Arşiv Anasayfa Gebelik ve Çocuk Bakımı
Sayfalar: 1
Bebek Sahibi Olmayı Çok Fazla Ertelemeyin By: Asortik Hatun Date: February 07, 2013, 01:03:19 PM
Bebek Sahibi Olmayı Çok Fazla Ertelemeyin...
Acı ama gerçek; biz kadınların bebek sahibi olmak için sınırlı bir zamanı var ve o da sandığımızdan daha çabuk gelip geçiyor. Eğer anne olmaya kesin kararlıysanız, çok geç olmadan doğa anayı kendi tarafınıza çekmenin yolları...

Magazin dergilerini ne zaman açsanız, büyük ihtimalle siz de 40 yaş üzeri ve ünlü yeni annelerin bebekleriyle çekilmiş boy boy fotoğraflarını görüyorsunuz. Sonsuza dek dişi ve doğurgan olabilecekleri iddiasında olan bu kadınlar, uzmanlara göre aslında topluma yanlış mesaj veriyor ve 20'li, 30'lu yaşlardaki pek çok kişinin de anneliği sürekli ertelemesine yol açabiliyor: "Ne de olsa, ben de onlar gibi dilediğim zaman bebek sahibi olabilirim, 45 yaşında bile!"
Oysa jinekoloji ve endokrinoloji uzmanlarına göre, ünlü annelerden etkilenmek ve boş umutlara kapılmak pek de doğru değil. Çünkü 40'lı yaşlarında anne olabilen bu kadınların çok büyük bir bölümü doğanın değil, kendi geniş imkanlarının mucizelerinden yararlanıyor ve genelde doğal yollarla değil, pahalı tüp bebek tedavileriyle hamile kalıyorlar. Elbette bunu herkesten gizli tutmayı da asla ihmal etmiyorlar...
Ya onlar gibi ünlü ve sonsuz imkanlara sahip olmayanlar için süreç nasıl işliyor? Uzmanlara sorarsanız, yanıt pek de iç açıcı değil. Her kadının neredeyse ergenliğe girdiği ilk günden beri geri sayan bir biyolojik saati var ve onun varlığını asla unutmamak gerekiyor. "Eğer öyleyse jinekoloğum neden beni bunun için uyarmıyor" diye sorabilirsiniz? Bu sorunun yanıtını yine jinekologlar veriyor ve şu açıklamayı yapıyorlar: "Biz kimseyi çocuk sahibi ol ya da olma, belli bir hayat stilini benimse ya da benimseme şeklinde yönlendiremeyiz. Hastalarımızı çocuk sahibi olmak için uyarmayı da, bir tür yönlendirme sayarız. Ayrıca pek çoğumuz, hastalarımıza bize danışmadıkları konularda bilgi veremeyecek kadar yoğun oluyoruz."
İşte bu nedenle iş başa düşüyor ve her kadının kendi doğurganlık zamanını kendisinin takip etmesi ve bu konudaki planlamayı çok iyi bir şekilde yapması gerekiyor. Yoksa zamanı geldiğinde pekala iş işten geçmiş olabiliyor.
Yapılan tüm araştırmalar, kadınların sağlıklı bir çocuk sahibi olmak için en ideal zamanın 25 ve 35 yaşları arasındaki 10 yıllık dönem olduğunu ortaya koyuyor. Tabii bu 35,5 yaşında çocuk sahibi olma hayallerinizi rafa kaldırmanız gerektiği ya da 21 yaşında bir bebeğin bakımını asla üstlenemeyeceğiniz anlamına gelmiyor ama yine de bu rakamlara bakarak ideal dönem için fikir sahibi olmanız olası. Eğer bu bilgiyi aklınızın bir köşesine iyice kaydederseniz, ne zaman çok erken ya da ne zaman geç olacağına karar verebilir, riskleri en başından göze alabilirsiniz.

