Arşiv Anasayfa Kariyer ve Kişisel Gelişim
Sayfalar: 1
Iletişim Sorunları By: Asortik Hatun Date: July 17, 2013, 08:04:17 PM
Öncelikle iletişim kurma becerilerimizi geliştirmek için etkin iletişimin önündeki engelleri bilmeliyiz. Hem özel (sevgilimiz yada eşimiz) hem de sosyal yaşamımızda (iş çevremizde yada öğretmenlerimizle) başkalarıyla çatışmaya girdiğimiz yada anlaşmazlığa düştüğümüz zaman hiç de az değildir. Güç ispatlama mücadelesi; yani ben lider olmak istiyorumdur. Yavuz yada Eren’i çok iyi anladığım, düşüncelerini bildiğim, duygularını kavradığım halde Eren’i yenmek, alt etmek ve üste çıkmak için her fırsatta kapışıyorumdur. Kişisel çatışma; yaşanıyor olabilir. Örneğin benim nefret ettiğim yada eskiden bana bir dost kazığı atan yada terfime engel olmuş biri olan Mutlu’ya benzediği için Yavuz’a sinir olurum, söylediklerinin tersini yaparım, onu dikkate almam ve rezil etmeye çalışırım. Amaç çakışması; varsa. Yani ben ekip lideri olarak toplantıya geç gelenleri dışlamamayı herkese eşit davranılması gerektiğini düşünüyorsam, Şensu ise bir ekip lideri olarak toplantılara geç kalanları gruptan dışlamayı ve ceza vermeyi düşünüyor olsun. Her ikimizde birbirimizi anladığımıza, duygu ve düşüncelerimizi bildiğimiz halde sürekli kavga eder ve bir türlü uzlaşama sağlayamayız. Bu saydıklarımız iletişim açısından pek önemli değildir. Etkin iletişim kuramamanın sorunları çok daha farklıdır. Kökleri çok daha derinlerde olabilir.

* Korkular
* Ön Kabuller
* Duyarsızlık
* isim Takma Merakı
* Kendine Güvensizlik
* Sürekli Kendini Öne Çıkarma

Gibi nedenlerle anlaşamıyorsak o zaman iletişim sorunları vardır.

İletişim Korkuları

* Yeni Durum ve insanlardan (ortamdaki görüşleri hemen kabul ederiz)
* Yanlış ğeyleri Söylemekten (konuşamayız)
* Alaya Alınmaktan (söyleyeceğimiz şeyleri küçümseriz)
* Baikasının Gözüne Aptal Görünmek (düşündüğümüzü söyleyemeyiz)
* Duygularımızı ifade Etmek yada Duygularımızı Kontrol Edememekten Korkmak
(duygularımızı bastırırız)
iletişim korkuları arasında sayılabilir.

İletişim Kazası Ön Kabuller

Ön kabul; bir fikir, duygu yada olguyu gerçek olup olmadığını bilmeden geçerli saymaktır. Geniş anlamda bir şeyin nasıl olduğunu ve nasıl olması gerektiğini hakkındaki inançlarımız, değerlerimiz ve tutumlarımız bizim ön kabullerimizi oluşturur.

Örneğin; Üretim Müdürü Yardımcısı Oben sizde Genel Müdürsünüz. şirket pazarlama bölümünde sorunlar yaşamaktadır. Ve siz Oben’nin bu sorunları halledeceğini düşündüğünüz için buraya aktarmak istediniz ve daha yüksek maaş vererek en sorunlu yere müdür yaptınız. Fakat tıkır tıkır işlerin yürüdüğü yerden sorunlu bir yere gitmek Oben için sürülmek sayılmaktadır. Yapılan terfi ve ücret artışına rağmen istifayı basar. Ama siz bir Genel Müdür olarak Oben’e Pazarlama bölümünde sorunlar olduğunu bu bölümün iyileştirilmesi için Oben gibi temiz, düzenli ve planlı çalışmanın yanı sıra ikna kabiliyeti ve müzakerelere hakim olabilme gibi özelliklerinden dolayı bu problemlerin üstesinden gelebileceğinden bahseden cümleler kurarsanız etkin bir iletişim kurmaya başlamışsınızdır. Genel Müdür olarak böyle bir konuşma yapmadan Oben iletişimi kopartmış biri olarak hatalıdır. Bu bölümün kötü bir şöhrete sahip olduğunu bu nedenle bu bölüme alınmasını içerdiğini söyleyebilirdi. Gene de Genel Müdürün açıklaması gereklidir.

