Arşiv Anasayfa Ruh Sağlığı
Sayfalar: 1
Anksiyete - Mehtap Kayaoğlu By: Asortik Hatun Date: April 16, 2013, 12:24:22 PM
mehtap kayaoğlu yazıları - anksiyete nedir - anksiyete ile nasıl başedilir - anksiyete tedavisi



sıkıntı…bunaltı…daralma…bayılacakmış gibi olma…

Anksiyete, hemen hemen her insan tarafından yaşanılan bir duygudur. İşin ilginç olan yanı anksiyetenin asıl amacı, yaşamın sürdürülmesi ve uyum davranışının gelişimini sağlamaktır. Bir yere kadar sağlıklı olan bu durum, bir noktadan sonra kişinin yaşamını ve diğer insanlarla olan ilişkilerini olumsuz yönde etkilemeye başlıyor.

Bunaltı yada diğer adıyla anksiyetenin en tipik yanı, herhangi bir olaya, içerdiği tehlikeden daha abartılı tepkiler vermekle tanımlanır. Örneğin girilecek bir sınavın, hayatın sonu gibi algılanması; hafif bir kalp çarpıntısının, kalp krizi sinyali zannedilmesi…vs. gibi…

Günlük hayatta en fazla karşılaştığımız anksiyete yakınmalarını hemen sıralayayım isterseniz:

Çarpıntı…kalp hızında artma…tansiyon yükselmesi veya düşmesi…yüz kızarması…nefes darlığı…boğulacak gibi olma…titreme…aşırı yorgunluk hissi…çabuk yorulma…karın ağrısı…ateş basması…karın ağrısı…ağız kuruluğu…sık sık idrara çıkma…terleme…

Bunlara ilaveten en tipik yakınmalar, kontrolünü yitirme, aklını yitirme ve ölüm korkusu şeklindedir. Bunların hepsi yada önemli bir bölümü bir araya gelince endişe, dehşet, tedirginlik, gerginlik, sinirlilik ve çaresizlik duyguları hayatın yaşanmasını zorlaştırmaya başlıyor.

Kendi içinde sınıflara ayrılıyor bunaltı rahatsızlığı. Kişinin getirdiği korku ve endişe tipine göre adlandırılıyor ve tedavisi de ona göre yön değiştiriyor. (Önümüzdeki günlerde her birisini tek tek anlatarak, günlük yaşamda uygulayabileceğiniz pratik bilgilerle birlikte aktarmaya devam edeceğim zaten…)

Dışardan bakıldığında küçümsenen, söylenmekten ve dile getirmekten bile utanılan bir yanı var anksiyetelerin. Ne garip ki insanlar farklı rahatsızlıkları olduğunda göğüslerini gere gere hastalıklarının adını söylerken, iş ruhsal rahatsızlıklara gelince utanılıyor. Utanılıp saklanmaya çalışılınca da işler daha da zorlaşıyor.

Bir çok durumda da kişi rahatsızlığını dile getirdiği halde, çevresindeki insanları inandıramıyor.

“Yok canımmm… maşAllah turp gibisin… sen kendini düşüne düşüne hasta ediyorsun… neyin var senin… bak bana, senden daha kötü durumdayım ama takmıyorum…”

Bizim anladığımız yardım stili böyle bir şey olunca, anksiyete bozukluğu olanlar ne yapsın?? Kendi içlerinde zorluklarıyla yaşamanın bir yolunu bulmaya çalışıyorlar maalesef…



Oysa hayat güzelliklerle dolu… Fırsatlarla da…

Hepimiz en güzel ve kaliteli biçimiyle hayatı yaşama hakkına sahibiz.

Uzmanlara başvurarak alacağımız küçük bir yardımla hayatımız çok daha kaliteli, çok daha yaşamaya değer bir hale gelecekse neden bu imkanı değerlendirmeyelim ki…



Öyleyse bu yazıyı okuyup da, yukarıda bahsedilenlerin en az yarısını kendisinde gözlemleyen herkesi uzmanlara başvurmaya davet edelim…

Keyifli bir hayata ilk adımı atmak için…

SiteMap - İmode - Wap2