Arşiv Anasayfa Yabancı Tarih
Sayfalar: 1
Sasani Imparatorluğu By: Asortik Hatun Date: December 07, 2012, 11:16:28 AM
İ.S. 226′da Ardaşir adındaki böyle bir asi, Part rejimini yıkıp başa geçti. Ardaşir’in geldiği Sasani ailesi, İ.S. 651′e dek İran ve Mezopotamya tahtında kaldı. Bu süre içinde Sasani iktidarı birçok büyük bunalımdan geçti ve Sasani hanedanının kralları, bazen birbirlerinden farklı politikalar izlediler.

Bununla birlikte Ardaşir (İ.S. 226-240 arasında yönetti) tarafından ortaya konan ilkelerden uzun süre ayrılmadılar. Çünkü Sasani Devleti’nin kurucusu, iktidarını tümüyle İran beylerine dayamıştı. İran İmparatorluğu’nun parlak geçmişi hakkında bir bilincin doğup yayılması için uğraştı ve özellikle yeniden örgütlendirilmiş Zerdüştçülüğü destekledi ve onun tarafından desteklendi. Anlaşılan Pers İmparatorluğu’nun ululuğuna ve Zerdüşt inancına başvurmak, kırsal bölgelerde yaşayan beylerden çoğunun, hiç değilse bunalım zamanlarında, Sasani hükümdarlarını desteklemeye ikna edilmesinde yardımcı oldu. Bu nedenle İran’da merkezi iktidar canlılığını, gücünü ve Roma imparatorluğu’nun korkulu rakibi olma durumunu sürdürdü.

Zerdüşt öğretisi, rahip ailelerince ve içinden Ardaşir’in çıktığı aristokrat ailelerce zenginleştirilmiş olan yerel geleneklere dayanıyordu. Ama yerel sunaklar arasında can sıkan, sorun yaratan farklılıklar vardı. Bu nedenle Sasani kralları, Zerdüştçü kitabın, Avesta’nın standart biçiminin saptanmasını buyurdular. Ayrıca Zerdüştçülüğün, dinsel geleneğin Yunan ve Hintli yazarlarından alınacak uygun düşüncelerle zenginleştirilmesini isteyen buyruklar da çıkardılar. Fakat kutsal yazılarına böylece verilen tutarlılığa ve bütünlüğe karşın, bu onarılmış inanç, Sasani İmparatorluğu’nun kentlerinde hiçbir zaman kök salamadı.

Bununla birlikte, İran’da (Roma İmparatorluğu’nda günlük olaylardan sayılmaya başlamış olan) ayaklanmalarla, iktidara zorla el koymalarla ve yöneticilerin öldürülmeleri gibi olaylarla oldukça seyrek karşılaşıldığına bakılırsa, Zerdüştçülüğü yeniden canlandırmak yolunda yapılan bu işler baronların hoşuna gitmiş görünüyor. Bir başka deyişle, Sasani İranında taht ve din, Konstantinos’un benzeri bir girişimi Roma sınırları içinde başlatmasından hemen hemen yüz yıl önce etkili bir ittifakı gerçekleştirmiş görünürler.

Sasanilerin bu deneyimlerinin en önemli yanı, öğretinin ayrıntılarında yapılan ve Müslüman fethinin İran’ın kültürel bağımsızlığına son vermesinden kısa bir süre sonra yiten değişikliklerden çok, askerleştirilmiş toprak sahipleriyle merkezi krallık arasındaki çıkar çatışmalarının etkili bir biçimde uzlaştırılmasıdır. Bu uzlaştırmayı ise, devlet dininin doğaüstü yaptırımları ve örgütlü bir rahipler sınıfı başarmıştır.

Böylece, ağır zırhlı süvarilerden oluşan korkunç ve sayıları kabarık bir savaşçılar sınıfı, ardı arkası kesilmeyen iç savaşlarla uygar toplumun düzenini parçalama tehlikesi yaratmadan önce, ülkeyi dıştan gelen saldırılara karşı koruyabildi. Uygar dünyanın başka hiçbir bölgesi yeni kurumlar yaratmakta böylesine başarılı olamadı. İşte bu nedenle Sasani örneği, Bizans’ı ve onun kanalıyla da Batı Avrupa’yı güçlü bir biçimde etkiledi.

alıntı

SiteMap - İmode - Wap2