Arşiv Anasayfa Televizyon & Radyo & Magazin
Sayfalar: 1
Müzisyen Değilim, Sanatçı Hiç Değilim By: Mavi_Kiyamet Date: March 06, 2012, 01:47:03 PM

Halil Sezai: Hayalim kıyıdan ve sessiz gitmekti. Rakı muhabbetlerinin getirdiği dostluğu özlüyor, onu arıyorum

Halil Sezai, müziğindeki yoğun hüzne ve acıya inat, mutlu. Çünkü melankolik bir adam. Karışık bir harman, hangi ruh haliyle içinize çekerseniz o tadı bırakıyor. Ona göre mutlu ve huzurlu bir ülkenin çocukları olmadığımız için verilen tüm sanatsal ürünlerde hüznü, kederi bulmak olası. İster bu çığlığa kulan verin, ister vermeyin Halil Sezai’nin söyledikleri bu toplumun gerçeği.

Ansızın gelen ve hazırlıksız yakalandığı şöhretle magazinin kucağına düşse de bu girdaptan sağ çıkmaya kararlı. Hayali “kıyıdan ve sessiz gitmek” ama şimdi denizin tam ortasında ve tek başına.

Ne dünyayı ne de geldiğim yeri böyle hayal etmiştim...

- Öyle büyük bir hikâye var ki sizde. Neresinden başlasak eksik kalacak. Hem oyunculuk hem de müziğe baktığınızda, başladığınız nokta ile şimdi geldiğiniz yer arasındaki uçurum sizi şaşırtıyor mu?

- Magazin malzemesi olacak kadar ünlenmeyi öngörmüyordum, zaten bu istenecek de bir şey değil. Elimde şarkılarım vardı, umutlarım çoktu. Müzikten farklı bir yerdeyim şimdi. Magazinin kucağına düştüğüm için bir anlamda midem bulanıyor ama girdap beni henüz yutmadı.

- Kontrolden çıktı, ticari açıdan iyi ama artık geri dönüşü yok. Pek çok şeyin eskisi gibi olamayacağı kesin. Sizi önceden tanıyanlar bu şöhretten memnun değil. Paylaşmak istemiyorlar çünkü.

- Çok sitem ettiler, beni bırakanlar da oldu, haklılar. Hayalim kıyıdan ve sessiz gitmekti, izin vermediler. Benim kontrolümden çıktı işler.

- Ağır depresyon ve melankoli var müziğinizde. Ne kadar gerçek, ne kadar kurgu ya da hasıl bir ruh halidir bu?

- İnsan yedisinde neyse yetmişinde de o. Kendinizden uzağa gidemiyorsunuz. İlk şarkımı yaptığımda lisedeydim; “sen kime âşıksın ki bunu yaptın, yazdın?” demişlerdi. Ben kimseye âşık değildim! Aşkı tatmamıştım bile. Yaşadıktan sonra daha farklı anlamlar yükledim. Hem bu aşkın birine ait olması şart değil. Melankolik bir adamım, hüzün barındırıyorum. “Niye mutlu değilsin?” diyorlar bana, “mutluyum”. Mutluluğun tanımı ne ki? Mutluluk gülmek değildir ya da maymunluk, şaklabanlık yapmak mıdır? Bunu yapan yeterince insan zaten var. Bırakın ben böyle olayım. Karışık bir harmanım ben, ne zaman içine çekersen onu hissedersin.

- Bunun adı “arabesk” mi?

- Biz biraz da epey de buyuz. İnkâr etmek saçmalık. Zaten üçüncü dünya ülkesi olarak hayata 1-0 mağlup başladık. Zengin, mutlu, huzurlu çocuklar olduğumuzu düşünmüyorum. Savaştan çıktık, darbeleri yaşadık.

- Aşktan bu kadar mı muzdaripsiniz?

- Uzun zaman oldu aşk yaşamayalı, nasıl bir şey olduğunu unuttum. Yazdıklarım buna ağıt. Sevdiğim ve âşık olduğum zaman müthiş sahipleniyorum. Ne yaparsam yapayım ona bağlıyorum her şeyi. Onun oluyorum, benim olsun istiyorum. Ayrılık olunca da yarımı kesip alıyorlar. Hayatını birini bekleyerek, düşünerek ya da bir pişmanlığı sırtında taşıyarak geçirmek kadar ısdıraplı bir şey yok.

- Çocukluğunuza inmeli mi?

- Ben dünyayı sonradan yakaladım. 17 yaşında pek çok şeyden habersizken şimdi çocuklar 10 yaşında o kadar çok şeyi biliyor, tecrübe ediyor ve tüketiyor ki şaşırıyorum. Çocukluğumda, sokakta top oynayıp, dokuz taşla geçerdi zamanım. Sümüklerim akana kadar koşabilme, sokaklarda sürtme özgürlüğünü tattım. Şöhret yüzünden sokaktan uzak kalıyorum, rahat değilim. Rakı muhabbetlerinin getirdiği dostluğu özleyen, onu arayan sıradan bir adamım.,

Konserler dışında gitarı elime alamıyorum

- Müziğe dönersek, nasıl bir üretim süreciniz var?

