Arşiv Anasayfa Kanser Hastalığı
Sayfalar: 1
Her 12 Kadından Biri Meme Kanserine Yakalanıyor By: Asortik Hatun Date: April 13, 2013, 05:19:29 PM
BURSA - Geçtiğimiz yıllarda meme kanseri ‘ölümcül bir hastalık’ olarak değerlendirilirken, günümüzde erken tanı konulduğunda hastalar uzun yıllar sağlıklı bir yaşam sürebiliyor. Üstelik her 2 kadından 1’inin memesinin alınmasına da gerek duyulmuyor.

Meme kanseri, kadınlarda en sık görülen kanser türü olarak biliniyor. Acıbadem Hastanesi'nden Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Dr. Gündüz Tunç, bugün Amerika’da her 8 kadından biri, Türkiye'de de her 12 kadından birinin, hayatının herhangi bir döneminde meme kanserine yakalandığını söyledi. Meme kanserinin, ölüme yol açması açısından da akciğer kanserinden sonra 2. sırada yer aldığına dikkat çeken Uzm. Dr. Tunç, "Bu iç karartan tablonun yanı sıra yüz güldüren bilgiler de var. Günümüzde hekime ve tanı yöntemlerine daha kolay ulaşılması sayesinde hastalığa erken tanı konulabiliyor. Böylece hastalar uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdürebiliyor. Erken tanı sayesinde, uygun hastalarda sadece tümörü çıkarmak ve ardından radyoterapi uygulayarak memeyi korumak mümkün olabiliyor." dedi.

Genel Cerrahi ve Cerrahi Onkoloji Uzmanı Dr. Gündüz Tunç, hastanın tümöründe ameliyat şansını kaybedecek kadar büyüme yoksa ve ameliyatla hastalık kontrol altına alınabiliyorsa, tedavide ilk tercihin cerrahi yöntem olduğunu belirtti. Meme kanseri olup memesi alınan kadınların bu hastalıktan psikolojik olarak daha çok etkilendiğini hatırlatan Tunç, şunları kaydetti: "Çünkü meme kaybı aynı zamanda kadınsılığın, doğurganlığın, çekiciliğin ve cinselliğin de kaybı olarak algılanabiliyor. Ancak günümüzde uygulanan ‘meme onarımı’ operasyonu ile kadınlar artık neredeyse doğala yakın bir memeye sahip olabiliyor. Meme koruyucu cerrahi; memenin tümünü almak yerine, tek tümör odaklı uygun vakalarda sadece memedeki tümörlü dokunun çıkarılması esasına dayanıyor. Meme koruyucu cerrahide tümör dokusu, çevresindeki yaklaşık 1-2 santimetre normal meme dokusu ile birlikte çıkarılıyor. Böylece kadının memesinin alınmasına gerek duyulmuyor."

Dr. Gündüz Tunç, meme koruyucu ameliyatların, çoğu hasta için adeta hayata yeni bir başlangıç olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hastaların aile ilişkileri ve cinsel yaşamları daha uyumlu hale geliyor. Ayrıca, ruhsal durumları da güçlendiği için hastalar kanserle daha iyi mücadele ediyor. Özgüven sorunu oluşmuyor ve kaygılarında azalma oluyor. Memenin alındığı ameliyatlarda plastik cerrah ile işbirliği yapılarak kozmetik amaçlı eş zamanlı rekonstrüktif işlemler uygulanabiliyor. Hastanın sağlık durumu uygun değilse meme onarımı daha sonraki dönemde de gerçekleşebiliyor. Yine uygun olan hastalarda meme başı da korunabiliyor. Meme başının korunduğu ameliyat sırasında anestezi altında ve hasta ameliyat masasındayken meme başına tek doz radyoterapi de verilebiliyor. Tıptaki gelişmeler sayesinde cerrahlar doğala oldukça yakın bir meme yaparak kadınların tekrar eski güvenlerine kavuşmalarını sağlayabiliyor."

Kadınların, belli aralıklarla memelerini kontrol etmelerinin, meme kanserini ileri aşamalara ulaşmadan fark etmenin ve kolay tedaviye başlangıcın ilk adımını oluşturduğunu vurgulayan Uzm. Dr. Gündüz Tunç, "Bu muayene, adet bitiminden birkaç gün sonra, yani hormon etkisinin en az olduğu dönemde yapılmalı. Kadının taşıdığı risk faktörlerine göre değişebileceği düşünülerek 20 yaşından sonra 3 yılda bir, riske bakılmaksızın 40 yaşından sonra her yıl doktor tarafından muayene edilmeli. Herhangi bir bulgu ya da belirti olmasa bile 40 yaşın üzerindeki tüm kadınlar düzenli olarak mamografi taraması yaptırmalı." diye konuştu.


SiteMap - İmode - Wap2