Arşiv Anasayfa Hayvanlar Alemi
Sayfalar: 1
Bir Mezbaha Çalışanı Anlatıyor !! By: E.B.A.H. Date: October 16, 2012, 06:49:53 PM


Bir mezbaha çalışanı anlatıyor...

OKUYUN TAMAMINI



Mezbahada çalıştığın dönemde özellikle aklına kazınan bir anın var mı?

- Keçilerin çığlıkları. Bir çocuğa işkence ediliyormuş gibiydi. Şok aleti ile doğru düzgün bayıltılmadıkları zaman çok çığlık atıyor, zıplıyor, bağırıyorlardı. Diğer çalışanlara baktığımda ise hayvanlarda levye ve zincir kullandıklarını görürdüm. İşte bütün bunlar hayatım boyunca benimle kalacak, özellikle de hayvanların attığı çığlıklar, aynı insan çığlıkları gibiydiler.

Bunun doğru olmadığını hayvanların bildiğini biliyorsun. Kendi içinde de doğru olmadığını biliyorsun. Ama işte para kazanma tutkusu insanlara pek çok şey yaptırabiliyor.


Mezbahada çalışmaya başlamadan önce ne umuyordun, ne buldun?

- Daha karmaşık, şiddetli ve daha zalimdi. Orada şahit olduğum şartları ve zulmü görmeyi beklemiyordum açıkçası. Ne de olsa kalite kontrol uzmanımız ve bir veterinerimiz var diye düşünüyordum, fakat onların da umurunda değildi. Onlar da aynı bizim gibi para için oradaydılar ve ilgilendikleri tek şey ürünlerdi.

Hayvanların çığlıklarını duyarsınız, gözleri geriye doğru devrilir, kuyrukları bükülür, kan işer ve dışkılarlar. Taşıyıcı bant bir dizi çarktan oluşur ve bazen hayvanların derisi bu çarklara sıkışarak yırtılır. Yani hayvanlar güdüldükleri andan kamyonlara bindirilip, şok aleti ile bayıltılana kadar sürekli acı çekerler.

Bir sonraki adım olan kafa ve kuyruğun kesilmesi aşamasında hayvanlar çoğu kez hala hayattadır ve tekmelerler.

Kanın akıp boşalması için ters çevrilip asılırlar. Daha sonra kuyruk kesilir, boyun kesildikten sonra kafa bedenden ayrılır. Bu işlem sırasında hayvanlar çoğu kez hala hayattadır. İnsanlar hayvanlar tarafından tekmelendiğinde onlar da yumruk atarak karşılık verirler. Yani, hayvanlar, bilirsiniz, ölüyorlar, bu kadar acı çeken bir canlıya vurmanın anlamı nedir ki?

Sonra toynaklar kesilir. Bu sırada hayvanın hala seğirdiğini, etin hala yaşadığını görebilirsiniz. Ben bütün bu aşamalardan geçtim ve soğutuculara konulduklarında bile hala seğiriyorlardı. Orada hala bir yaşam veya hareketliliğin devam ettiğini görebilirdiniz.

Fakat toynaklar kesilmeden önce biyo testere ile göğüs, daha sonra toynakların üstü, hayvanlar ters çevrildikten sonra da altı kesilir. Sonra midenin dökülmesi için, mideden bağırsağa doğru kesik atılır. Mide, bağırsak ve organların ayrılması için bıçak belkemiğinin her iki tarafından aşağı doğru kaydırılır.

Kanala atıldıklarında, çoğu kez patlar ve yerlere saçılırlar. Et denetimcimizin kalp, karaciğer, akciğer ve böbrekleri hastalık olup olmadığına bakmak için kontrol etmesi gerekir fakat genelde bununla uğraşmaz bile.

Mide çıkarıldıktan sonra sıra post, dışkı ve süt gibi fazlalıkların alınmasına gelir. Daha sonra doğrudan soğutuculara götürülürler. Hayvanın öldürülüp soğutuculara götürülmesi işlemi tahminen 10-15 dakika sürer.

Şok aleti işe yaramadığında, boğazlarının kesildiği kanalda hala hayattadırlar ve tekmelerler. Bu aletin görevi hayvanların hiç acı çekmemesi için elektriği beynin her yanına dağıtmaktır, fakat genellikle hayvanı hareketsiz bırakır, çünkü hala çığlık atar, tekmeler ve seyirirler, boğazlarının kesilmesi için yanlamasına yatırıldıkları yerden kaçmaya çalışırlar. İşte bütün bunlar uzun süre unutamayacağınız, size saplanıp kalan şeylerdir.

Deri yüzdüğüm zamanlarda pek çok kez hayvanların ayak ve eklemlerinde insanların hayatta olan hayvanları yumruklamalarından kaynaklanan morarmalar görürdüm. İnsanlar kuyruklarını keserken çenelerine tekme yediğinde, hayvanları döverlerdi. Oracıkta yatan ve ölmek üzere olan bir hayvana karşı neyi kanıtlamaya çalışıyorsun ki? Bunu bir savunma mekanizması olarak düşünürdüm, çünkü çoğu insan sorunun kendisinde olduğunu kabul etmek istemez: Sorun bende değil, hayvanda. Bu da sanırım psikoloji alanına giriyor, açıkçası bunun hakkında yorum yapacak kadar çok şey bilmiyorum. Sadece yaşadıklarımı anlatıyorum.





SiteMap - İmode - Wap2