Aşı By: Liza Date: June 21, 2012, 06:44:10 PM Bir balıkçının yüzü vapurdan inince gözümü alıyor öğle güneşi gibi, dokunup geçse bir serseri kuş ikindi vaktince incelmiş hüznüne anlatacak avsız mevsimlerin ve Çengelköy'ün tarihini.
Sarhoşluğundan aymaz hangi ozan gücü tükenmez hangi taş işçisi derin bir solukla daha sağlığında yazıp bitirecek her şeylerin tarihini?
Çok intihar kullanıldı tarihinde darağacına gitti ustaların ve ağularla sınandı ey şiir isyan eden ve olumlayan sözlerin, gülü darılttı, Nisan'ı küstürdü bir elmas sesi çıkaran özlemin.
Tarih elbet gözlerindeki hipnozlu mavilik geliyor kardeşinin elinden tutmuş yağmur altında ta Bulgarya'dan. Ey bir su kaynağı gibi durmaksızın kendini damıtan, gözümü kamaştırsan da Çengelköy'de işleyen senin yüzün Niğde'nin elma bahçelerinde ve Ağustos derdermez Malatya'da pestil seriyorsun 61'de Cilo dağlarında rasladım ayazlamış sıla özlemine, gelecek yıl Kozlu'dasın.
Bir gün sonu ağzımda çalkaladım tütün ve yağmur kokan yalnızlığını, çürüyen bir başak gibi yazık boğulmuş bir çocuk gibi korkunç gurbetçiliğine aşılandım.
İşte aşılandığım öteki şeylerin:
Durmadan çay demleyen fırtına gibi uğuldayan sohbetin, çakmaktaşı gibi dayanıklı yüreğin zeytin yıkayan ellerin çaparideki ellerin mavzer tutan ellerin.