Arşiv Anasayfa Kim, Kimdir ?
Sayfalar: 1
Jean Gabin By: Liza Date: April 23, 2012, 05:56:43 PM
Jean Gabin (Jean Gabin Kimdir? - Jean Gabin Hakkında)



Jean Gabin, (d. 17 Mayıs 1904, Paris - ö. 15 Kasım 1976, Neuilly-sur-Seine), Fransız sinema oyuncusu, Légion d'honneur nişanı sahibi savaş kahramanı.

Gabin, 2. Dünya Savaşı öncesi döneminin en gözde Fransız oyuncusuydu. Savaş yorgunu bir dünyanın ruhunu yansıtan, acılara göğüs germe felsefesinin önde gelen temsilcisi, klasik bir anti-kahramandı. Beyaz perdede daha çok toplum kurbanı olmuş, dışlanmış, yenik insanları ve hayatın mahvettiği, tutunma umudunu yitirmiş toplum dışı serserileri başarıyla canlandırdı. Bu lümpen ve asi karakterler tüm yerleşik değerlere karşı geliyorlar ama iyilerin ve ezilenlerin de yanında yer alıyorlardı. Gabin 1930'larda Fransa'da ortaya çıkan Şiirsel Gerçekçilik sinema akımının önde gelen oyuncularındandı. Sinemadaki en parlak dönemini de iki savaş arasındaki bu yıllarda yaşadı. Bunların dışında melodramlardan komedilere kadar birçok farklı tarzdan filmde de oynadı. Dedektif Maigret i canlandırdığı bir dizi polisiye filmle de akıllara kazındı. Birlikte en çok film yaptığı yönetmenlerden biri de, yine Şiirsel Gerçekçilik akımının babası olarak anılan Jean Renoir'dı.

Gabin Fransa'yla olduğu kadar Paris'le de özdeşleşmiş olan ikonik bir Fransız figürüydü. 1928 yılında başladığı sinemadan, öldüğü 1976 yılına kadar hiç kopmadı. Yarım asır boyunca 100'e yakın filmde rol aldı. Kalp krizinden öldüğü yıl bile film yapmıştı.

Yaşam öyküsü
Jean Gabin 17 Mayıs 1904'te Paris'te dünyaya geldi. Doğduğunda verilen ismi Jean-Alexis Moncorgé'du. Anne ve babası kabare gösterilerine çıkan profesyonel oyunculardı ve çok meşguldüler, bu nedenle Jean Paris yakınlarında bir köy olan Mériel'de akrabaları tarafından yetiştirildi. Bir inşaat şirketinde işçi olarak çalışırken 19 yaşında rol aldığı bir Folies Bergère yapımıyla gösteri dünyasına ilk adımını atmış oldu. Askere gitmeden önce benzeri birçok gösteride küçük rollerde sahneye çıktı.
Askerlik görevini tamamladıktan sonra eğlence dünyasına geri dönen Jean, sahne ismi olan Jean Gabin'i kullanmaya başladı. Paris müzikhollerinde ve operetlerde önüne hangi rol konursa oynuyordu, daha çok da, o günlerde moda olduğu üzere, sahnede devrin ünlü şarkıcısı Maurice Chevalier'nin tarzını taklit ediyordu. Bir gösteri grubuyla birlikte çıktığı Güney Amerika turnesi dönüşünde ünlü Moulin Rouge'da kendine iş buldu. Oyunculuğuyla dikkatleri çekmeye başlayınca daha iyi sahne rolleri geldi ve 1928'de iki sessiz filmde oynadı.

Bunu sesli filmler takip etti. Birkaç önemsiz filmden sonra Pathé-Natan'la kontrat imzaladı ve şirket için 1930'da Chacun sa chance'ı çekti. Bunu 1931'de Mephisto ve Paris-Beguin (Canım Paris) takip etti. Aralarında Jacques Tourneur (on Tout ca ne Vaut pas L'Amour) ve Anatole Litvak (Coeur de Lilas)'ın da olduğu bazı prestijli yönetmenlerin filmlerinde oynadı. Artık yüzüne iyice oturmuş olan bıkkın ve alaycı ifade ve dudağının kenarından küstahça sarkıttığı sigarasıyla sinemada bir marka figür haline gelmişti. Nihayet 1934'te Julien Duvivier'nin yönettiği Maria Chapdelaine filmiyle sinemadaki gerçek çıkışını yaptı. Duvivier'nin çektiği 1936 tarihli savaş dramı La Bandera bir star olarak Gabin'in ününü pekiştirdi. Ertesi yıl Duvivier ile üçüncü kez bir araya geldiği Pépé le Moko (Cezayir Batakhaneleri) 1937 yılının dünya çapında en fazla gişe yapan filmi oldu ve Gabin'i de uluslararası bir yıldız yaptı.