Duyarsızlık

Kimi zaman başkalarının duygularını dikkate almak bize fazla gelir. Akşam yorgun argın eve geldiniz. Hemen kızınız “Anne be çirkin miyim?” yada sevgiliniz sizden ilgi beklediği halde ilgisiz bırakırsanız. Tabi bu davranışlarınızın birkaç tekrarı halinde kızınız yada sevgiliniz sizinle paylaşmayı ve dertleşmeyi kesecektir. Yani isa’nin kızmasına Çiğdem’in sorularını yanıtsız bırakırsam iletişim kurulabilir miyim?

İsim Takmak

Örneğin şişko Ahmet, Motor yada Tavşan Leyla gibi nitelendirmelerle isim takılan kişi görünüşte belli etmese de bundan pek hoşlanmaz için için üzülür. Örneğin okulda sorunlar yaşayan çocuğuyla ilgisiz davranışlar sürekli “geri zekalı, kuş beyinli 90 aldın da 100 niye alamadın? 75 alan 80 de alırdı.” Gibi olumsuz eleştiriler ve isim takmalar kişiyi çok kötü etkiler, kişi zamanla kendini yetersiz hissetmeye başlar ve sizinle olan iletişimi zayıflamaya
başlar.

Kararsızlık

Konuşurken “şey, eee, Yaniii, Hımmm, Ne Diyordum” gibi ifadelerin sık sık kullanılması ve alışkanlık hale gelmesi kişinin karar vermekten yada söylediklerinin
dinlenmeyeceğinden korkuyor demektir yada düşünce tembelidir. Bu nedenle iletişim kurarken mesajı hazırlamak ve hazırlanmış bu mesaj bizi “eee, şey” demekten kurtarır.

Alınganlık

Alıngan kişi, karşısındaki insanların her söylediğinden mutlaka kendine yönelik bir olumsuzluk çıkartır. Kendisiyle öteki insanlar arasında duvarlar ördüğü için iletişim bozulur.

Ben-Merkezcilik

iletişim, iki tarafın yer aldığı bir süreçtir. Tarafların düşünce ve duygularını ifade edebilmeleri ve birbirlerinin düşünce ve duygularının doğru anlayabilmesi için iki tarafında yukarıda saydığımız engellerin yanında “sürekli kendinden bahsetmesi” den dolayı iletişim gerçekleşmez. Kendimizi Doğru ifade Edebilmek insanlar konuşurken pek çok şey söyler. Ama verdiğimiz mesajlar esas olarak Gözlem, Düşünce, Duygu ve ihtiyaç olmak üzere 4 öğeden oluşmaktadır.

Gözlemler

Bu bir bilimcinin, dedektifin veya televizyon muhabirinin dilidir. Beş duyumuzla gözlemlediklerimizi aktarmaktadır. “Bu sabah Necla okula geç geldi” gibi. Düşünceler Duyduğumuz, dokunduğumuz ve gözlemlediklerimiz hakkında varılan sonuçlardır. Bu sonuçlar aracılığıyla aslında ne olup bittiği ve neden böyle olduğunu kavrarız. Bir şeyin iyi veya kötü, doğru yada yanlış olmasıyla ilgili diğer yargılarımızı da düşüncelerimizin bir parçasıdır. “Bu çocukla arkadaşlık etmen iyi değil” (değer yargısı) “Bu adamla iş yapılmaz”

SiteMap - İmode - Wap2