Arşiv Anasayfa Dini Hikayeler
Sayfalar: 1
Kalem Ve Elmas By: Buse44 Date: January 30, 2012, 02:06:25 PM
Kalem ve Elmas


Kalem ve Elmas


Şayet “Kalem ve elmas arasında nasıl bir alâka var?” diye soruyorsanız haklısınız. Her ‘kalem’in elmasla alâkası yok elbette: Bazı ‘kalem’ler elmas gibidir; bazıları ise kömür…
Kömürün de elmasın da kimyasal elementi karbondur. Ama biri doğru zamanda, doğru yerlerde bulunduğundan % 100 karbonlaşarak ‘elmas’ olmuştur; diğeri ‘kömür’ olarak kalmıştır.

Kalemler de böyledir işte; aynı harfleri yazarlar, etten kemikten aynı ‘el’ler tarafından tutulurlar ama kimi ‘elmas’laşır, kimi ‘kömür’ mesabesinde kalır. Elmas olmanın şartı vardır: Doğru zamanda doğru yerde durmak; doğru bir gaye uğruna vakfolmak, doğruca vakfe yapmak.

Kalemşörler bir süre sonra ‘kalem’ ismiyle anılırlar. Kalem tutmak sıfatları iken, bazı kalem erbabı için ‘kalem’ isim olmuştur. ‘Usta kalem’, ‘keskin kalem’, ‘hırçın kalem’ deriz bazı kalem ehline. ‘Kömür kalem’, ‘berbat kalem’ hatta ‘münkir, zındık kalem’ diye tanınanlar bile olmuştur. Ama dünyanın rengini değiştiren, kalemini sadece Yaratan’ının rızası için kullanıp hidâyet rehberi olan ehl-i kalem için en lâyık sıfat ‘Elmas Kalem’ değil midir?

Bu soruya cevap vermek için elmasın sergüzeştine kısaca temas etmekte fayda var...

***

‘ELMAS’

Elmas, yeryüzünde bulunan en sert ve muhteviyatı en basit olan değerli taştır. Kâinâtın Yaratıcısı’nın izni ve kudretiyle, elmaslar milyonlarca yıl önce yerkürenin derinliklerinde, karbonun çok yüksek bir sıcaklık ve basınç altında kristalleşmeye başlamasıyla meydana gelmiştir. Elmas cevheri ihtivâ eden magma volkanik patlamaların neticesinde yüzeye çıkmıştır. Daha sonra volkanik hareket yatışıp soğudukça, elmaslar kimberlit adı verilen katılaşmış magmanın içinde kalmışlardır.

Elmas, kıymetli taşlar arasında en eski olanıdır. Elmasların çoğu en az 100 milyon yıl yaşındadır. En kıymetli elmasın ise 3 milyar yıl önce dünyanın ateş içinde kavrulan derinliklerinde yaratıldığı tesbit edilmiştir. Elmas en sert fıtrî madendir. ‘Yakut’ ve ‘safir’den 2000 kat, ‘kübik’ ve ‘zirkon’ gibi insan terkibi sentetik taşlardan da 3000 kat daha serttir.

Elmas, kıymetli taşlar arasında en zor bulunanıdır. Elmas ne denli büyük olursa o denli nâdidedir. Madenlerde çıkartılan elmasların ancak yarısı mücevherlik taş değerindedir. Elmasın İngilizcesi olan ‘diamond’ kelimesi, eski Yunanca'da ‘hükmedilemez’, ‘hâkim oldum’ anlamına gelen ‘adamao’ kelimesinden gelir. Krallar, elması, gücün, cesaretin, zenginliğin ve yenilmezliğin simgesi olarak taşımışlardır. Tarihte elmasın hep peşinden koşulmuş ve onun için savaşılmıştır.

***

Elbette her dünyevî **** gibi elmas da biz ehl-i Kur’ân için hakiki manada kıymetsizdir. İnancımıza göre kıymet ve ehemmiyet Hakk’a râm olma, Allah’a kul olma nisbetindedir çünkü.

Bununla birlikte Âlemlerin Rabbi, bazı hakikatleri anlayalım diye kimi şeyleri nadir yaratmış, onları değerli kılmıştır. Elmas da bu kabildendir; ona kıymetliler arasında müstesna bir yer takdir edilmiştir.

Bunun için ‘elmas kılıç’, ‘elmas ruh’ denilmiştir bazı insanlara…

Bazı kahraman kalemlere de niçin ‘Elmas Kalem’ denilmesin?...

***

‘KALEM’

Ziynet olarak ‘elmas’ ne kadar kıymetli ise ‘kalem’ de hakikat noktasında en az onun kadar kıymetlidir.
Ezelî Kelâm Sâhibi ‘kalem’in kıymetini o isimle bir sûre inzâl ederek kullarına göstermiştir. Mekke devrinde nâzil olan 52 âyetlik Kalem Sûresi, “Nûn. Kaleme ve yazmakta oldukları şeylere yemîn olsun” meâlindeki âyetle başlar. İlk inen âyetlerde de Hakk Teâlâ’nın kendisini “O kalemle öğretendir” (96/4) meâlindeki âyetle tavsif etmesi kalemin kıymetini idrak etmek için yeter.

Bir hadisinde “Allah ilk olarak kalemi yarattı” diyen SevgiliEfendimiz (asm) bir gün ashâbıyla sohbet ederken, yanında bulunanlardan Hz. Hilâl (ra)’a: “Divitin yanında mı?”, diye sormuşlar. Onun “Hayır” demesi üzerine: “Yâ Hilâl, Diviti (kalemi) yanından ayırma, zîrâ kıyâmete kadar hayır divittedir.” buyurmuşlardır.

Kalem, hayırlıdır ama hayırda kullanmak kaydıyla.

Kalem’de kuvvet vardır ama İlâhî Kudret’e hizmet ettiği müddetçe.

Kâtip Çelebi bu meyanda şöyle der: “Kalemin mürekkebiyle öyle bir vuruşu var ki, kılıcın şarabından, yani döktüğü kandan daha keskindir. Harap olup gitmeyecek bir yazar yoktur; ancak onun elinin yazdıkları dünya durdukça durur.”

Çelebi şu nasihatle noktalar cümlelerini: “Ellerinle kıyâmette gördüğün zaman seni sevindirecek olan şeylerden başkasını yazma!”

Bu nasihat aynı zamanda ‘Elmas Kalem’ olmanın en mühim şartıdır.

‘Elmas Kalem’leri aramaya devam edeceğiz…



Ahmet Muhsin Meric




SiteMap - İmode - Wap2