Aynı yıl Jean Renoir'ın savaş karşıtı başyapıtı La grande illusion (Harp Esirleri/Büyük Aldanış)'da Teğmen Maréchal rolünde dünya çapında parladı. Gişe rekorlarını alt üst eden film, New York'da bir sinemada 6 ay afişte kaldı. 1938'de yine Renoir'ın yönettiği, bir Émile Zola uyarlaması olan kara film La Bête Humaine (Hayvanlaşan İnsan)'de Simone Simon'la başrolleri paylaştı ve başarısını bir kez daha perçinledi. Aynı yıl Marcel Carné'nin ünlü filmi, Şiirsel Gerçekçilik sinema akımının başyapıtlarından Le quai des brumes (Sisler Rıhtımı)'de oynadı.

Kendisine Hollywood'dan teklifler yağıyordu. Önceleri bu tekliflerin tümünü geri çevirdi, ancak Alman istilası başlayınca Jean Renoir ve Julien Duvivier'yle birlikte ABD'ye geçti. 1939'da ikinci eşinden boşanmıştı. ABD'de aktris Marlene Dietrich'le aşk yaşamaya başladı. Ancak Amerika'daki sinema kariyeri beklendiği gibi olmadı. Sevgilisi Dietrich'i inatla oynadığı bir filme dahil etmek istedi ama stüdyo bunu reddetti. Dediğim dedik kişiliği onu RKO'dan kovdurttu. Stüdyo sistemine uyum sağlayamayan Gabin cesur bir kararla General Charles de Gaulle'ün Özgür Fransa güçlerine katılarak Kuzey Afrika cephesinde çarpıştı, kahramanlık madalyaları kazandı. Paris'in kurtuluşu sırasında kente ilk giren birliklerin içinde o da vardı.

1946'da aynı şekilde Marcel Carné ile de anlaşamadı ve yine kovuldu. Bağımsız bir yapımcıya yaptırttığı ve Marlene Dietrich'le oynadığı Martin Roumagnac filmi başarısız olunca sevgilisiyle de yolları ayrıldı. Sinemadaki başarısızlıklar üzerine 1947'de sahnelere döndü ama orada da beklenen ticari başarı gelmedi. 1949'da René Clément'ın yönettiği Le mura di Malapaga (diğer adıyla "Au-Delà Des Grilles")'de başroldeydi ve film ABD'de Yabancı Dilde En İyi Film Akademi Ödülü'nü kazandı. Film bu başarısına rağmen Fransa'da yine de gişe yapmadı.

Jean Gabin tam unutulmaya yüz tutmuşken 1954'te Jacques Becker'in yönettiği Touchez pas au grisbi (Haracıma Dokunmayın) adlı filmde oynadı. Film hem eleştirmenlerden iyi not aldı hem de uluslararası alanda ticari başarı kazandı. 1954'te French Canncan adlı filmde yönetmen Jean Renoir'la bir kez daha bir araya geldi. Sonraki yıllarda birçok başarılı filme daha imza attı. Arkadaşı aktör Fernandel'in yapım şirketi Gafer Films için birçok film çekti. Dönemin birçok ünlü oyuncusuyla başrolleri paylaştı: Brigitte Bardot'yla 1958'de En cas de malheur'ü, Jean-Paul Belmondo'yla 1962'de Un singe en hiver'i, Louis de Funès'le 1968'de Le Tatoué'yü, Alain Delon'la 1969'da Le Clan des Siciliens (Sicilyalılar Çetesi)'i ve 1973'te Deux hommes dans la ville'i çekti.
Gabin'e 1960 yılında Légion d'honneur nişanı verildi. 1976'da başrolünü oynadığı L'Annee Sainte onun son filmi oldu. 15 Kasım 1976'da Neuilly-sur-Seine'de 72 yaşındayken öldü. Yetiştiği köy olan Mériel'de adına bir müze kurulmuştur.


SiteMap - İmode - Wap2