni o ismi sadece kısa süreli hafızamıza alıp uzun süreli hafızaya aktarmama alışkanlığıdır.

SiteMap - İmode - Wap2