Arşiv Anasayfa Kalp ve Damar Hastalıkları
Sayfalar: 1
Tromboz Riski Nasıl Düşürülür By: Asortik Hatun Date: March 15, 2013, 12:49:54 PM
Tromboz riski nasıl düşürülür

'Kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerin K vitamini bol olan besinleri az tüketmeleri gerekir' diyen Reyhan Küçükkaya: Yeşil yapraklı besinlerden maydanoz, ıspanak ve kıvırcık salatadaki K vitamini ilacın etkisini tamamen yok eder. Yerken aşırıya kaçmayın!



Tromboz çok sık görülebilen bir hastalık. Aniden ortaya çıktığı için de hazırlıksız yakalıyor. Felçlere, krizlere gereksiz ameliyatlara neden oluyor. Trombozun hasarından bir kere korunmak yetmiyor, hastalar bilinçlenmezse verdiği hasarlar giderek artıyor. Florence Nihtingale Hastanesi ve Bilim Üniversitesi Hematoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Reyhan Küçükkaya, alınacak küçük önlemlerle tromboz riskinin nasıl düşürülebileceğine dair soruları yanıtladı:

Tromboz hastaları neleri kesinlikle yapmamalılar?
Sigaradan uzak durmalılar. Tromboz geçirmiş kişiler doğum kontrol ilaçlarına ve hormon tedavilerine dikkat etmeliler... Uzun yolculuklarda bol sıvı tüketmeleri önemli.

Sıvı derken çay ve kahve de yararlı mıdır?
Çay, kahve ve alkol, kanı sulandırmak yerine tam tersine idrar çıkışını artırıp kanı koyulaştırır. Bu tip sıvılar yerine bol bol su içmeleri yararlı olur. Tansiyon sorunu olmayanlara maden suyu da yararlıdır. Uzun yolculuklarda sık sık hareket etmek, özel egzersiz uygulamak gerekir. Kan sulandırıcı kullanan kişilerin ilaçlarını hep aynı saatlerde alması da çok önemlidir.

ÇORAP ÇOK SIKMASIN
Tromboza karşı nasıl önlem alınabilir?
Öncelikle sağlıklı beslenmek gerekir. Kan yağlarını ve şeker düzeylerini normal düzeyde tutmak çok önemlidir. Tromboz riski taşıyan kişiler, günde en az altı bin adım atarlarsa, kalp ve damar hastalığı risklerini de azaltırlar. Mutlaka koşmaları değil ama hareket etmeleri gerekiyor. Bacak damarlarıyla ilgili sorunu olan kişilerde, varis çorapları kullanmak uzun dönemde hem trombozların tekrarını hem de bacaklarda şişme ve yaralar oluşmasını engellemek için basit ve kolay uygulanabilir bir yöntemdir. Varis çorabı denince insanlar kalçaya kadar uzanan çok sıkı çorapları anlıyorlar. Oysa özel bir durum yoksa diz altı varis çoraplarını öneriyoruz. Bunların orta basınçlı olmasını istiyoruz, çok sıkı olmasını istemiyoruz. Özellikle uzun süre ayakta duran öğretmen ve hemşire gibi varis gelişme riski yüksek kişilere öneriyoruz.

BİLİNÇLENMEK GEREK!
Hastalar beslenmelerinde nelere dikkat etmeli?
Özellikle kan sulandırıcı ilaç kullanan kişilerin, içinde K vitamini bol olan besinleri az tüketmelerini istiyoruz. Mesela; yeşil yapraklı besinlerden maydanoz, ıspanak, kıvırcık salatayı yerken dikkat etmelerini öneriyoruz. Sakatatlarda ve balık yağında da K vitamini oranları çok fazla. Kan sulandırıcı ilaçlar, K vitamini üzerinde etkili olduğundan bu gıdaların aşırı alınması ilacın etkisini tamamen yok eder. Yoğurt ve peynir de bu ilaçların etkilerini engeller. Bu nedenle az yenmeli. Kan sulandırıcı ilaçlar gelişigüzel kullanıldığında çok ciddi yan etkilere neden oluyor. Bu sebeple bu ilaçları kullanan hastalara küçük bir broşür verip, nelere dikkat edeceklerini anlatıyoruz.

Tromboz hastaları için uçak yolcuğu mu araba yolculuğu mu daha tehlikeli?
Uzun uçak yolculuklarında da özellikle okyanus ötesi uçak yolculuğu daha tehlikeli... Ancak bu hastalar, kan sulandırıcı ilaçları düzgün kullanıp gerekli önlemleri yerine getirirlerse hayatlarını kısıtlamalarına gerek kalmaz.

