Arşiv Anasayfa Güncel Haberler
Sayfalar: 1
Darbe Komisyonu - M. Nedim Hazar By: Asortik Hatun Date: October 30, 2012, 07:08:10 PM
Kabul etmek lazım, hiç kolay değil bir ülkenin bağırsaklarında biriken müzahrefatı kısa sürede boşaltabilmesi. Hele hele yıllar yılı vesayeti elinde tutanların, sımsıkı yapıştıkları pozisyonları bırakma niyetlerinin hiç olmadığı bir memlekette.
Buna bir de, o bulanık devirlerin gönüllü destekçilerinin hâlâ aynı mevzilerde, eskisinden çok daha büyük bir samimiyet ile bencileyin çarpışmalarını da eklersek, TBMM’nin kurduğu Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’nun nasıl tarihî bir misyon üstlendiğini daha iyi anlarız.
Bu komisyona gelenlerin de gelmeyenlerin de aslında çok şey anlattığı ve anlatacağı muhakkak. Gelip de, doğruyu söyleyenlerin ya da ‘ülke menfaatine’ susanların da… Zira bu millet artık çok iyi biliyor ki, konuşulanlar kadar konuşulmayanlar da çuvala sığmayacak boyutlara ulaşmış durumda.
Yaklaşık 4 aydır çalışma yapan komisyonun tahminen 180 kişiyi dinlemesi bekleniyor. Yüz seksen önemli isim...
Cumhuriyet tarihine bir şekilde tesir etmiş, müspet ya da menfi gidişatı etkilemiş, kimi bizzat olayların gelişimini kurgulamış, kimi işgüzarlık, kimi menfaat adına vesayet rejiminin bekası için canla başla çalışmış isimler. Sayıları az da olsa, bir de karşı duranlar, gücü yettiğince o menfur tabloyu değiştirmeye çabalamış isimler var. Bilmiyorum şimdiye kadar kaç kişi dinlendi. Bunlardan kaçı samimi olarak geçmişi aktardı, kaçı hâlâ başka kurguların hesabı içindeydi. Lakin bütün bunlara rağmen bu komisyonda konuşulanların, soruların, cevapların ve suskunlukların çok önemli olduğuna, ülke tarihi için değer taşıdığına inanıyorum. Keşke, gerçek gazeteciler, samimi ve objektif bir gözle bu komisyon tutanaklarını ele alıp, paralel ve tarihsel okumalarla genişleterek kitaplaştırsalar.
Bunu kimin yapacağını elbette bilemiyorum ama kimin yapmaması gerektiğinden eminim. Mesela Balyoz kararları neticesinde ekran ve sayfalarını darbecilere bir kucak gibi açıp, kayıtsız şartsız ‘yok böyle bir cunta’ içerikli yayın yapanların uzak durması lazım böylesi bir çalışmadan. Zira çok iyi biliyoruz ki, onlar taraflarını çoktan seçmiş durumdalar ve adeta ‘iman’ derecesinde vesayet tarafındadırlar. Dolayısıyla, daha önceki birçok önemli olayda, cinayette, suikastta yaptıkları gibi, çalışmalarını bir şeyleri açığa çıkarmak yerine, üzerine örtmeye yönelik yapacaklardır. Nasıl güvenip, inanabiliriz ki? Ekrana çıkardıkları darbecilerin masumiyeti için kendilerini paralarken, hani suçlu bulunanlardan biri çıkıp, ‘Evet, darbe planladık pişmanız’ dese bile, ‘hayır, hayır öyle bir şey yapmadınız’ diyecek kadar bu işe gönüllü destekçisi meslektaşlar var maalesef.
İş bu nedenle, -elbette diğer dinlenecekler de önemli isimlerdir ama- özellikle komisyona gelen medya cenahının iyi izlenip, dinlenilmesi gerektiğine inanıyorum. 28 Şubat’ta, 27 Nisan’da darbecilerin cunta hislerini gıdıklayarak, belki de kendilerinden hiçbir şey talep edilmediği halde gönüllü hizmet veren medya patron ve çalışanlarının, söyledikleri kadar söylemedikleri de ülke geleceği adına mühim olsa gerek. Dolayısıyla ister günah çıkarma kabilinden samimi aktarımlar olsun, ister ‘benden başka herkes suçludur’ türünden tilkice kıvırmalar ya da ‘yaptığımız doğruydu, yine olsun, yine yaparız’ türünden konjonktürel babalanmalar... Hiç fark etmiyor, önemli olan bu ülkenin yakın geçmişte yaşadıklarının konuşulabiliyor olması gelecek adına sayısız fayda içeriyor.
Açıkçası, yeni anayasa yapma konusunda pek bir gönülsüz duruma düşen ve anlaşılmaz bir şekilde sürekli erteleyen Meclis’in, Darbe ve Muhtıra için böylesi bir samimi çalışma yapması ümit verici.


SiteMap - İmode - Wap2