Arşiv Anasayfa Kulak Burun Boğaz
Sayfalar: 1
Kulak Akıntısı - Otore Hastalığı By: Asortik Hatun Date: January 26, 2013, 04:11:45 PM
Kulak akıntılarında hastanın öyküsü çok önemlidir. Otorenin üst solunum yolu enfeksiyonu ve kulak ağrısıyla birlikte olması, dışkulak yoluna su kaçtıktan sonra ya da kendiliğinden ortaya çıkması gibi durumlar sorulmalıdır. Bazı hastalar dışkulak yoluna sızan serümeni hastalık olarak değerlendirebilirler. Kulak akıntısı hem otitis eksterna hem de otitis mediada görülebilir. Akut furonküloz ve akut otitis mediada ağrı akıntıdan önce ortaya çıkar. Yaygın otitis eksterna ise özellikle alerjik ekzema-töz bir reaksiyon durumunda koyu olmayan seröz bir akıntıyla ortaya çıkabilir.

Akut furonkülozda akıntı nekrotik madde içeren bir sıvıdan oluşur. Dışkulak yolunda seroziteye neden olan bütün durumlar mikroorganizmaların yerleşmesi ile pürü-lan akıntıya neden olur. Bunlar piyojen (stafilokok, streptokok, difteroidler) ya da mikotik kaynaklıdır. Pürülan bir akıntının orta kulaktan kaynaklanması için kulak zarının mutlaka delinmiş olması gerekir. Akut otitis mediada birkaç gün içinde akıntı kesilir ve zar iyileşir. Bol miktardaki akıntının bir hafta ya da daha uzun sürmesi koalesan mastoidit geliştiğini ya da östaki borusu yetersizliğine bağlı olarak orta kulak mukozasının reaksiyon gösterdiğini düşündürür.

Dışkulak yolu derisi kan dolaşımı açısından çok zengin ve hassas olduğu için her türlü travma ve dışkulak yolu enfeksiyonunda kanlı akıntı olur. Ortakulak nedenli kanlı kulak akıntısı enfeksiyonların iyileşmesi sırasında ortaya çıkan granülasyon ve poliplerden kaynaklanır. Travma öyküsü bulunmayan kanlı kulak akıntılarında çok dikkatli olmak gerekir; çünkü söz konusu durum belirli bir habis oluşumun habercisi olabilir. Aksi kanıtlanana kadar beyaz berrak sulu akıntı beyin omurilik sıvısı olarak kabul edilmelidir. Bazen dışkulak yolu derisinin kontrakt dermatiti sulu bir akıntıyla birliktedir ancak bu akıntı glukoz içermez.

Kulak akıntılarında ilk yapılacak işlem dışkulak yolunun temizlenmesidir. Enfekte artıklar iyi bir aydınlatma altında çubuğa sarılmış pamukla temizlenmeli ya da mikroskop altında dikkatle aspire edilmelidir.
Akut otitis mediaya bağlı bir akıntıda yalnız kulak yolu temizlenir, kulak damlaları önerilmez. Uygun antibiyotiklerle tedaviye başlanarak akıntıdan alınan örnek kültür için laboratuvara gönderilir.

Kronik otitis eksternada enfeksiyon etkeni genellikle gram negatif bakterilerdir. Kulak temizliği ve yerel ilaçların uygulanması önemlidir. Bu işlem sık aralıklarla (mümkünse her gün) tekrarlanmalıdır. Yerel antibiyotikli damlalar ve steroidler kullanılabilir. Sistemik antibiyotik tedavisine gerek yoktur. Mantar enfeksiyonu söz konusu olduğunda, yine en iyi tedavi bölgenin temizlenmesi ve yerel antimikotiklerin (nistatin, klotrimazol) kullanılmasıdır. Akıntı nedeni dışkulak yolunda granülas-yon dokusu ya da polip ise ameliyathane koşullarında biyopsi yapılması gerekir.

Kronik süpüratif otitis medianın tubotim-panik (tehlikesiz) tipinde akıntı bir kez kuruduktan sonra, yinelenmemesi için kulağın suyla teması önlenmeli ve üst solunum yolu enfeksiyonu geçirilmeden tedavi edilmelidir. Kulak zarmdaki delik cerrahi olarak kapatılır (miringoplasti) ve işitme kaybı kulak zarı ve kemikçik zincirinin onarılmasıyla düzeltilir (timpanoplasti).

Kronik süpüratif otitis medianın tehlikeli tipindeyse işitme kaybının tedavisinden önce enfeksiyon kontrol altına alınmalıdır. Radikal mastoidektomi, attikotomi, attiko-antrostomi gibi çeşitli cerrahi girişimlerde amaç, hastalıklı ve enfekte kemik dokusunu çıkartmak ve dışkulak yoluna açılan düzgün ve geniş bir boşluk yaratmaktır.


SiteMap - İmode - Wap2