İnsan yapı olarak hep iyiye benzetir kendini,Öne çıkan iyi yanlarını iyi bilir ve canlı tutar çünkü…
İtici gelen yanlarını, arkasından neler söylendiğini ise hiç bilmez, aslında bilmek de istemez.
“İyi kızı mahalleli, kötü kızı anası över” misali belki de hep annemizin gözlerinden bakıyoruz kendimize…
Hep annemizin güzel kızı/aslan oğlu olduğumuzdan olsa gerek, mahalleli ne der çok da umurumuzda değil…
Bu yüzden mi “insanı ya ANIsıyla ya da –bağışlayın- ANAsıyla anıyorlar?
Çevremizde bulunan herkese bir kağıt verip “alınmayacağımız garantisini vererek”bizi eleştirmelerini isteseydik ve onlar da acımasızca “doğruyu ama sadece doğruyu” yazsalardı, ne yazarlardı dersiniz ?
Belki de Can Yücel’in dediği gibi;
“Nefret ettiklerimiz kadar kötüyüz, sevdiklerimiz kadar iyi”