- Kurgusal, matematikle yapmıyorum şarkılarımı. Bazıları bir dakika, bazıları 30 saniye, bazıları sözsüz. Zaten matematik olayına girince ticari bir durum geliyor. Üç beş aydır konserler dışında elime gitarı almıyorum, elim gitmiyor.

- Bu soğuduğunuzdan mı yoksa yorgunluktan mı? Profesyonel olmak bazıları için ölüm oluyor, sizde de bu mu var?

- Para kazanmak profesyonel olmak demek. Para konusunda da onca şey söylendi, eskiden durumum iyi değildi şimdi iyi. Başarıyı parayla ölçmek de ayrı bir kafa zaten. Hayalim, şarkımı söyleyip, sahneden inmekti. Çok safmışım. Şimdi insanlar sana para verdiklerinde durum değişiyor, onun ağırlığını hissediyorsun.

- Eleştiriler de çok. “Sadece müziğimi yapıyorum” demek sizi kurtarmıyor.

- “Az sonra, az sonra” çığırtkanlıklarına talihsiz şekilde düştüğüm için hem üzgünüm, hem mutsuzum, hem de sonumu biliyorum. Bir fırtına var, kendimi bu fırtınanın içine koymuyorum. Kimin nerede başladığını, nasıl yok olduğunu biliyorum. Aptal bir adam değilim o kadar. Müzisyen değilim, sanatçı hiç değilim. Sanatçılık ayrı bir şey, tanımasam, bilmesem ben de “sanatçıyım” derdim. l

Geçmişim yeter

- Oyunculuk bitti mi?

- Asıl mesleğim oyunculuk. Müziği gölgeler mi ya da niye gölgelesin? Şener Şen bir gün Mucizeler Komedisi'ni çalışırken şöyle demişti; “ne kadar bölünürsen o oranda karşılığını alırsın”. Müzik ve oyunculuk birarada gider mi? Birbirlerinden ne kadar yerler? Bu çok kafama takıldı. Hepsi yarım olacaksa biri tam olsun daha iyi. Şu an da yalnızca müzik var, tiyatro bir özlem.

- Şarkılarını isteyenler var. Nedir durum?

- Evet, var hem de çok. Oturulur konuşulur. “Vermedi”, “verdi” diye bir şey yok. Daha önce Özcan Deniz ile çalıştım, Melih Ünen ve Ferhat Göçer’e şarkı verdim.

- Çok büyük pişmanlıklar taşıyor musunuz?

- Büyük pişmanlıklarım var; severek ayrılmak mesela. Neyin ukalalığını yaptım, neyi paylaşamadık ki ağlaya ağlaşa ayrıldık. Bunu yaşadım ama kendimi iyileştirmeyi bilirim. Ben kendimi soyutlayarak, sakınarak iyileşiyorum aslında. Kaçış da denebilir buna. Sanırım lokomotifim çocukluktan kalan eksiklerim, artılarım. Yeni bir şeye ihtiyacım da yok, geçmişim yeterl

Mizah dergisinde yazacağım

- Yazma, çizme var mı?

- Yazmak ayrı bir mesai ve çok ciddi bir iş. “64” diye bir mizah dergisi çıkacak, Penguen ve Uykusuz'dan bir tayfa birleşip 64 sayfalık bir mizah eki çıkartacaklar. Bana yazmamı teklif ettiler. Küçük karikatürler de çizerim ama haddimi biliyorum. Köşem olacak. Fazla yazdırmamalılar bana yoksa o köşe olur sana “döşe!”

- Var mı politik yönünüz, muhalif yanınız?

- Türkiye’de doğan, yaşayan herkes bir şekilde siyasete bulaşır. Okuma oranı da her anlamda bu kadar düşükken fikir ve konuşma çöplüğü içinde çırpınıyoruz. Şaşırıyorum ve susuyorum. Varolan fikirler de sabit, eğitim sistemi de kör. Neyi ne kadar anlatırsın, algılar kapalı. Bari saygıyı öğrenelim o da yok. Ben bunu yapıyorum, sessizliğim bundan. Şu an ki siyasi duruma iklime saygı duyuyorum, sevmiyorum. Saygı duymak sessizlik demek de değil, kabullenmek demek hiç değil.

- Peki, bu duruma da olmaz mı bir “isyannn”?

- Düşüncelerinden dolayı mağdur olan karşıt gruplar bu ülkenin tarihinde birbirleriyle itişip duruyor. Onların savaşı gençlerin geleceğini karartıyor. Düşüncelerinden dolayı kimseyi mahkûm edemeyiz, buna karşıyım ve çok rahatsız oluyorum. Sürekli bir rövanş alınıyor, intikam alıyor ülke. Herkes taraf, herkes bir uçta. Boğazını sıkmak an meselesi. Sürekli futbol ve siyaset konuşulan ülke ne kadar mutlu olur. Var mı böyle hayat dünyada? Ne dünyayı ne de geldiğim yeri böyle hayal ettim.
Ynt: Müzisyen Değilim, Sanatçı Hiç Değilim By: destina:) Date: May 12, 2013, 01:43:41 PM
isyan şarkısını seviyorum
Ynt: Müzisyen Değilim, Sanatçı Hiç Değilim By: Honey_Face Date: May 19, 2013, 04:42:08 PM
Ne O Zaman Bu Adam Zuhahaha

SiteMap - İmode - Wap2