Arşiv Anasayfa Ruh Sağlığı
Sayfalar: 1
Genel Olarak Şiddet Ve Saldırganlık By: Asortik Hatun Date: January 23, 2013, 09:53:11 PM
Tüm soyut kavramlar gibi saldırganlık ve şiddet kavramlarının da tanımlanması, hem zor hem de çok kolaydır. Zorluk ve kolaylık, bu kavramların sınırlarının kolaylıkla genişletilerek, içeriklerinin bulanıklaştırılabilmesinden gelmektedir. Kavramlar konusunda özensiz bir tutum, işimizi zorlaştırmakla kalmayıp bir kavram kargaşasına yol açarak şiddeti, nedenlerini ve sonuçlarını net bir şekilde ele almamıza da engel olabilir. Bu nedenle biz, saldırganlık ve şiddet derken bu kavramların bilinen ve çoğu bilimci tarafından paylaşılan tanımlarını kullanacağız. Buna göre saldırganlık, “başka bir insana zarar vermeye, acı çektirmeye veya yaralamaya yönelik herhangi bir tür davranışa verilen ad”dır. Şiddet de benzer anlamda kullanılan bir kavram olarak “güç kullanmak, baskı uygulamak, başka insanlara zarar vermeye ve yaralamaya dönük hareketler” anlamına gelmektedir.
Şiddet, sadece birey ölçeğinde ele alındığında, bireyin artmış saldırganlık dürtüleri ile içsel kontrol düzenekleri arasındaki denge bozulduğunda gündeme gelir. Bireyin saldırgan eğilimleri ve şiddet fantazileri olabilir, fakat bunlar kişi kontrolünü yitirmedikçe eyleme dönüşmezler; böylelikle bir şiddet problemi ortaya çıkmamış olur. Organik veya sinirsel bozukluklar ile çevresel ortamdan gelen uyaranlar, saldırganlığı ortaya çıkaran dürtüleri şiddetlendirirken, beyindeki kimi kimyasal bozukluklar ve kişinin ruhsal dünyasının kolayca kırılabilme özelliği göstermesi, kontrol sistemini zayıflatır.
Birçok araştırmacı, şiddet eylemlerini biçimleyen güçleri anlamaya ve bu yolla kimin şiddet gösterebileceğini öngörmeye çalışmışlardır. Şiddeti öngörmekte kullanılan ve bu araştırmalarda elde edilen tek tek bireylere ait bulguların en bilinenleri şunlardır:
1) Yüksek düzeyde zarar verme niyeti,
2) Kurbanın varlığı,
3) Sık ve açık tehditlerde bulunma,
4) Somut plan yapma,
5) Şiddet araçlarına kolaylıkla ulaşabilme imkanı,
6) Kontrolü yitirmeye dair önceki yaşamından sağlanan bilgi,
7) Devamlı öfke, düşmanlık veya küskünlük duyguları,
  Şiddeti seyretmekten hoşlanma,
9) Merhametsizlik,
10) Kendisini kurban olarak görme,
11) Otoriteye küsme,
12) Çocuklukta kötü muamele ve yoksunluk,
13) Evde sıcaklık şefkat ve ilgi azlığı,
14) Erken anababa kaybı,
15) Çocuklukta yangın çıkarma, yatak ıslatma ve hayvanlara zalim davranma,
16) Daha önceden şiddet eylemlerinde bulunmuş olma,
17) Dikkatsiz ve tedbirsiz araba kullanma…
Şiddet davranışının sıklığı ve özellikleri
Amerika Birleşik Devletleri’nde yapılan istatistiklere göre 1992 yılında 1,932,274 adet şiddete yönelik suç işlenmiştir. Bunlardan 109,062’si tecavüz, 23,760′ı cinayettir. Şiddet suçları metropol bölgelerde kırlık kesimlere göre daha fazladır.
Cinayetler en fazla birbirini tanıyan insanlar tarafından gerçekleştirilmektedir. Cinayetlerin %50 den fazlası ateşli silahlarla yapılmıştır. ABD’nde cinayet, 15-24 yaş arasında en sık ikinci ölüm nedenidir. Zencilerde bu oran iki kat daha fazladır. Cinayet oranı İngiltere, İsveç, Japonya ve Kanada gibi silah taşımanın daha sıkı kurallara bağlı olduğu ülkelerde daha düşüktür. Cinayet, düşük sosyoekonomik grupta daha yaygındır ve daha çok erkekler tarafından gerçekleştirilir. ABD’nde lise öğrencileri arasında yapılan bir araştırmada erkeklerin %28′i , kız öğrencilerin ise %7’si bir önceki ay içinde fiziksel bir kavgaya karıştıklarını belirtmişlerdir. Araştırmaya katılan gençlerin %35′ i, yaşamları boyunca en az birkez tıbbi yardım gerektirecek denli yaralandıkları fiziksel bir kavga yaptıklarını belirtmişlerdir.
Zeka gerilikleri, ağır ruhsal bozukluklar (şizofreni, manik atak, paranoid bozukluklar), antisosyal ve sınır (borderline) kişilik bozukluğu gibi kimi ruhsal rahatsızlıklarda ve kişilik bozukluklarında şiddet ve saldırganlık eğilimi bir hastalık belirtisi olarak karşımıza çıkabilmektedir. Herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olsun veya olmasın saldırganlık gösteren bireyler, bunu genellikle bildikleri insanlar, çoğu kez de aile üyeleri üzerinde gerçekleştirirler. Bu durum, saldırganlığın belirsiz bir yönelim göstermediğine işaret etmektedir. Ancak bu genellemenin tek ve konumuz açısından önemli istisnası genç erkeklerdir. Gençlik döneminde yeralan erkekler, çoğunlukla tanımadıkları veya rastlantı sonucu karşılaştıkları insanlara karşı da saldırganlık sergileyebilmektedirler.

SiteMap - İmode - Wap2