Arşiv Anasayfa Şifalı Bitkiler
Sayfalar: 1
D Vitamini By: femox Date: April 03, 2008, 05:09:40 PM
D Vitamini
Yüz yıllarca önce rahitis (raşitizm) denen kemik hastalığı balık yağı ile tedavi edilirdi. Raşitizm hastalığının, D vitamini eksikliği sebebiyle meydana geldiği 1918 yılında Mellanby adlı bir hekim tarafından tetkikler sonunda bulundu. 1922 yılında D vitamini keşfedildi. Son 20 yıl içinde yapılan çalışmalar, D vitamininin vücuttaki etkileri ve hareket tarzlarını büyük ölçüde aydınlattı.
Özellikleri
Özellikleri birbirine benzeyen D2, D3, D4, D5, D6, D7, şeklinde adlandırılan altı D vitamini elde edilmiştir. D2 vitamini (ergokalsiferol) bitki menşeyli olup, en çok mantar ve mayalarda bulunur. Ergosterol’un morötesi ışınlara maruz kalmasıyla meydana gelir. Bu arada zehirli maddeler de meydana gelebilir. D2 vitamini tedavide D3 gibi etkilidir. Ancak tabiatte pek bulunmaz. D3 vitamini (kolekalsiferol) hayvani yağlarda çok bulunan 7-dehidrokolesterol’un morötesi ışınlara maruz kalması ile meydana gelen bir tabii vitamindir. Tabiattaki besinlerin çok azında D vitamini vardır. Vücutta D Vitaminini aktif hale geçiren güneştir. Çünkü dışardan alınan 7-dehidrokolesterol aynı zamanda vücut tarafından da yapılmaktadır. Îmal edilen bu madde deri yüzeyine gelir ve bu yüzey güneşe maruz kalınca D vitamini meydana gelir. Araştırmacılar, yanakların yeteri kadar güneş ışığına maruz kalması sonucunda vücut için lazım olan D vitamini meydana geldiğini belirtmektedirler. Sıcak bölgelerdeki insanların esmer veya siyah olması D vitamininin yeterinden fazla meydana gelmesine mani olur. Fazla D vitamini zehirlenmelere yol açar. Hayvanlarda, sentez edilen D vitamininin ön maddesi tüysüz derilere gider. Mesela tavukların bacaklarının çıplak kısmında D vitamini meydana gelir. Sentetik D vitaminleri de morötesi ışınlar kullanılarak laboratuvarlarda elde edilmektedir.
D vitamini eksikliği ve fazlalığı
D vitamini eksikliğinden ilk etkilenen sistem kemiklerdir. Kemiğin teşekkülü için lazım olan kalsiyumun, kemiğin teşekkül ettiği noktaya oturabilmesi için D vitamini gereklidir. D vitamininin buradaki etkisi dolaylıdır. Yine D vitamini eksikliğinin sonucu kanda kalsiyum ve fosfor miktarı azalır. D vitamini eksikliği çocuklarda raşitizm (rahitis) hastalığına sebep olur. Erişkinlerde osteoporoz denilen (kemik yumuşaması) hastalık da D vitamini eksikliğindendir.

