Arşiv Anasayfa Ruh Sağlığı
Sayfalar: 1
Suçlu Psikolojisi Nasıl Olur ? Suç Ve Psikiyatri By: Asortik Hatun Date: January 24, 2013, 02:31:33 PM
Denizli Türkiye Elektrik Kurumu Müessese Müdürlüğünde hat işçiliği yaparken 31.500 volt elektrik akımına kapılıp ağır yaralanan Süleyman Aktaş, bu olaydan sonra 1986 yılında Antalya'da Nuri Keskin adındaki Baş komiseri öldürdü ve tutuklandı. Mahkeme akli dengesinin yerinde olmadığına karar verdi ve Süleyman Aktaş'ı, Manisa ruh ve sinir hastalıkları hastanesine gönderdi. Burada 4,5 sene tedavi gören Aktaş, taburcu olduktan sonra Denizli'nin Bozkurt ilçesindeki Çambaşı köyüne döndü. Fakat o döndüğünde Çambaşı köyünü hiç unutamayacakları bir felaket bekliyordu. Köye döndükten 3 yıl sonra yani 1994'te 4 komşusunu boğarak öldürmüştü. Ona Çivici katil denmesinin nedeni ise öldürdüğü kurbanlarının kafalarının çeşitli yerlerine ve gözlerine çiviler çakmasıydı. Polisler onu sorguya çektiklerinde neden çivi çaktığını sormuşlar ve "çivi görünce dayanamıyordum, insanların kafalarına çakmak istiyordum hep" cevabını aldılar. Hatta bir keresinde "bana cinayetleri işlemem için Turgut Özal emir verdi" demiştir. Yakalandıktan sonra evinin alt katında yapılan aramalarda uçları özenle sivriltilmiş çiviler ve "kısa zamanda öldürülecekler" in yazıldığı bir liste bulmuşlardır. (1)

Bu şekilde işlenen cinayetler, “klasik” cinayetlere benzemez.
Ortada bir mal paylaşımı yoktur. Halledilemeyen bir aşk hikâyesi yoktur. Cinselliği farklı yaşamaya karşı tepki veya bir alacak meselesi yoktur.
Bu cinayetlerdeki saldırganlığın nedeni bizim yaşadığımız ve alıştığımız, bildiğimiz dünyanın içinden çıkmamıştır sanki.
Bu cinayetler bir başka dünyanın kodları, şifreleri ile işlenmiş cinayetlerdir.
Bu cinayetler “bize”, yani ortalama kültürel değerlerle yaşayan insanlara yabancıdır. Anlaşılması çok zordur.
Bu cinayetlerde sapkın ve ilkel davranışlar olduğu gibi ortaya çıkar. Dürtüler herhangi bir süzgeçten geçmez. Yüceltme mekanizmaları, kültür, çeşitlilik ve zenginliğin yerine, embriyolojik – biyolojik davranış modelleri geçer.
Katil ve kurbanı arasında ilkellik, delilik, cinnet dolu bir ilişki yaşanır.
Katil amacı olan organize bir insan gibi değil, doyum peşinde olan, vahşi ve dağılmış bir yaratık gibi hareket etmeye başlar.
Bu cinayetlerin en göze çarpıcı özelliği mantık sınırlarını zorlamasıdır.
Hırsızların genellikle bir kişinin parasını aldıktan sonra o kişi ile başka bir ilgileri kalmaz. Ama sadistik - psikotik bir suç ilişkisinde, kurbana “mantıklı bir neden yokken” inanılmaz eziyetler yapılır.

Ted Bundy bir hukuk öğrencisidir. Seri katildir. Onun hakkında idam kararı veren hakim şunları söylemiştir:
"İdamınıza karar verilmiştir, ölene kadar vücudunuza mevcut sistemle elektrik verilecektir. Genç adam, kendinize iyi bakın. Bunu samimi olarak söylüyorum, kendinize iyi bakın. Şu anda yaşadığımız gibi, bu mahkeme salonunda insanlığın tamamıyla heba edildiğine tanık olmak bu salondakiler için trajedidir. Zeki, genç bir adamsınız. İyi bir avukat olabilirdiniz, arkamda çalıştığınızı görmek beni mutlu ederdi, fakat ortak, yanlış yoldan gittiniz. Kendinize iyi bakın. Size karşı düşmanlık beslemiyorum, bunu bilmenizi isterim. Kendinize iyi bakın." (3)

Hâkim bu sözleri ile bu davaya haklı olarak hukuk içinden bakmaktadır. Ama hukuk gözlüğü ile bakıldığında Ted Bundy ancak kısmen anlaşılabilir. Onun Amerikan toplumunun bir yurttaşı olarak seçme özgürlüğü vardır. Ama bu özgürlük, ağır bir psikopatoloji (hastalık) ile ipotek altına alınmıştır.

SiteMap - İmode - Wap2