Arşiv Anasayfa Genel Kültür.
Sayfalar: 1
Ilginç Edebi Anekdotlar By: Burc_ Date: May 29, 2013, 04:03:59 PM
Cumhuriyet dönemine gelinceye kadar yazar veya şair olmak, bir edebi eser vücuda getirmek o kadar kolay değildir aslında. Yazar olmak, sadece düşünmek ve düşündüklerini kendi istediği şekilde anlatmak değildir çünkü. Yazar olmak, her şeyden önce başkalarının bakış açılarıyla da bakarak, olayları ve olguları onların görmek istediği şekilde anlatmaktır. Yazar olmak, insanı bazen hayrete düşürecek kadar zeki ve nükteli olmaktır.

Mehmet Âkif’ten pay biçelim mesela: Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Akif’i küçük düşürmeye çalışıp:
- Siz baytardınız, değil mi? der.
Âkif, hiç istifini bozmadan şu cevabı verir:
- Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
Bu, bize Mehmet Âkif’in alaycılığını değil, doğrudan, hazırcevaplılığını ve edebi zekasını gösterir.

Bilindiği gibi Yahya Kemal, tam anlamıyla bir İstanbul aşığıdır. İşi gereği bazen İstanbul dışına çıkmak zorunda da kalmaktadır. Özellikle de Ankara Yahya Kemal’in sık duraklarındandır. Yine bir Ankara ziyaretinde Yahya Kemal´e sormuşlar "Ankara´nın nesi güzel?" diye... Hem çevresindekileri kırmak istemez Kemal, hem de yalan söylemekten çekinir. İnce bir zeka ürünü olarak verdiği şu cevap, onun İstanbul aşkını dile getirir gibidir:
-İstanbul´a dönüşü...

Gelelim Neyzen Tevfik’e... Hani, ölümünün üzerine;”Bir ney düşer elden, yine bir neyzen ölür.” şiiri yazılan Neyzen Tevfik’e… Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik’e göstererek fikrini sorar. Neyzen beğenmediğini ifade edince, adam:
-İyi ama, der. Siz hiç roman yazmadınız ki!
Neyzen Tevfik şu cevabı verir:
-Ben yumurtanın da tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım.

Sanırım, son olarak Türk edebiyatının en ünlü romancılarından biri olan Reşat Nuri GÜNTEKİN’e de değinmeden geçemeyeceğim. Yaprak Dökümü, Çalıkuşu, Dudaktan Kalbe, Kavak Yelleri gibi ünlü romanlarımızın yazarı olan Reşat Nuri aynı zamanda ünlü bir sigara tiryakisidir. Yakın bir arkadaşı olan doktoru bir gün kendisine nasihat eder:
- Azizim, bundan böyle sigara içmeyeceksiniz.
- İyi ama doktor, sigara bana faydalı. İştahımı kesiyor. Dolayısıyla kilo almıyorum.
Doktor kararından dönmez ve izahata başlar:
-Sigara bir taraftan iyidir; bir taraftan çok fena bir illettir...
Reşat Nuri hemen cevabı yapıştırır:
- Merak etme doktorcuğum. Ben sigarayı iyi tarafından içiyorum.

Galiba, bu büyük edebiyatçıların nasıl bu kadar sevildiğini ve nasıl bu derece büyük eserler vücuda getirdiklerini bu birkaç küçük hikâyecikten sonra daha iyi anlamak mümkün olacaktır.

SiteMap - İmode - Wap2