Arşiv Anasayfa Serbest Kürsü.
Sayfalar: 1
Kaybedenler Kulübünün Radyo Programının Bilinmeyenlerı By: ZiyaBey Date: January 31, 2013, 02:48:26 PM
“Kaybedenler Kulübü sunar... Bir nevi radyo programı. Hayat. Hiçlik. Hiç gülümsememe. Hep gülümseme hali. Kahve. Sert. Kadın. Ölüm. Ate. Beklemek ve başarmak -Ne tuhaf... Mezar ve güzel kadın ilişkisibir gece... Sayın dinleyenler, ölümün olduğu yerde hiçbir şey ciddi olamaz.”

Schopenhauer’ın ünlü sözünü kendilerine jingle edinmiş spontane kültür programının sorumlusu baş kaybeden Kaan Çaydamlı ile diğer kulüp üyesi Mete Avunduk, böyle açardı programı... Bir dönemin kült radyo programına imza attılar. 1990’ların sonuna damga vurdular. Şimdi de filmleri yapıldı. Peki niye bu kadar değerliydiler? Bakalım...

HAYRANLIKLAR
Kaan, hem mühendis, hem yayıncı, hem de ödüllü fotoğrafçı. Radyoculuğa oturduğu sokağa müzik dinleterek başlamış. Günaydın FM’de “Gece Fanzini”nden, Açık Radyo’da yanına geçici tonmaister olarak aldığı Mete ile “Bir Nevi Rock Tarihi”nden sonra, aynı fikri ikisi Kent FM’de hazırlayıp -ya da hazırlamayıpsundular. Tüm bulundukları adreslerden haberdar fan’larıyla ister istemez karşılaştı kaybedenler. Aralarından tanışıp kulübe kattıkları, “betlik amiri” payesi verdikleri de oldu.

BOL LİKİTLİ
Kaan ve Mete bazen alkollü, bazen kafeinli ama “kesinlikle” bol likit ve duman eşliğinde dinleyenlerin kafalarını karıştırırken, TV yerine adeta hayatı seyreden bir nevi Beavis and Butt-Head gibiydiler.

Üstelik kulüp ikisinden ibaret değildi. Programda zamanla belli karakterler oluştu. Daha doğrusu onlar kendilerini yarattı. Arayanlar “Usta, aşk bir ayna mıdır?”, “Mantarlı enginar olur mu?” diye de sordular, ilan-ı aşk da ettiler durum göre. Bazen susturuldular Mete ya da Kaan tarafından, bazen evlerine davet edildiler. İşte öyle gerçek bir programdı “Kaybedenler Kulübü”. “Hayat berbat” diyorlardı. “Evet, hayat berbat ama bunu bilmek çok iyi.”

KAYBEDEN KİME DENİR?
Kaybeden nedir, kime denir? Kaan bunu şöyle yanıtlıyordu: “Kaybedenlik bir durum, seçim. Yalnızca oturmak ve seyretmek, beklemeyi bilmek. Bunun içinde Heidegger de var, Camus de, Sartre da, Nietzsche de... Bir nevi eylemsizlik, tamamıyla bir bakış açısı; bir şeyi kaybetmekten değil. Dinginlik hali, sakinleşmeyle örtüştüğünü söylemek mümkün. Vazgeçişin tersi çünkü bir kaybeden intihar etmez, ulaşacağı, değer verdiği bir şey yoktur. Değerli olan her şey değer verdiğimiz kadar var. Bir bilgelik arayışı...” Programın bir de “enteresan ruhları” vardı. Kaan ve Mete’yi düzenli olarak notlayan Öğretmen, gecenin ta kendisi gezici betlik amiri Hüseyin Usta, uhrevi neyzen Kuşbeyin, kıskanç bilge kadın Pınar, edebiyat sorumlusu Cem Bak, Ümit Besen şarkılarına eşlik edip faydalı yemek tarifleri veren Emre’nin annesi, öteki âlemden kahkahalarla seslenen MR, telefon kulübesinden düzenli olarak arayan Brittanica ve diğerleri... Bir teras partisine konuk olabilir, Kaan veya Mete ile imam nikâhı kıyabilir, ışık kapama eyleminin gece yarısı da uygulanabileceğini öğrenebilirdiniz. Dünya turuna çıkabilir, aşk ilişkilerinizi danışabilir, her konuda yazabilirdiniz.

Tabii programda standart kaybeden parçaları çalardı: Anlatacak bir hikâyesi hep olan Springsteen, “olası karanlık bir kadının yarattığı” Buckley erkekleri, The Cult, Red House Painters, Leonard Cohen, Orhan Gencebay, Rolling Stones vs.

Gayretle, finaldeki olağan “adama listesi”ne de dahil olabilirdiniz. Yıllarca her salı, perşembe ve pazar, Kent’ten akrebin betliğinin ve terazinin hüznünün olanca süzülüşüne tanık olduk. Kaçırdınızsa, film sarar belki yaraları...

Kaan Çaydamlı

1964 Kadıköy doğumlu, mühendis, yayıncı ve fotoğraf sanatçısı olarak biliniyor. 1986 yılında İTÜ inşaat fakültesini bitirdi ve 13 yıl mühendis olarak çeşitli projelerde tasarımcı ve uygulamacı olarak çalıştı. Aile firması hala daha bu işleri yapıyor. 1989 yılında ALTIKIRKBEŞ YAYINLARI’nı kurdu. Yirmi yılı aşkın süredir yayıncılık hayatına devam eden bu oluşum, bugüne kadar 300’ün üzerinde farklı kitap ve çok sayıda dergi yayınladı. Birçok yazarı ilk defa Türk okuruyla buluşturan bu marka, çok sayıda etkinlik ve film de üreterek farklı bir yayıncılık anlayışını oluşturdu. Ülkemizin önde gelen yayın markalarından biri olarak yayın hayatına devam etmektedir.
1990’lı yılların başında ilk fotoğrafları sergilenen Kaan Çaydamlı çok sayıda ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü. Yurtdışında çok sayıda özel çağrılı sergide fotoğrafları sergilendi. New York Modern sanatlar müzesi bir seri fotoğrafını satın alarak koleksiyonuna kattı. Enis Batur’un metinlerini yazdığı SON KARE isimli projesi kitap olarak yayımlandı ve çeşitli ülkelerde sergilendi. 2011 yılında yayınlanan KTN (Kişisel Toplantı Notları) isimli kitabı çok satanlar listelerine girdi.
1995 yılında KENT FM’de ‘Gece Fanzini’ ve ‘Kitapsız’ isminde iki program yapmaya başladı. Bu yıllarda Mete Avunduk’la tanıştı ve radyo macerası birlikte yaptıkları BNRP isimli ‘night caller’ formatlı bir programdan ‘KAYBEDENLER KULÜBÜ’ isimli bir programa dönüşerek uzun yıllar çok dinleneler arasında yer aldı. Kendine ait bir kültür yaratan bu program, 2000’li yılların başında KENT FM’in kapanmasıyla birlikte son buldu, ama etkileri ve takipçileri hiç eksilmeden bugünlere kadar ulaştı.
Bu program 2011 yılında eski radyo kayıtlarından ve programcıların hayatından derlenen bir uzun metraj film olarak çekildi ve yılın en çok ses getiren filmi oldu. “Kaybedenler Kulübü” programı
   
www.standart.fm
’de canlı yayına devam ediyor. Kaan Çaydamlı halen evli, çocuklu ve çok yalnız.

SiteMap - İmode - Wap2