KADINLAR TEHLİKEDE!
50'li yaşlarda bacaklarda görülen şişmeler, akciğerde kanın pıhtılaşmasına neden olan toplardamar tıkanıklığı kadınlarda daha fazladır. Bu yaş grubunda erkeklerde atardamar tıkanıklığı enfarktüs, felç kadınlara kıyasla daha çoktur. Menopozdan sonra atardamar tıkanıklığı riski kadınlarda da artar ve sonunda erkeklerle eşitlenir.

OFİSTE ÇALIŞIYORSANIZ SIK SIK HAREKET EDİN!
Trombozlu hastaların hangi işlerde çalışmaları sakıncalı? İş yaşamlarını etkiler mi?
Trombozlu hastaların uzun süre hareketsiz kalınmasını gerektiren işlerde çalışması doğru değil! Ofiste çalışıyorsa bile sık sık hareket etmeliler. Eğer kan sulandırıcı kullanıyorsa kesilme, yaralanma riski olan işlerde çalışmalarını ya da böyle sporlar yapmalarını önermiyoruz.

ÖNLEMLERLE KORUNUN!
Trombozla ilgili en son gelişmeler neler? Hastalık tamamen tedavi edilemiyor mu?
Son yıllarda genetik olarak tromboz riskini artıran birçok bozukluk tanımlandı. Bunlar, çeşitli laboratuvar testleriyle rahatlıkla belirlenebiliyor. Ancak hangileri ne kadar önemli ve nasıl davranmalı, bu konuda ciddi bir bilgi kirliliği var. Bu da bazen gereksiz tedavilere neden oluyor. Genetik olarak gelişmiş bir tromboz riskini ortadan kaldırmak mümkün değil ama alınacak önlemlerle trombozsuz bir hayat geçirmek mümkün. Özelikle kan sulandırıcı ilaçlar konusunda yeni gelişmeler var. Şu anda tüm dünyada etken maddesi warfarin olan ilaçlar, gıda etkileşimleri nedeniyle hastalar tarafından kolaylıkla kullanılamıyor. Yeni geliştirilen kan sulandırıcı ilaçlar ve gıdalar, diğer ilaçlarla etkileşmediğinden herhangi bir takip gerekmeden kullanılabiliyorlar.

Tromboz olduğumu öğrenene kadar ince bağırsağım alınmıştı

38 yaşındaki profesyonel fotoğrafçı Utku Tonguç Topal bundan altı yıl önce bir anda rahatsızlandı. Tromboz teşhisi konulana kadar bağırsaklarını kaybetti. Topal trombozu anlatıyor:



"Altı yıl önce, müthiş bir karın ağrısı ile başladı. Üç-beş gün yediklerimin ve içtiklerimin dokunduğunu sandım. Daha sonra direkt karın, bağırsak ağrısı ile acil servise gittim. Hemen ameliyata aldılar. İnce bağırsaklar üzerindeki kılcal damarlarım tıkanmış. İnce bağırsağımdan tam 60 santim kestiler.
Yoksa çürüye çürüye ölecekmişim. Nedenini sorduk, 'Fonksiyonel' dediler. Ben de fazla üstüne düşüp araştırmadım. Ama hastalığın bana verdiği hasar bitmedi.

BEYNİMDE OLDU
Ancak bundan sonra beyin toplardamarlarımda tromboz oluştu. Böyle bir baş ağrısı yok! Size anlatmam mümkün değil. İnsan dışarıda boza satan adamın sesinden rahatsız olur mu? Ben oluyordum. Sese tahammülüm yoktu.
Teşhisim tam olarak konulduğunda 38 yaşında, 8 aylık ikiz erkek çocuk babasıydım.

GENETİKMİŞ
Genetik olduğu ortaya çıktı. Babaannem ve halamda da vardı. Babaannem aspirin kullanırdı. Bilinçli olarak mı bilemiyorum ama 96 yaşına kadar sağlıklı yaşadı. Hayata dair bir kısıtlama yok ancak kan değerlerinize, kolesterol, şeker ve tansiyon oranlarınıza çok dikkat etmeniz lazım. Bir şikayetim yok! Ama bir yerim ağrıdığı zaman panik oluyorum. Hemen doktora gitmem gerekiyor. Her gün 300 mg'lık coraspin kullanıyorum. Ömür boyu da bu ilacı kullanmak zorundayım.

SİNİR KOYULAŞTIRIYOR
Sinirlendiğimde kanımın koyulaştığını hissediyorum. Eğer ilacımı kullanmazsam başım zonkluyor.
30 yaşına geldikleri zaman oğullarıma da bakılacak. O yaştan sonra daha net ortaya çıkıyor. Doktor şimdi baktırmamıza gerek olmadığını söyledi.
Bir ablam var, ablam da çocuk sahibi olmadan önce genetik tahlil yaptıracak."




SiteMap - İmode - Wap2