Arşiv Anasayfa Ağız ve Diş Sağlığı
Sayfalar: 1
Oral Implantoloji By: Asortik Hatun Date: January 05, 2013, 05:23:28 PM
Sürekli gelişen ve yenilenen teknolojinin ışığında ortaya çıkan yeni tedavi imkanlarını hastalarımıza tam ve etkin bir şekilde sunmak hekim olarak bizlerin görevi olduğu kadar modern tıbbın da bir gereğidir.


Profesör Branemark ve Andre Schroder’in temellerini attığı dental implantlar o tarihten bu yana pek çok araştırma ve deneyin konusu
olmuş, diş hekimliği biliminde kabul görmüş ve giderek artan bir şekilde kullanılmaya başlanmışlardır. Temellerinin atıldığı yıllarda uygulama alanları kısıtlı olan ve hekimlerin şüpheyle yaklaştığı bir tedavi yöntemi olan dental implantlar, günümüzde oral cerrahide sıkça başvurulan ve son derece başarılı sonuçları olan bir uygulama haline gelmiştir.

Fonksiyon ve estetik bakımından alternatiflerine kıyasla sonuçları daha tatminkar olan ve uzun dönem başarısı kanıtlanmış olan dental implant uygulamalarında halen tam olarak bilinmeyen ya da gözden kaçırılan bazı unsurlar mevcuttur. İmplantın iyi bir tedavi yöntemi olduğu bir gerçektir. Ancak unutulmamalıdır ki, her vaka kendine özgüdür ve hekimin tedaviye bakış açısı her hastada farklı olmalıdır. Bazı durumlarda implant cerrahisinin yanı sıra bir takım ileri cerrahi tekniklere başvurulması gerekirken bazı durumlarda ise implant
uygulamasının kontrendike olduğu kabul edilmelidir.

Kısacası hekim, hangi vakaya nasıl yaklaşacağını ve nerede duracağını bilmelidir. Çok çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelen diş eksikliklerinin giderilmesi için farklı tedavi seçenekleri söz konusudur. Konvansiyonel sabit köprülerin ya da hareketli protezlerin yanı sıra implant destekli restorasyonlar uzun ömürlü, başarılı ve öngörülebilir bir alternatif olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

İmplant cerrahisi öncesi hasta 3 açıdan değerlendirilmelidir:
-Sistemik
-Lokal
-Sosyal

Tüm cerrahi işlemlerde olduğu gibi dental implant cerrahisini de kontrendike kılan bir takım hastalıklar (neoplastik lezyonların varlığı, immun sistemin güçsüz oluşu ya da bazı kalp hastalıkları vb.) mevcuttur. Ancak hekime her zaman sistemik durumu çok iyi olan
hastalar gelmez. İşte böyle durumlarda hekim gerekirse diğer branşlarla konsültasyona giderek hastanın tedavisini planlamalı ve doğru tedaviyi gerçekleştirmelidir. Lokal faktörler ile anlatılmak istenen implant uygulanacak olan bölgenin konumu, o bölgedeki
kemik dokusunun ve yumuşak dokunun kalitesi ve hacmidir. Gerekirse implant cerrahisi öncesi ilgili bölgenin rekonstrüksiyonu gerçekleştirilmelidir.

Başarılı bir sonuç için hem yumuşak hem de sert dokuların optimum özelliklere sahip olması gerekmektedir. İmplant uygulaması uzun süreli bir tedavi yöntemidir ve hastanın kooperasyonu çok önemlidir. Hasta seçimi titizlikle yapılmalı ve sosyal faktörler de mutlaka gözönünde bulundurulmalıdır. Sonuç olarak hekim her zaman öncelikle
hastasına zarar vermemesi gerektiğini hatırlamalıdır. Bizleri değerli kılan öncelikle yapabileceklerimizin sınırını bilmek ancak bir yandan da ufkumuzu genişletmektir.


SiteMap - İmode - Wap2