D vitamini fazlalığı önemli zararlara sebep olur. Ne kadar fazlasının zararlı olduğunu söylemek zordur. Uzun süre günde 150 mikrogram D vitamini alınırsa zehir etkisi yapabilir. D vitamini fazlalığında kanda kalsiyum fazlalığı olur ve zararlı etkiler buna bağlı olarak gelişir. İlk belirtiler kusma, sık idrar yapma, bulantı ve iştahsızlıktır. Şuur bozulabilir. Kemiklere, böbreklere, damarlara, kalbe ve akciğere kalsiyum oturması ve bu oturmalar öldürücü olabilir.
Sindirimi
İnce barsaktan yağ ile birlikte alınır. Yağ sindirimi bozulunca D vitamini alınması da bozulur. Emilen D vitamini karaciğere gelir ve ilk değişme burada olur. Karaciğer de, D vitamininin 25. karbonuna bir hidroksil kökü eklenir ve bu vitamin, 25-hidroksi kolekalsiferal halini alır. Bu madde alfa-2-globülün’e yüklenerek kana geçer. Sonra böbrekte özel bir enzim vasıtasıyla D vitamininin hakiki aktif şekli meydana gelir ki bu 1,25-dihidroksi D vitaminidir. Bu D vitamini D3 vitamininden en az 10 defa daha aktiftir. Bu 1,25-dihidroksi şeklindeki D vitamini hormon gibi davranarak, diğer bazı maddelerle birlikte kalsiyum ve fosfor metabolizmasını ayarlar. 1,25-dihidroksikolekalsiferolün üç ana etkisi vardır: 1) İnce barsaktan kalsiyum sindirimini sağlar. 2) Kalsiyumun kemiklerden kana geçmesini sağlar. 3) İnce barsakta fosforun emilimini sağlar.
Günlük ihtiyaç ve tedavide kullanılması
D vitaminin günlük ihtiyacı kişinin güneş ışığına maruz kalışıyla alakalıdır. Bol güneş alan bir kimse dışardan D vitamini almadan da idare edebilir. Güneşe maruz kalmayan çocukların 10, büyüklerin ise 2,5 mikrogram D vitaminine ihtiyaçları vardır. Ancak raşitizm hastalığına yakalanmış çocukların günde 25-125 mikrogram D vitamini alması gerekir. Hastalık belirtileri yok oluncaya kadar devam edilir. Fakat bu arada D vitamininin zehir etkisi gözden uzak tutulmamalıdır. 300.000 ünite D vitamini kalçadan veya ağızdan bir defada verilmesi pek tavsiye edilmez. D vitaminiyle tedavide kalsiyumun da alınması gereklidir. Böbrekleri hasta olan raşitizm hastalarına bol kalsiyumla 3-5 mg (120.000-200.000 ünite) D vitamini verilir. Osteoporoz tedavisindeki dozlar raşitizminkinin aynıdır. Eğer sindirim (emilim) bozukluğu varsa yine D vitamini vermek gerekir. Ilıman ülke olan memleketimizde bilhassa büyük şehirlerde yaşayan çocuklarda ilk dört yaş bitinceye kadar kış aylarında günde 10 mikrogram (400 ünite) D vitamini vermek faydalıdır. Sara ilaçları alan çocukların sürekli D vitamini alması gereklidir.

Bazı yiyecek maddelerinin 100 gramında bulunan D vitamininin mikrogram cinsinden miktarı şöyledir:

Morina balığı karaciğerinin yağında 210, konserve balıklarda 7 ila 10, yumurtada 1,5, tereyağında 0,75, yaz sütünde 0,03, karaciğerde 0,25, ette 0,001 mikrogram. Tabiattaki besinlerin çok azı D vitamini ihtiva eder. Sadece bitki besinleriyle beslenen kimseler dışardan D vitamini almamış olurlar. Çünkü tahıl, meyve ve sebzelerde D vitamini yoktur. Otlakta otlanan, yani güneş gören hayvanların ürünlerinde D vitamini daha çoktur.

Ynt: D Vitamini By: XxX_ebrush_XxX Date: April 14, 2008, 01:09:51 PM
BiLgiLer için saol
Ynt: D Vitamini By: Musty-mLk Date: April 14, 2008, 01:20:06 PM
en sewdiğim vitamin Zuhahaha saol paylaşım için
Ynt: D Vitamini By: resulbaba7553 Date: April 15, 2008, 06:54:31 PM
paylaşımın için saol
Ynt: D Vitamini By: BbuSHhHeE Date: April 21, 2008, 08:22:28 PM
bilqiLer için tŞk Gülmek :)
Ynt: D Vitamini By: By.CeZa Date: May 08, 2008, 01:16:52 AM
bilgiler için teşekkürler..
Ynt: D Vitamini By: sari kanaryam Date: May 06, 2011, 09:27:46 PM
Paylasim icin saol Gülmek :)

SiteMap - İmode - Wap2