Fener Alayı By: Liza Date: August 06, 2012, 12:36:53 AM gökyüzünde patladı ampul! sahile doğru iniyordum dalgaların dağılırken köpüklendiğini gördüm
gizlenmeyi seven bir şey vardı bende kaybolan yıldız nereye gider gökyüzünde eve dönmek istemiyordum yağmur yağıyordu içimde
ışıl ışıldı cumhuriyet balosu garnizon komutanlığının orada gördük... yasak bölge, girilmez! ince bir çizgi halinde!
solardı akşamları ampul solardı annemin yüzündeki seccade dibi görülmeyen çukur sendeki bu sessizlik, bu keder hüzün değil gurur, demişti birahanede gördüğüm beyaz sakallı yaşlı adam tutkularla savaşmak zordur hatıra girdap halinde iner kalbine
fener alayı geçiyordu önümüzden cumhuriyet balosuna giden erkanı gördük bu vakitte ne gezdiğimizi sordular bize giysilerimize bakıp sonra sordular bize sessizlikti saplanan yüzümüze kardeşimin edasındaki kibirsizlik çekingenlik değil rahimdi -biz babama küçük rakı almaya gelmiştik!
yağmur başlamıştı, içimde...
belediye başkanının oğlu Rağıp'ı gördük kaymakamın kızını, doktorun karısını siyah tayyör içinde bir buhurumeryem gözlerinin içinde aşılı gül vardı, onu gördük ışık değildi yanıp sönen, rahman rahvan yürüyen atların üstünde fener taşıyan askerleri gördük -biz babama küçük rakı almaya gelmiştik!
eve dönerken neden iniyordu yeryüzüne çarşıya giderken gökyüzüne yükselen gece sadece taştı, sadece taş! görünen o karanlıkta fener alayı geçerken başkalarının gecesinde
-ben eve dönemem İbrahim! -ben eve dönemem İbrahim!
nemli soğuktu inen kalbime kimse yoktu: kimsesizlik: ten birikmişti biriken arkadaşlarımın gözlerinden parça parça köpüklenmiş bulut göğsüm sis ve duman halinde
hiç bir gece dönmek istemedim eve! karanlığın sonunda doluluk yoktu oysa ama hafıza neden zehir akıl neden tutkal oldu bana!