Arşiv Anasayfa Kadınca
Sayfalar: 1
Gebelikte Dabet By: Asortik Hatun Date: January 01, 2013, 10:15:14 PM
Diabetle birlikte yaşamayı öğrenmiş olan, düzenli kontrol edilen ve evde sürekli kan şekeri takibi yapan bir diabetli sağlıklı bir bebek sahibi olabilir. Ancak gebe
kalmadan önce, bilmeniz ve uymanız gereken bazı önemli kurallar bulunmaktadır.


Gebelikte karşılaşabileceğiniz sorunları nasıl azaltabilirsiniz?

Kan şekerinin yüksekliği gebeliğin ilk dakikalarından itibaren anne karnındaki bebeği olumsuz yönde etkileyebilir. İyi kontrol,
özellikle organ gelişiminin gerçekleştiği ilk 3 ayda çok büyük önem taşır. Bu nedenle diabetli bir kadının gebeliği mutlaka planlı olmalıdır. Böyle bir
diabetlinin takibi; Diabet Uzmanı, diabet konusunda bilgili Kadın Doğum Hekimi veya Perinatolog, Eğitim Hemşiresi ve Diyetisyenden oluşan bir ekip tarafından
yapılmalıdır.
Gebelikten en az 6 ay önce iyi kan şekeri kontrolü sağlanmalıdır. Diabetin tipi
ve daha önce kullanılan tedavi şekli ne olursa olsun, gebelik planlanıyorsa hemen yoğun insülin tedavisine, yani günde 4 kez insülin kullanımına
geçilmelidir. Hemen bir glukometre alınmalı ve evde günde 4 kez yapılan kan şekeri ölçümleri ile kan şekeri takibine başlanmalıdır.

Gebeliğin başlangıcında ayda1, son 3 aya girince 2 haftada bir ve son ay her hafta hekimlerinizi ve diyetisyeninizi ziyaret etmelisiniz. Sizin sağlığınız
bebeğinizin sağlığı demektir.

Gebelikten önce ne gibi tetkikler yaptırılmalı?
Gebelik düşünüyorsanız en az 6 ay önce aşağıdaki muayeneleri tamamlamalısınız;


Göz dibi muayenesi
Kan basıncı ölçümü
HbA1c
İdrarda mikroalbuminüri, kan kreatinin düzeyi,
Kalp ve kan dolaşım sistemi muayenesi
Meme muayenesi ve jinekolojik muayene, smear testi
Tiroid muayenesi

Gebelikten önce gözde retinopati saptanmışsa tedavi edilmeli ve her üç ayda bir takibi yapılmalıdır. Eğer gerekirse gebelik
döneminde laser tedavisi uygulanmasında sakınca yoktur. Gebelik süresince retinopatinin seyri hızlanabilirse de doğumdan sonra yine geriler.

Nefropati de gebelikten olumsuz yönde etkilenebilir. Eğer mikroalbuminüri varsa artabilir, bacaklarda ödem gelişebilir. Ancak bütün
bulgular doğumdan sonra gebelik öncesi düzeye döner. Kan basıncının normal sınırlarda seyretmesi, nefropati açısından özellikle önem taşır.

Gebelikte insülin dozu ayarlanması ve diyetle ilgili öneriler:

Her
öğünden önce ve yatarken kan şekeri ölçümü yapmanız kontrolünüz açısından çok önemlidir. Bazen daha sık ölçüm yapmanız gerekebilir. Ancak bu sayede gebelik
döneminde değişen insülin gereksiniminizi tam olarak saptayabilirsiniz. İnsülin gereksinimi gebelikte sürekli bir artış gösterir ve bu doğaldır. Doğumdan sonra
yine eski dozlarınıza dönebilirsiniz.

Diyetinizi günde 3 ana 3 ara öğün şeklinde planlamalı, öğün atlamaktan kaçınmalısınız. Günlük 2200 - 2400 kalori almanız gereklidir.
Diyetinizin bileşimini diyetisyeninizle işbirliği içinde olarak belirlemelisiniz. Dengeli beslenmek bebeğin sağlıklı gelişimi açısından çok
önemlidir. Fazla kilo almamalı ve kilo vermemelisiniz. Ortalama 10 kg. almanız idealdir. İlk üç ayda bulantı ve kusmalarınız varsa, hipoglisemi riski artar,
insülin gereksiniminiz azalabilir. Özellikle bu dönemde sık kan şekeri takibi yapmalısınız. Kusmalar açlıkta idrara keton çıkışına neden olabilir.

Sabah yataktan kalkmadan önce kraker, kuru ekmek yemek, 2,5 - 3 saatte bir ve az miktarlarda gıda almak,kahve, baharatlı ve yağlı gıdalardan
uzak durmak, yemek aralarında su içmemek yakınmalarınızı azaltacaktır. Sakkarin içeren tatlandırıcılar plasentadan geçebilir, ancak bebek üzerine zararlı bir
etkisi olduğu gösterilmemiştir. Aspartam içerenler ise plasentadan bebeğe geçemez ve bu nedenle rahatlıkla kullanılabilir.


İdrarda keton takibi:

İnsülinin yetersiz olduğu ve bu nedenle ana enerji kaynağı olarak şekerin kullanılmadığı durumlarda vücuda gereken enerji yağlardan elde
edilir ve keton cisimleri oluşur. Asit yapısındaki bu maddeler zararlı bileşiklerdir. Kanda artan ketonlar idrarda da çıkar ve özel idrar çubukları
yardımıyla ölçülebilir. Gebelikte sabah açken ve özellikle de kusmalar varsa, idrarda az miktarda keton çıkabilir ve ancak karbonhidratlı gıda alımı ile
düzelen bu durumun, sık tekrar etmiyorsa fazla bir önemi yoktur.
Kan şekeri 200 mg/dl'nin üzerine çıkarsa, mutlaka idrarda
ketona da bakmalı ve pozitif bulursanız hemen doktorunuza danışmalısınız. Çok fazla miktarda keton yapımı ve vkanda artışı ketoasidoz olarak adlandırılır ve
ciddi bir tablodur. Hemen tedavi edilmezse bebeğinize zarar verebilen bu durumun gelişimi saatler alır ve kan şekerini iyi takip eden gebelerde kolay kolay
oluşmaz. İnsülin dozunun atlanması veya taşlı bir hastalık gibi insülin gereksinimini arttıran durumlarda dozda gerekli değişikliklerin yapılması
ketoasidoz gelişimine neden olabilir.

Ketoasidozlu bir gebede mutlaka hastane tedavisi gereklidir. Ağızda kuruma, susuzluk hissi, bulantı, kusma, sık idrara çıkma,
nefeste aseton kokusu, karın ağrısı gibi yakınmalarınız varsa, vakit geçirmeden doktorunuza haber verin.

Hipoglisemiler

Az karbonhidrat almak, insülini yapıp öğünü atlamak, egzersiz yapmak, gebelik kusmaları gibi nedenlerle hipoglisemiye girebilirsiniz.

Sık kan şekeri takibi yapmak, ketoasidoz gibi hipoglisemiyi de büyük ölçüde önleyecektir. Ancak özellikle kan şekeri iyi kontrollü olanlarda herşeye rağmen
hipoglisemi gelişebilir.
Hipoglisemi belirtilerini farkeder etmez hemen 3-4 kesme şeker veya 2 glukoz
tableti almalı, ardından da bir dilim ekmek yiyerek hipogliseminin tekrarlanmasını önlemelisiniz.


SiteMap - İmode - Wap2