Arşiv Anasayfa Cilt Hastalıkları
Sayfalar: 1
Cildimizin Yaşlanmasını Durdurabilir Miyiz? By: Asortik Hatun Date: January 16, 2013, 11:52:13 PM
Derimiz, sıcağa, soğuğa ve her türlü ortama uyum sağlamasına rağmen kuşkusuz ki en çok itina gerektiren bir organımızdır. Her türlü ortama uyum gösterebilen ve vücudumuzun asal giysisi görevini üstlenen tenimize çoğu zaman gerektiği kadar özen göstermiyoruz...

Bu özensizlik ise cildimizin ve dolayısıyla bizim, olduğumuzdan daha yaşlı görünmesine yol açıyor. Ancak üzülmeyin.. Günümüzde, özelikle bayanlar daha çok ilgi gösterse de pek çok yöntemle cildimizdeki yaşlanmayı durdurmak ve genç bir görünüme kavuşmak artık mümkün. Ciltteki yaşlanmanın hangi yöntemlerle nasıl durdurulacağını Alman Hastanesi Dermatoloji uzmanlarından Dr. Belma Bayraktar anlattı:

Güneşin zararı büyük

Derimizin dış dünya ile sınır olmaktan çok daha fazla işlevleri vardır. Derimiz, aynı zamanda vücudumuzun içinde olup bitenleri dışarıya yansıtan ve mesaj ileten bir organımızdır. Sürekli güneşe maruz kalma nedeniyle oluşan ve fotoyaşlanma adı verilen yıpranma orta deride birtakım yapısal değişiklikler meydana getirir. Ciltte yıpranma meydana gelirken renginde sararma, lekeler, gevşek tonüslar, derin kırışıklıklar ve bağ dokusunda da dejenerasyonlar
görülür. Ayrıca Prekanseröz ve kanseröz oluşumlar ise zamanla artar. Bu değişimler güneşten korunmanın ne kadar önemli olduğunu bizlere anlatmaktadır. Deri yaşlanması iki farklı özellik taşımaktadır. İç etkenler ile geçen zamana bağlı olarak gelişen yaşlanma gerçek yaşlanmadır. Dış ve çevresel etkenlere bağlı yaşlanma ise aktinik veya fotoyaşlanma adı verilen yaşlanmadır. Gerçek yaşlanma genler ile planlanan, doğal, fizyolojik bir durumdur. Fotoyaşlanmayı ise çevresel etkenler hızlandırır ve erkene alır.

Yaşlanmaya etki eden faktörler:Beslenme ve diyet: Su, lipit, selenyum, E vitamini, C vitamini, A vitamininin
rolleri tartışılmazdır. Alkolün olumsuz etkileri vardır. Sigara kullanımında
ise kan akımı engellenerek cilt yapısında bozulmalar olur, kırışıklıklar
artar. Ayrıca deride nem oranı azalır, dudak ve ağız kanserlerinde artış
olur. Ayrıca, yara iyileşmesi bozulur ve çeşitli cilt hastalıklarında artış olur.
Hormonlar: Menopoza giren kadınlarda östrojen eksikliği ile cilt
yaşlanmasında artış olur. Benzer durum andropoza giren erkeklerde de
gözlenir.

