Salon Bitkilerini Nasıl Yaşatmalı By: -o_o-GökhaNur-o_o- Date: March 06, 2012, 09:49:16 AM Bitkilerin de çocuklar kadar ışık, hava, ısı, su ve besine gereksemeleri vardır. Bu beş tür gerekseme tamamen sağlanmazsa çiçekler solar, fidanlar sararır ve sonunda kururlar. Bu beş tür gereksemenin ayrı ayrı sağlanması için yapılacak iş çok basittir. Vereceğimiz öğütleri eksiksiz izleyip uygulamakla bunu yapabilirsiniz.
Işık :
Her bitkinin aydınlıkta yaşamaya gereksemesi vardır. Fakat bütün bitkileri aynı derecede aydınlıkta bulundurmak da uygun değildir. Bir kısım bitkiler güneşten, diğer bir kısmı az güneşten, bir kısmı da gölgeden ya da az gölgeli yerlerden hoşlanır. Örneğin: Palmiye denilen ve hurma ağaçları bölümüne giren, yapraklarının güzelliği için salonlarda bulundurulan sıcak iklimlere özgü fidanlarla, Pelargonium denilen Itır ve Itır Sahi, Sakız Sardunyası çeşitleri çok aydınlıktan hoşlanırlar. Yani, bu gibileri güneşli yerlerde bulundurmalıdır. Örneğin: Pencere ve balkonlar en uygun bir yerdir. Fujer bölümüne giren ince ve nazik yapraklı bitkiler, Gümüş Begoniası, Maranta, Küpe’ler gölgeli yeri severler. Şu halde hurma cinslerini pencere ile perde arasına koyarsanız, Fujer’leri masa ya da sehpalar üzerinde ve gölgede bulundurmalısınız. Aydınlıktan uzak bulunan bitkiler, aydınlığa doğru uzanırlar; dal ve yapraklan ışık görmek için ‘ pencerelere doğru dönerler, bundan dolayı bu gibi bitkilerin biçimi bozulur. Buna engel olmak için karanlıkta kalanlar ara sıra pencere kenarında bir kaç saat tutarak ışıklandırmalıdır. Kışın böyle kapalı salonlarda kalmış fidanlan ilkbaharda dışarı çıkarrsanız, bu fidanlar güneşe karşı kalınca birdenbire çok ışığa katlanamayarak hemen bozulurlar. Bunun için fidanlarınızı ilkbaharda gölgeli bir yerde on gün kadar tuttuktan sonra güneşe çıkarmalısınız. Pençe- . re kenarında bulundurulan fidanlar da 3-4 günde bir kez çevirmelisiniz ki, şekli bozulmasın. Kuşkonmaz, Asparagus’lar, Aspidistra, Araukaria, Pandanus, Philodendron, Jracaena, gölgeli yerlerden hoşlanan fidanlar. Hava :
Bitkiler de hayvanlar gibi soluk alırlar. Yapraklan temiz havayı emer ve pislenmiş havayı çıkarır. Bu şekilde solunum gündüz ve gece ayrı ayrı olagelir.
Yatak odalarında çiçek ve fidan bulundurulmamasının nedeni budur. Çünkü, bitkilerin solunum ile çıkardıkları karbon gazı vücudumuza zararlıdır. Bitkilerin yapraklan üzerinde gözenek denilen çok küçük delikler vardır. Yapraklar bu gözenekler ile solunum yaparlar. Salonların havası temiz olmazsa ve hele toz ve toprak zerreleri havaya karışmış ise bu zerreler yaprakların gözeneklerini tıkar, bitki solunum yapamayarak bozulmaya, yani sararmaya başlar. Bunun için odalar, salonlar süpürülürken, temizlenirken fidanları temiz havalı bir yere çıkarmak gerekir. Bundan başka yaprakların üzerini kuru bir fanila parçasıyla silmeli, ya da tozlanmış yapraklardan tüy fırçalarla tozlan kaldırmalıdır. Bu işi iki günde bir kez yapmalıdır, ince ve narin yaprakların üzeri, kesinlikle tüy fırçalarla temizlenmelidir. Her ne fidan olursa olsun, yapraklarını ıslak bez ile silmemelidir. Eğer yaprağın üzerinde toz zerreleri varsa, ıslak bez bu zerreleri çamurlaştırarak yaprağın gözeneklerini tıkayabilir. Tozları fırça ile tamamen kaldırdıktan sonra ıslak bez ile yapraklar silinebilirse de bunu özenle yapmak gerekir. Havasızlık kadar fazla hava, yani hava akımları da özellikle kışın, bitkiler üzerine fena etki gösterir. Fidan, hem üşüyebilir, hem de sıcaktan soğuğa çıkan bir vücut gibi, ani olarak hastalanabilir. Hava yalnız yapraklara değil, köklere de pek gereklidir. Kökler de hava yardımıyla topraktan alacakları besini daha kolaylıkla alarak yararlanırlar, bunun için saksılar daima topraktan yapılmış olmalıdır. İçi sırlı saksılar, vazolar iyi değildir. Boyanmış saksılar, tenekeler salon fidanları için kullanılmamalıdır. Cachepot denilen saksılıklar bile havanın köklere serbestçe geçmesine engel olduğundan fidanları ara sıra cache – pot’lardan çıkarıp bir kaç saat havalandırmalıdır. Aksi halde saksının dibindeki delikten süzülen suların etkisiyle bu delikten dışarıya çıkan kökçükler
