Arşiv Anasayfa Biyoloji
Sayfalar: 1
Canlılarda Isı Dengesi By: Anqel* Date: January 27, 2012, 02:43:44 PM
Çoğu memelide vücut sıcaklı ğı 37 derece dolaylarında korunur; ve beyin sıcaklığının 5-6 dereceden fazla artışı ölümle sonuçlanır. Bu sebeple sıcak iklim hayvanları bu tehlikeli ısı artışını önleyecek birtakım tedbirler ve mekanizmalarla donatılarak yaratılmıştır. Bu problem sıcak ortamda yüksek aktivite gösterilmesi gereken durumlarda katlanarak artmaktadır. Eğer ısı kaybı yetersiz olursa, vücut sıcaklığı aniden tehlikeli boyutlara ulaşabilir ve beyinde geri döndürülemeyen arızalar ortaya çıkabilir (mesela, yüksek ateş sebebiyle havale geçiren çocuklarda görüldüğü gibi). Çöl hayvanları için ise durum daha vahimdir. Su kaynaklarının kısıtlı olması sebebi ile vücutta suyun buharlaşması sonucu ısı kaybı gerçekleştiği takdirde, bu sefer de suyun aşın kaybının hayatı tehdit etmesi söz konusudur.

Bütün bu sıkıntı ve zorluklara rağmen Rahmeti ve Kudreti Sonsuz Yaratıcı her yarattığı canlıyı bulunduğu ortamda rahat ettirecek anatomik, fizyolojik ve biyokimyevi mekanizmalarla donatarak yeryüzünün her tarafını şenlendirmiştir. En bilinen örnek, kum denizlerinin efsanevi “çöl gemisi” devedir. Tahmin edilenin aksine devenin hörgücü bir su deposu olarak görev yapmaz. Hörgüç bir yağ deposudur; ve bütün bölgelere yağın dağılması yerine, yağ hörgüçte toplanmıştır. Böylece yağ dokusunun vücutta izolasyon yaparak ısıyı tutması önlenmiş olur. Deve susuz kaldığında, gün ortasında vücut ısısının 42 dereceye kadar yükselmesine izin vererek, sıcaklığı düşürmek için gerekli sudan tasarruf etme mekanizmasına sahiptir. Akşam olunca çevre sıcaklığının düşmesi ile devenin de vücut ısısı düşer, ve normal vücut ısısının çok altına iner. Bu durum, ertesi gün yeniden ısı depolanmasına imkan verir.

Deve vücut ağırlığının % 30’una kadar ulaşabilen su kaybına dayanabilir ve su kaynağına ulaştığında bu açığını kapatır. İnsanda ise su kaybı vücut ağırlığının % 12 sini aşarsa hayati tehlike doğurur.

Afrika’da yaşayan bir ceylan (Oryx gazella) türüne ise daha da enteresan bir korunma sistemi verilmiştir. Hareket halinde vücut ısısı 45 dereceye kadar ulaşabilir. Bu ölümcül bir sıcaklık olarak görülmesine rağmen onun mükemmel bir sistemle korunan beyni bu durumu tolere edebilmektedir. Sebebi, beynin ısıya hassas olmaması değil, hayvana verilmiş olan beynini daha düşük, emniyetli bir ısıda tutabilme kabiliyetidir.

Ceylan, beyninin alt tarafında özel bir damar yapılanmasına sahiptir. Bu şekilde suyun buharlaşmasının sağladığı ısı kaybı sonucu damarlardaki kan serinletilmektedir. Daha sonra bu kan “kavernoz sinüs” adı verilen göllenme bölgesine dönmekte ve hayvanın şah damarı ile duvar teması sonucu ısı alışverişi gerçekleşmekte ve beynin fazla ısısını düşürmektedir. Isısı düşürülerek soğutulmuş bu kan daha sonra beynin dolaşım sistemine pompalanır.

Benzer sistem kuşlarda da vardır. Geniş göz yüzeylerinden toplardamarlar vasıtası ile kanı buharlaşma yoluyla soğutup beynin ısı ayarlamasında kullanırlar. İnsanda ise yüzünün terlemesi ile doğan ısı kaybı, beynin ısısını benzer şekilde bir miktar azaltabilir.

Tabiatta yaşanan bu durum, hayvanların ortak problemlerini çözmek için kendilerine değişik sistemler bahşedildiğine güzel bir örnektir. Bu mekanizmalar sonucu, harika bir biçimde, vücudun ayrı iki bölgesinde, arada yüksek seviyede kan akımı bulunmasına rağmen belirgin bir sıcaklık farkı korunabilmektedir.

SiteMap - İmode - Wap2