Arşiv Anasayfa Edebiyat
Sayfalar: 1
Kişilik Problemi - Makale Örneği By: -o_o-GökhaNur-o_o- Date: March 22, 2012, 02:06:28 PM
Mevcut Millî Eğitim’in felsefesine dikkatle bakarsanız, insanların kendi başlarına bir şey öğrenemeyecekleri, eğer kendi başlarına öğrenmeye başlarlarsa, zararlı şeyler haline gelecekleri yaklaşımını fark edebilirsiniz. ‘İstendik’ değil de ‘istenen’ yani öğrenim sürecinin aktörü olan öğrencinin (hatta velinin ve öğretmenin) bile, ne öğreneceği ve nasıl öğreneceği konusunda hiçbir tercih ve istek şansı yoktur.
 
Öğrencilerin istedikleri, yani kendi stil ve profiline uygun ve gerekli olan bilgi, beceri ve davranışların devlet tarafından belirlenmesi gerektiği, belirlenen müfredat çerçevesince verilmesi gerektiğinde tam bir fikir birliği görüyoruz, öyleki bunu sorgulayamazsınız bile!
 
Halbuki “onu öyle değil böyle yap!” ifadeleri ile özetleyeceğimiz bu yaklaşım, insanları çözüm üretemeyen, başkalarının kurtarıcılığına muhtaç hale getirmenin en kestirme yolu olmaktadır ve eğitimi, adıyla özdeş hale getirip bir eğip bükme, istenen şekile sokmaktan ibaret bir işleme dönüştürmektedir. Bugün adına eğitim kurumları dediğimiz müesseler, aynı tip üründen milyonlarca üretmek gayesiyle kurulmuş bir fabrikadan farksızdır.
 
Pedagoji ve eğitim gerçekleri; çocukların kendi başlarının çarelerine bakmasını öğrenmesi için onların işine karışmamak lazım geldiğini söylüyor; onlara hükmetmediğimiz takdirde kendilerini idare etmeyi öğrenebileceklerini gösteriyor. Dahası onları zorlamadığımız takdirde kendilerini bulacaklarını anlatır.
 
Anne veya babasının her söylediğinin niçin öyle olduğunu, davranışlarının tek doğrulu davranış olup olmadığını sorgulayan ve merak eden bir çocuğa dayanmak, çoğu aile için zor görünebilir. Tırnakları kesilmiş bir ev kedisi gibi merakı ve şüphesi bastırılmış bir çocukla yaşamak daha kolaydır çünkü.. Hele, bunun üzerine biraz da itaat-saygı kaymağı sürülürse istenen ideal çocuk tipi karşınızdadır.
 

NASIL BİR EĞİTİM?
 

Eğitim adına yüklenen bilgiler sınav denen aktivitelerle öğretmen tarafından geri istenir. Bu uygulama ve tavırlar, öğrencinin “ne söyleniyorsa onu yap, icat çıkarma..! sorma düşünme itaat et gibi bir anlayışları benimsemeye götürür. Eğitimi boyunca sürekli bilgiyle yüklenen, nesne konumunda kalan öğrencinin bilgiyi üreten ve kullanan özne konumuna çıkamamasını anlamak zor değildir herhalde.
 
Sonuçta sürekli ikinci el bilgiye mahkûm edilen, kendisinden orijinal ve yeni hiç bir şey istenilmeyen eğitim sürecinden çıkan bireyin, hayata atıldığında orijinal ve yeni bir şey üretme şansı bulamamasını da çok görmemeliyiz..
 
Gerçekte birbirinden çok uzak kavramlar olan “öğrenme” ile “öğretme”yi benzer kavramlar zannediyoruz. Mevcut eğitim zora dayanan yani insanların kendi başına bir şey öğrenemeyeceği varsayımı üzerine kurulmuştur. Belleğe bilgi yığmaya dayanan bu yöntemle—adına ister ezber deyin isterse bilgi odaklı öğretme merkezli eğitim deyin ya da başka bir ad verin fark etmez insanlar bir şey öğrenmiyor aksine merak ve ilgilerini kaybediyorlar.
 
Öğretilenlerden kuşku duymayan ve tek doğrulu eğitim sistemine bağlı kalan toplumlarda insanlar bir tür “köleliğe” mahkûm olmaktan kurtulamazlar. Ekonomiden siyasete bir çok alanda bu kölelik zihniyetinin örnekleri ortadadır.
 
Çocuklara, doğal öğrenme eğilimlerine (örneğin oyun ) aykırı ve baskıcı, aşırı zorlamaya dayalı yöntemlerle, ardışık tekrarlatmalar yoluyla belleğe nakşetmek şeklindeki eğitim onların zihnini köleleştirmeden öte bir işe yaramayacaktır.
 
Eğer insana ve onu hayvanlardan farklı yaratan Allaha saygı duyuyorsak Onun bize bahşettiği en değerli özelliklerimizi, merakı ve öğrenme gücünü harekete geçirecek bir eğitim modeli ortaya koymalı, sorgulamayı, düşünmeyi eğitimin bir numaralı hedefi haline getirmeliyiz. Öncelikle yapılması gereken meraka dayalı kuşku ve araştırmaya dayanan eğitim, öğrencinin kendi öğrenme profiline, kendi ihtiyaçlarını kendisinin keşfetmesine fırsat veren bir ortamda sunmanın yollarını araştırmaktır. Eğitimcinin kesinlikle öğretme konumunda kalmayacağı bu yeni modelde öğretmen, ders arkadaşı konumunda kalacak, üreticiliği, yenilikçiliği, araştırıcılığı ve sevgisi ile öğrencilere rehber olacaktır.
 Aksi halde ne milli ne de eğitim vasfı kalmayan eğitim sürdükçe hiç şüpheniz olmasın ki düşünce suçu, kıyafet yasakçılığı, halkın haksızlıklar karşısında sessiz ve sorgusuz vaziyeti sürecektir. Belletilenler dışında bir şey düşünmesi istenmeyen ezber nesillerinin sürekli tüketen ama hiçbir orijinal şey üretemeyen vaziyeti devam edecektir.
 
Ynt: Kişilik Problemi - Makale Örneği By: abra Date: September 24, 2012, 06:32:27 PM
TEŞEKKÜRLER
Ynt: Kişilik Problemi - Makale Örneği By: erdemkutay Date: October 26, 2012, 11:19:46 PM
Tesekkurler

SiteMap - İmode - Wap2