Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Bir Resimde Mutluluğu Etiketliyebilir Misin By: Asortik Hatun Date: July 20, 2013, 10:07:08 PM
İnternet üzerinden sosyalleşmenin tarihi on yılı aştı.Sosyal medya kavramı ise son iki senedir yoğun olarak konuşulmakta. Türkiye içinse sosyal medya artık bir fenomen çünkü dünyada kullancı sayısı açısından dördüncü sırada. Facebook Türkiye’de 30 milyon abonesinin olduğunu ve Türkiye’ye özel bir ilgi göstermek için çalışmalar yaptıklarından bahsediyor. Söz konusu popüler kültürün ve ileri teknolojinin ürünleri ve insan olunca üzerine yığınlarca yazı, makale, tez ve kitap yazılıyor. Çok farklı disiplinlerden insanlar soruyor: Nedir bu sosyal medya ve insana neler yapıyor? Hayatımıza facebook ve twitter girince ne kazandık, ne kaybettik? Sosyal medya tüketicisi iyice sanal dünyaya gömülüp yanlızlaşıyor mu? Yoksa özgürleşip, zenginleşiyor mu?


Gelin bu sefer bu soru ve çelişkilere daha olumlu yanından bakalım. Kaybettikleri bir yana dursun, her gün facebook hesabını açan, ilkokul arkadaşının bebeğinin fotoğrafına yorum yazan, uzun süredir aynı şehirde yaşadığı halde göremediği arkadaşını dürten, çok uzun zamandır dinlemediği bir şarkıyı beğenip paylaşan kişi ne kazanır? Bu kişiye gerçek hayatta yaşayamadığı şeyleri sanal ortamda sağladığı için üzülmeli miyiz? Yoksa bir yetişkinin hayatına ait sorumlulukları ve zorunlulukları içinde sıkışmış iken kendine bir rahatlama alanı yarattığı için sevinmeli miyiz?


Ben bu ikinci görüşü ön plana çıkarmayı yeğliyor ve faydacı bir yaklaşım da olsa insana iyi gelen herşeyi desteklemek gerektiğini düşünüyorum. Başta facebook olmak üzere sosyal medya araçları sosyal ağların, iletişimin, paylaşımın platformu olabilir. Birçok bilimsel araştırmada sosyal ağların ve sosyal desteğin pozitif ruh sağlığı açısından ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Biz de ruh sağlığı çalışanları olarak sosyal destek alan hastaların psikolojik sorunları ile ilgili tedaviye uyumlarının ve tedaviye yanıtlarının çok daha iyi olduğunu görüyoruz. Facebook gibi ortamlar bu sosyal ağların aktif olarak kalmasına yardımcı oluyor, öncelikle bunu kabul etmek gerekir. Sosyal bir varlık olan insanın da ulaşılabilir olmaya ve zorlandığı durumlarda ulaşmaya ihtiyacı vardır.


Yani bir insanın bir sıkınıtısı olduğunda “durumunu paylaşması” ve buna sevecen, destekleyici bir yanıt alması sanal, hızlı ama gerçek bir kazanımdır. Hatta bir lükstür. Elbette ki sanal paylaşımlar ve duygu alışverişleri yüzyüze temasların, kucaklaşmaların, ağlaşmaların yerini alamaz. İnsan doğası gereği dokunmak, görmek, kokusunu almak, sesini duymak ister. Ama eğer büyük şehir hayatı içinde mesai ve sorumluluklarla kuşatılmış bir halde isek bu insancıl ihtiyaçları sanallarıyla takas etmek zorunda kalıyoruz. Eğer facebook üzerinden arkadaşlarla iletişim kurmak bir zorunluluk değil bir tercih halini alıyorsa, yani kişi artık sosyal iletişim kurma konusunda tembelleşip gerçek ilişkiden kaçar hale geliyorsa bu bir psikolojik sorun göstergesi olabilir. Bunun dışında cebimizde, dizimizde ve masamızda hayatımızı ve hayatımıza ait insanların paylaşımları, fotoğrafları ve anılarıyla taşıma fikri pozitif psikolojiye inanan kimseyi ürkütmemeli.


Sosyal medya ve insan psikolojisi ilişkisine olumlu açıdan bakmaya çalışırken birçok eleştiriyle karşılaşabiliriz. En önemlisi her şeyde olduğu gibi sosyal medya açısından da kişilerin kötüye kullanım ve hatta bağımlılık noktasındaki alışkanlıkları bir eleştiri konusu olabilir. Sabah uyanır uyanmaz bilgisayarını, telefonunu kontrol eden, eğer sanal ortamda olan biteni izlemezse birşeyler kaybedeceğini düşünen, hayatı yaşamaktan önce yaşadığını sanal ortamda paylaşan bir kişi için bulunduğu durumun pozitif etkisinden söz etmek zordur. Hatta böyle bir kişide psikolojik problemlerin sosyal medya araçlarıyla meşguliyet nedeniyle maskelenmesi söz konusudur.

Sosyal medya araçlarının yarar-zarar değerlendirmesi yapılırken bu araçlara bağlı kazanımların göz ardı edilmemesi gerektiğine inanıyorum. Gerçek şu ki büyük şehirlerde yaşayan ve çalışan insanlar olarak bizler ofislerde, trafikte, alışverişlerde ciddi zamanlar tüketiyor ve her geçen gün kendimize ayırdığımız zamandan kaybediyoruz. İşte bu yüzden ulaşmak, ulaşılabilirlik, paylaşım sanal ortamda da olsa zamandan ve mekandan kazanç sağlıyor. Sanal ortam yerine, geniş zamanlarda ve ferah mekanlarda dostlarımızla daha çok paylaşımlar yaşayabilmemiz dileklerimle...

SiteMap - İmode - Wap2