Arşiv Anasayfa Felsefe
Sayfalar: 1
Duyumculuk (şüphecilik) By: Liza Date: July 18, 2012, 12:54:59 AM
Duyumların getirdiği bilgini öznel olduğunu ileri süren şüphecilik. Duyumcu şüphecilik, duyumun nesnel temelin bırakıp öznel yanını ele alır. Bu bakımdan hem duyumcu hem öznelci bir yapıdadır. Antik çağ Yunan düşüncesinin ünlü şüphecileri: Pyrhon, Aenesidemos, Timon gibi düşünürler nesnelerin algıladığımız biçimde var olduklarından şüphelenmek gerektiğini ileri sürerler; çünkü her insanın duyumu başkadır ve herkes kendi duyumuyla algıladığından, başkasınınkine benzemeyen, kendine özgü bir bilgi edinir.

Aenesidemos bunu kanıtlamak için on kanıt ileri sürer. Bu kanıtlar şöyle özetlenebilir: hepimiz aynı biçimde algılasaydık hepimiz aynı düşünceleri ya da bilgileri edinirdik, oysa hepimizin çeşitli ve birbirimizinkine benzemeyen düşünceleri var. Öyleyse nesnel gerçeklik yoktur, bilgilerimizden daima şüphe etmeliyiz. Duyumcu şüpheciler, bundan, katıksız idealist bir sonuç çıkarırlar: aynı nedenin çeşitli sonuçları olabilir: güneş karartır, kızartır, eritir ve yakar, öyleyse nedensellik yoktur, nedensellik olmadığına göre oluş yoktur. Duyumcu şüphecilerin düştükleri bu yanılgı, duyumun nesnel temelini bırakıp sadece öznel yanını almanın sonucudur.

1- Bütün bilgilerin yalnızca duyumlardan geldiğini, duyu algılarına dayandığını ileri süren öğreti. // Formülünü Locke'un şu ünlü tümcesinde bulur: "Daha önce duyularda bulunmayan hiç bir şey anlıkta yoktur."
2- (Ruhbilimsel açıdan) Bütün ruhsal olayları duyumlara geri götüren (indirgeyen) anlayış.
3- (Ahlak felsefesi açısından) Yaşamın anlam ve ereğini duyu hazlarında bulan öğretiler. Duyumculuğun ilk- çağda temsilcileri; Kyrene Okulu ve Epikurosçulardır. Yeniçağda ise özellikle Locke ve Condillac'tır.


SiteMap - İmode - Wap2