Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Kendinizi Değersiz Mi Hissediyorsunuz? By: Asortik Hatun Date: July 21, 2013, 05:12:35 PM
Bizler doğa güçlerine ve bazı hayvan türlerine oranla doğuştan daha zayıf bir varlıklarız. Bu nedenle hepimizin varoluşunda eksik hissetme duygusu mevcuttur. Çünkü çocukluk dönemimizde güçsüzlük duygularıyla tanışırız.

Çocukken, güçlü yetişkinler arasında güçsüz hissederiz. Büyümeye başladıkça, bizi güçsüz hissettirenler üzerinde üstünlük kurmaya ve kendi gücümüzü ispatlamaya ihtiyaç duyarız..

Doğa kanunları gereği,sürekli çabalamak ve savaşmak gerektiği bilgisi içinde büyürüz.Çünkü doğanın dengesi böyle işleyecektir.

Büyük balık, küçük balığı yutmadan ,eksikliklerimizi gidermek için didinip dururuz.
Daha akıllı,daha başarılı,daha ince,daha güzel,daha varlıklı ,daha güvenilir,daha iyi vb.olmayı hedefledikçe eksikliklerimizle yüzleşmeye başlarız.

Yüzleşince daha önceden kabullenmediğimiz eksikliklerimizi kabullenir ve onlarla barışabiliriz. Ama bu herzaman sanıldığı kadar kolay olmayacaktır. Eksiklik duygusu ile barışamazsak, eksiklik duygusu bizi motive etmemeye başlayacaktır ve yıkıcı etkileri olan değersizlik duygusu ile yer değiştirecektir. Eksiklik duygusu ve değersizlik duygusu arasındaki fark budur.

Değersizlik duygusu taşıyanlar ,kötü çocukluk geçirmiş,yeterince sevgi ve şefkat görmemiş,kendisine saygı duyulmamış,fikirleri dinlenmemiş,varlıkları desteklenmemiş çocukluk yaşayanlarda görülür.

Bir çocuğa değer verilmediğinde o da diğerlerine değer vermeyi öğrenemez.

Ailesi tarafından varlığı reddedilmiş ve kendisi adeta yoktur.

Yok olan şey nasıl değerli olabilir ki?

Varoluşunu ,özbenliğini yaşayamayan yeterli sevgi görmemiş çocuklar değersiz hissedeceklerdir..

Değersizlik duygusu içindeyken, diğerlerine değer verilmediği gibi bazen de diğerlerini kendilerinden ve olduğundan daha üstün görüp yüceltme ya da aşağılayıp küçümseme eğilimleri vardır.

Böylece birisini aşağıladıkça kendisini değerli hissetmeye başlayacaklardır ve özünde kendileri de küçümsenmekten korkuyorlardır.

Yüceltikleri insanlardan beyin altında bir düşmanlık,kin ve nefret beslerler.Yücelttikleri kişinin bir açığını gördüklerinde,beyinaltında biriken farkında olmadıkları düşmanca hisler ve düşünceler ortaya çıkar.

Daha önceki hayranlıklarının tam tersi olarak inandıkları herşeyi bir anda yıkarlar.

Rededildikçe o insanları daha çok önem veririr,o insanlara kendilerini kabul ettirmeye,sevdirmeye çalışırlar.Kendilerini kabul edenlere karşı küçümseyici davranışlar içine girebilirler.

Kendisini kabul edenler de otomatik olarak onun gibi değersizdir.

Hayatın içerisinde zorunlu olarak,çeşitli kimliklerimizle dolaşıyoruz.

Kurumsal kimliğimiz,aile kimliğimiz,arkadaş,evlat vb.kimliklerimizle toplumun onayına ihtiyaç duyup,özbenliğimizi maskeliyoruz. Önemli olan bu kimlikleri ayırdedebilmek. Yoksa özbenliğinize yabancılaşırsınız. Örneğin babanınıza davrandığınız gibi patronunuza davranırsanız ve bu kimlikleri ayırdetmeden özbenliğinize uymayan şekilde davranışlarına yansıtırsanız patronunuzla aranız açılabilir.

Kim olduğunuzu bilmeden,nasıl biri olmanız gerektiğine odaklanırsanız çatışma yaşarsınız ve bunlarda değersizlik duygusundan kaynaklanmaktadır.

Özbenliğinde etik olmak, dürüst olmak olan biri eğer entrikalar, çamur atmalar ve yalanlara dış dünyadaki seçtiği bir kimlikten ötürü; başarı, kariyer ya da para için katlanmış olabilir ancak bir süre sonra kendisine yabancılaşacak, katlanmış olduğu bu yaşantı artık kendisine anlamsız, boş ve zevksiz gelmeye başlayacaktır.