Yaşlanmayı engellemek elinizde

Cildimizdeki yaşlanmanın önüne geçebilmek için gönümüzde pek çok yöntem bulunmaktadır. Bunları şöyle sıralayabiliriz:
Güneş koruyucuları: Cilt yaşlanmasının önüne geçmek için öncelikle güneşin olumsuz etkilerinden korunmak gerekmektedir. Bunun için de güneş koruyucuları önerilmektedir. Doktor tavsiyesi ve kontrolüyle A, E vitamini ve östrojen ile kırışıklıklar azaltılabilir Nemlendirici kullanımı ise deriye gergin ve pürüzsüz bir görünüm sağlar. Günümüzde bu amaca yönelik olarak satılan çok sayıda kozmetik ürün mevcuttur. Çok iyi ve pahalı olsalar da her cilt tipinde olumlu sonuç vermeyebilir, hatta bazen istenmeyen reaksiyonlara yol açabilirler. Bu yüzden öncelikle test edilmelidirler.
Makyaj sonrasına dikkat: Cilt yaşlanmasının önüne geçilmesinde makyaj sonrası bakımı da çok önemlidir. Cilt makyajdan sonra mutlaka çok iyi temizlenmeli, temizleme sütlerinden sonra bile artık kalmaması için su ile durulanmalıdır. Çünkü yağ salgısı fazla olan ciltlerde örtücü ürünler gözenekleri kapatarak, salgının birikimine neden olabilir. Zamanla bu salgıda mikroorganizmalar gelişmeye başlayabilir. Sivilceli ciltlerde bunları sıkmak ve oynamak, kistlere ve kalıcı izlere neden olabilir.
Nemlendiriciler: Kuru bir ciltte ise nemlendirici kullanmak zorunludur. Cildimiz için dermatoloji uzmanı tarafından yazılan reçetelerde tavsiye edilen ürünleri kullanmak da bir diğer önemli noktadır.
Peeling (cilt soyma): Cilt yaşlanmasının önüne geçen bir diğer uygulama ise halk arasında cilt soyma olarak bilinen Peeling’dir. Bu uygulamanın uzun vadede kollajen yapımını arttırarak yaşlanma etkilerini giderdiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra ciltteki lekelerin, sivilce ve izlerinin, siyah noktaların, çukur izlerin, ince kırışıklıkların ve kıl dönmelerinin tedavisinde de çok başarılı sonuçlar alınmaktadır.
Dolgu: Cilt ile uyumlu, test gerektirmeyen, güvenli birtakım dolgu maddeleri kullanarak mevcut kırışıklıklar yok edilebilir. Bu yöntemle kırışıklıklar giderilirken dolgun ve biçimli dudaklara da kavuşmak mümkündür. Dolgu işlemi ayrıca alt-üst dudak arasında hacimsel dengesizliklerin giderilmesinde de kullanılmaktadır. Dolgu işlemi ile önceden mevcut çukur yaralanma veya sivilce izlerini de tedavi etmek mümkündür.
Botox: Özel bir bakteriden üretilmiş, doğal, saflaştırılmış protein esaslı bir ilaç olan Botox ile mevcut kırışıklıklardan kurtulmak mümkündür. Özellikle kaş
çatma, alın ve göz çevresi kırışıklıklarında bu uygulamadan mucizevi sonuçlar alınmaktadır. Bu yöntemle kişinin arzu ettiği oranda kaşlarını kaldırmak da
mümkündür. Botox sayesinde kişinin yüzündeki yorgun ifade kaybolmakta daha canlı, dinlenmiş bir ifade sağlanmaktadır. Botox ile ayrıca yapısal olarak mevcut olan kaş asimetrileri de giderilebilir. Botox’un etkisi 3-7 günde başlar, 10-15
günde yerleşir, ortalama 6 ay kadar da devam eder. Sürenin sonunda hiçbir
zaman daha kötü olmaz. Ayrıca bu süre zarfında mimikler fazla kullanılmadığı
için cilt yaşlanması da geciktirilmiş olur.
Mezoterapi: Yüz mezoterapisiyle de çok başarılı sonuçlar alınmakta, yaşlanmaya meydan okunmaktadır. Cildi besleyici, onarıcı, hücre yapılanmasını sağlayıcı, birtakım ampullerle sağlıklı, gergin ve ışıltılı bir cilt elde edilebilir. İşlem ağrısız olup, seanslar hekim ve kişi tarafından belirlenmektedir. Tüm bu yöntemleri ihtiyaca göre kombine etmek mümkündür.



SiteMap - İmode - Wap2