Arşiv Anasayfa Ruh Sağlığı
Sayfalar: 1
Dış Odaklılık By: Asortik Hatun Date: January 22, 2013, 12:59:08 AM
Dış odaklılık DSM IV de tanımlanan bir rahatsızlık olmamasına rağmen bu yazımda size bu kavramı açıklamaya ihtiyaç duymamın sebebi, bazı psikiyatri tanı kitaplarında geçmemesine rağmen hastaları sıkça rahatsız ettiğini düşünmemdendir.

Öncelikle dış odaklılık kavramına bir açıklık getirelim ve ne olduğunu görelim. Daha sonrasında ise dış odaklılıktan vazgeçebilmek ve anı yaşayıp kendimiz olabilmek için nasıl bir tedavi uygulandığından bahsedelim.

Dış odaklılık; kendisi için yaşamak yerine hep bir başkalarının gözünde var olmayı seçen, diğerlerinin isteklerini kendi isteklerinden daha önemli gören ve yaşamsal var oluş amacını bir diğerinin gözünde önemli ve değerli görmeye adanmış yaşam biçimidir. Tanımsal bilgiyi biraz daha ete kemiğe büründürmek açısından şöyle bir örnek vermenin yerinde olacağı kanısındayım. 16 yaşındaki T.A. okulunun mezuniyetinde giymek için aylardır hayalini kurduğu tuvaleti almak amacıyla kuzeniyle birlikte gittiği bir giyim mağazasından bambaşka bir tuvalet alarak çıkmıştır. Kıyafetini alıp eve geldiğinde ise büyük bir üzüntü duymuş ve hayal kırıklığına uğramıştır. Belki de hayatının en güzel gecesini geçireceğini düşündüğü gece büyük bir moral bozukluğu ile mezuniyet törenine katılmak zorunda kalmıştır. Hayatının her evresinde kararsızlık yaşayan ve sonucunda istediği davranışlarda bulunamayan, istediği kıyafeti tek başına seçemeyen, istediği yerde istediği zaman istediği yemeği yiyemeyen birisi olmaktan şikayetle bize başvurdu.

İkinci bir örnekte ise belirli bir miktar maddi birikimi olan M.T. kendisine herkesin “vauv” diyeceği spor bir araba almak istediğini ifade etmiş ancak almak istediği arabanın biriktirdiği paradan çok daha fazla tutacağı için alamadığından dolayı yakınmaktadır. Aslında beğendiği başka bir model araba daha olduğunu hatta bu arabayı almak için uzun yıllar hayal kurduğunu ama bu arabayı alma fikrini arkadaşlarıyla paylaştığında “ne yapacaksın o arabayı, sana yakışır mı” tarzında tepkiler ile karşılaştığını paylaşmıştır. Neticesinde beğendiği arabayı alacak kadar parası olmasına rağmen hâlihazırda arabası olmamasını büyük bir çelişki olarak görmüş ve hayatının genelinde bu döngünün sık sık tekrarladığından yakınarak danışmaya gelmiştir. Siz de çevrenizde böyle insanlarla karşılaşıyor ya da bu hikayede kendinizden bir şeyler buluyor musunuz?

Peki dış odaklı neden, nasıl, ne zaman olunur? Bir çocuk düşünelim ki bu çocuk yeni emeklemeye başlasın. Bu emeklemeye başlamayla beraber anneden, babadan emekleyerek uzaklaşmaya ve yeni şeyler keşfetmeye çalışsın. İşte tam da bu durumda iki ebeveyn örneği görülebilir. Birinci ebeveyn örneğinde çocuğunun başına bir şey gelecek endişesiyle çocuğunun uzaklaşmasına izin vermeyen, çocuğunun uzaklaştığını gördüğünde kızan, cezalandıran ve dolayısıyla sevgisini çeken bir ebeveyn olsun. Çocuğunun bireyleşmesine, kendi ayakları üzerinde durabilmesine ve kendisi olabilmesine tahammül edemeyen, terk edileceğine dair fantezileri canlanan bir ebeveyn farkında olmadan çocuğuna koşullu sevgi aşılar. Bu koşullu sevgi ise “benden uzaklaşmazsan seni severim”, “o kapıdan çıkarsan seni sevmem”, “burada uslu uslu oturmazsan senle konuşmam”, “o oyuncakla oynarsan seninle konuşmam” gibi bir süreç, git gide yaygınlaşarak diğerlerinin sevgisini kazanabilmek için rol yapan, kendi olamayan, bir diğerlerinin sevgisini ve onayını kazanmak için kendi isteklerinden vazgeçen bir yapı haline dönüşür. Anne ya da baba farkında olmadan sözsüz olarak verdiği mesajda “el, alem ne der?” mesajıyla beraber aslında özgün olmaktan uzaklaştırdıkları bir çocuk yarattıklarının farkına varmazlar.

SiteMap - İmode - Wap2