Bir içeceğin tanıtımını yapan kişi tanıtım seminerinde bir katılımcı tarafından sorulan :
"Peki siz çocuğunuza bu içeceği içiriyor musunuz?" sorusuna "Hayır çocuğuma içirmiyorum" yanıtını verdikten sonra, kendi profesyonel kimliğinin artık özbenliği ile çatışmasına tahammül edemediği ile yüzleşip mesleğine son vermiş.

Kendi gerçek özbenliğiniz ve gerçek değerinizi anlamanız için, kendinize ait tüm gerçeklerinizi ve inançlarınızı kabullenmeniz ve kendinizle ilgili beyinaltında birikenleri bilinçli bir şekilde ortaya çıkarmanız gerekmektedir. Bazen bir ayrılık, işten çıkarılma, bir kaza, bir boşanma, bir kriz, kendi işyerini açma, bir aşk ile bu değişimi yaşayanlar olacaktır.

Kendi özbenliğinin gerçekleriyle yüzleşenler,içindeki kimliklerle çatışmaz ve kendisini her haliyle kabul ederek, kendisiyle barışır.

Kendisine ve çevresine daha duyarlı olur.Bunu farketmeden yaşayanlar ise, içindeki tüm beğenmediği karanlık yanlarını karşısındakine aynalar,yansıtır,onlara karşı önyargılıdır,bağışlayıcı değildir aşağılar,huzursuzdur.

Değersizlik duygusu içindeki birey, kendi özbenliğini farkedemediğinden etrafa karşı daha çok çaba harcayarak kendisini tüketebilir.

Değersizlik duygusu kişiyi bencilleştirebilir, kendi üstünlüğünü sağlamak için diğerlerini aşağılamak için daha zararlı davranışlara girebilir.Kendi çıkarlarını korumak için saygısız olabilir.Dış dünya tarafından saygınlık kazanmak istemesine rağmen,bazen neden dışlandığını bir türlü anlayamaz.

Özel ilişkilerinde de dengesizlikler sergilerler.Ya çok samimi,canayakın olur ,üstünlüğünü ispat etmek istedikçe çevresine ilgilenir..Ya da kendisini üstün hissettirmediklerinde o insanlardan,o ortamlardan uzaklaşırlar ,dışlandıklarında saldırganlaşabilirler,düşman olurlar.

Herkesin kendilerini sevmesi,kendilerine hayran olması gerektiğini düşünürler.Herkesin kendilerini onaylamasına,haklı bulmasına ve doğrulamasına ihtiyaçları vardır.Takdirden,övgüden,pohpohlanmaktan çok hoşlanırlar.Tam tersi durumda saldırgan olur ve savunmaya geçerler.

Eleştiriye ve feedback almaya açık değillerdir,esnek değillerdir. Davranışlarının nedenini anlamaya ihtiyaç duymaz, yaşadığı tüm hataları kısır döngüde tekrar eder dururlar.Yanlışlarından ders çıkaramadıklarından bu sefer kendilerini yargılarlar. Kıyaslama ve kıskançlık duyguları artar ve kendi özbenliğine bir türlü ulaşamazlar. Kendisi için vakit,zaman,enerji ayıramaz hale gelirler.Önceliklerini farkedemezler.

Değersizlik duygusu aynı zamanda sosyo ekonomik duruma, kültüre, örf adetlere göre de kadına ve erkeğe kimlikler yükleyebilir. Erkek çocuk doğurmanın kız çocuk doğurmaktan daha değerli olduğu ya da erkeklerin güçlü kimliklerinin onları beklentiye soktuğu durumlarda da ciddi değersizlik duyguları baş gösterir.

Eğer bizler özbenliğimizin, varoluşumuzun getirdiği sorunlarla yüzleşebiliyorsak, kim olduğumuzu nelere inanıp, nelere değer verdiğimizi biliyorsak, kötü ve yetersiz sevgi ile büyütülmüş dahi olsak seçtiğimiz kimliklerle özbenliğimizi barıştırabiliyorsakartık daha huzurlu, sakin, iyi ve kendisini değerli gören iyi bir yetişkin olabiliriz.

İçimizde eksik,çaresiz yanları keşfettiğimizde bu zorlukların bizi daha iyiye dönüştürebileceğini deneyimleyebiliriz.

Güçlükler ,güçsüz hissettirebilir ancak cesaretli olmayı da öğretir.Onaylanmaya ihtiyaç duymadan, eksikliklerinizle yüzleşin. Kusurlarınızı, yanlışlarınızı sevin. Bilinçli çaba sarfettğinizde, kendiğinizi her halinizle sevip kabul ettiğinizde değişim başlayacaktır. Böylece diğerlerine daha bağışlayıcı, esnek, anlayışlı olacak onları da kusurlarıyla kabulleneceksiniz.

SiteMap - İmode - Wap2