Sevmek yürek ister Can, Sevebilir misin? Dalgaların kumsalı sevdiği kadar Körü körüne bir adanmışlıkla Sabır öğütür değirmenlerinde Kaç bin yıllardan beri Bitmeyen sevdasıyla Düşer yorgun kucağına sahilin Günde sayısız kez Parçalanacağını bile bile Sevmek bu işte...
Midyelerin ağladığını duydun mu hiç? Yosunlar, Anlatırlar eski bir sevda masalını üzgünce Rüzgârın bahanesi nedir denize inmeye? Sadece serinlemek mi ister sence? Yoksa sevdası mıdır başını döndüren delice? Taramak ister mavi saçlarını denizin, gündüz gece
Bir günü mü uğurladık uzak tepelerin ardına, Yoksa bir gün daha mı yaklaştık sona? Şimdi, deniz erguvan rengi Günün son ışıkları erirken ufukta Bir dilek tutmalısın tam gün batarken Can Belli mi olur? Ya kabul olursa? ... Günbatımı bir başka severim bu koyu Tatlı bir imbat eser Bu saatler nedense çok özel ve gizemli Karışır birbirine yosun ve hüzün kokusu…
Deniz yoruldu gün boyu Şimdi bütün güzelliğiyle dinlenmede Etrafımızdaki çocuklar çoktan gitti Yüzüyoruz umarsızca, Öyle uzaklaştık ki kıyıdan Göremiyorlar bizi Sadece ikimize bu koca deniz epey fazla Biraz haksızlık değil mi? O kadar sıcak ki bu vakitler Suları biz mi ısıttık böylesine Duygularımız gibi…
Gel, bir delilik yapalım bu akşam ne dersin? Hadi, önce sevgi tohumları ekelim denize Sonra, saklayalım anahtarını Vermeyelim kimselere Sabah herkesten önce biz açalım yine Sessizce…