Saati Durdurmak İmkansız
Yukarıda belirtilen 25 ve 35 yaş arasının ideal kabul edilmesinin ilk ve en önemli nedeni bu dönemde hamile kalabilme kapasitenizin en üst düzeyde olması. 20'li yaşların ortasındaki bir kadının, bir ay boyunca korunmasız seks yaptığında -o ay içinde- hamile kalma olasılığı yüzde 30. Oysa 30'lu yaşların başı ve ortası arasındaki dönemde bu rakam, 10 birim azalarak yüzde 20'ye düşüyor. Bu düşüşün çok büyük bir farka yol açmayacağını belirtmekte de fayda var. Çünkü esas fark 30'lu yaşların ortasından sonra oluyor: Örneğin 37 ve 39 yaşları arasında, bir ay boyunca korunmasız seks yapan bir kadının o ay içinde hamile kalma olasılığı sadece yüzde 15'e düşüyor. 40 yaşına gelindiğindeyse olasılık iyice azalıyor ve rakam yüzde 5'e düşüyor. Peki, niçin adet dönemlerimizdevam ettiği ve teorik olarak hâlâ doğurgan olduğunuz halde, hamile kalma olasılığınız bu kadar düşüyor? Ya da diğer bir deyişle 25-35 yaşları arasındaki dönemin sırrı ne? Aslında bunun basit bir yanıtı var: Yumurtalarınızın niceliği ve niteliği. Her bir kadın belli bir yumurta rezerviyle -ortalama 2 milyon- doğuyor ve her geçen gün bu rezervdeki yumurtaların sayısı azalıyor. 25 yaşında rezervde kalan yumurta sayısı 100 bin iken, bu sayı 30 yaşında 50 bine, 40 yaşındaysa yaklaşık 10 bine düşüyor. Üstelik kaliteli yumurtalar diğerlerine kıyasla daha önce yumurtlanıyor. Elbette sağlıklı yumurtalar da sağlıklı bebekler anlamına geliyor. Kadınların doğurganlığını etkileyen diğer önemli bir faktör de, zaman içinde geçirilen jinekolojik hastalıklar. Pek çok kadın hayatının bir döneminde, rahim, yumurtalık kistleri ve miyom gibi sorunlarla uğraşmak zorunda kalıyor ki, bunlar da doğurganlık kapasitesini ciddi şekilde etkiliyor. Yine genç kadınların cinsel yolla bulaşan bir hastalık -ki bunlar da doğurganlık kapasitesini ciddi şekilde etkileyebiliyorlar- geçiriyor ya da geçirmiş olma ihtimali ileri yaşlardaki bir kadına göre çok daha az.
Elbette, her şeyin temelinde biyolojik faktörler yatmıyor. İdeal kabul edilen yaş sınırları arasındaki kadınlar duygusal olarak da anneliği daha kolay tolere edebilecek durumda oluyorlar. Bu yaş sınırlarının dışında kalan dönemlerde bebek sahibi olmanız fizyolojik olarak mümkün olsa bile, hayat stiliniz ve içinde bulunduğunuz koşullar ideal bir anne olmanızı engelleyebiliyor.
Karar vermek size çok zor mu geliyor? Yapılan araştırmalar, insanların hayatlarıyla ilgili en doğru kararları 25 yaşından sonra aldıklarını gösteriyor. Belki, 25 yaşından sonra evlenen çiftler arasında boşanmaların daha seyrek görülmesinin nedeni de bu... Bu nedenle sizin de 25 yaşına kadar beklemeniz en ideali, böylece anneliğe uygun bir yapınız olup olmadığını daha iyi anlayabilirsiniz. Ayrıca bu yaştan sonra kendinize daha uygun bir hayat arkadaşını da bulmanız olası.
Çoğu kişi bu yaştan sonra daha dengeli ve oturmuş hayat koşulları da sağlayabiliyor, kendisi için: Okullar bitiyor, hareketli gece hayatı terk ediliyor ve düzenli gelir getiren bir iş bulunmuş oluyor. İşte bunlar da, uzmanlar tarafından ileri yaşta çocuk kararı vermenin avantajları olarak sıralanıyor.

SiteMap - İmode - Wap2