Arşiv Anasayfa Kadınca
Sayfalar: 1
Erkekleri Affetme Klavuzu By: *Dantes* Date: January 09, 2012, 02:57:01 AM

Kızgınlığınızı ve sinirinizi bastırıp, affetmeyi öğrenin.

Aşama 1: Öfkeni tanı
Sizin bir damarınız vardır. Basıldı mı kanayan. Kesildi miöldüren. Sizin bir
damarınız vardır. En zayıf halkanız. Öfkeniz. Size haksızlık yapılınca kabaran
damarlarınız vardır. En savunmasız, en zayıf anınızda yakalayan, tuttu mu bırakmayan.
Arkanızdan iş çevrildi mi taşan damarınız vardır. Kalbinizin hemen biraz dahasolunda. Hayır orada değil, biraz daha aşağı, evet evet kenarda. İşte orada
acının hemen altında öfkelenen yanınız vardır. Siz saygınızdan sustuğunuzda
karşınızdaki size bağırmaya, sizi aşağılamaya devam ettiğinde kalbinizingümbürdemesini tetikleyen içiniz vardır. İçinizin en karanlık odası. Nefret.Başkası
size kötülük ettiğinde, onun kadar kötü olmadığınız için ne yapacağını bilmez
halde sadece susan, o gittikten sonra günlerce haftalarca içinden ona cevap
veren, lafını gediğine koyan, kendini savunan ruhunuz vardır. Ama ona bunları
söyleyemediği için kalpte bir yara gibi açık kalan, kaldıkça kurumaktansatazelenen yanınız vardır. Kalbinizin en siyah odası: Kin.

Aşama 2: Öfkeni hatırla
Çocukken kimseye karşı kin duymamanız, nefret beslememeniz
söylenirdi. Tüm insanlar iyidir ve kötülüğe kötülükle
cevap vermek erdemsizliktir. Özünde tüm insanlar iyidir
ve kendilerine iyi yaklaşılırsa hatalarını anlayabilirler. Ama en
yakın arkadaşınız gün gelip sizi arkadan vurduğunda, oyun
oynarken giydiğiniz terliği kimsenin ulaşamadığı arka bahçeye
attığında, sizin sevdiğiniz çocuğa gidip ilanı aşk ettiğinde,
birlikte tuttuğunuz sırları gidip annenize anlattığında,
takım oyununda sizi dışarıda bıraktığında, ilk kavganızda
başınıza taş attığında, hayat bilgisi dersinde kopya vermediğinde
anlarsınız annenizin erdemlilik tezinin bir işe yaramadığını.
Kimse aynı değildir. Siz iyisinizdir, o kötü. Ona sorsanız
şimdi hep şakadan yaptığını söyler her şeyi. Halbuki bilmez
içinizde nasıl bir yara açtığını. O acımasız şakalar yüzünden
biriken kininizle nasıl başa çıkmaya çabaladığınızı bilmez.
Ama siz yıllar sonra affetmeye karar verirsiniz onu. Çünkü
çocuklukta açılan yaraların büyüyünce nasıl da sizinle birlikte
büyüdüğünü, sizi nasıl büyüttüğünü görür, eskileri kapatmaya
çalışırsınız.

Aşama 3: Kadın kadının kurdudur (mu?)
Kadın kadının can yoldaşıdır. Kızkardeşidir. Erkeklerin
anlayamayacağı kadar derin bir muhabbet vardır aralarında.
Eskiden birbirleriyle ömür boyu iyi geçinen kadınlara "ahretlik"
denirdi. Yani bu dünyada o kadar iyidirler ki ahrette de birlikte
olacaklarını umut ederek geçinirler. Hatırlarım o birbiriyle
ahretlik olan kadınlar, hayattaki her şeylerini kaybederlerdi.
Eşlerini, çocuklarını (evlenir giderlerdi), sağlıklarını... Ama
ahretlikleri hep kalırdı. Tüm dertlerini, tüm hayat öykülerini
bilen ahretlikleriyle paylaşırlardı. Sizin bir ahretliğiniz var mı?
Ahrette de birlikte olmayı dileyeceğiniz, öbür tarafta da ona
katlanacağınız bir dostunuz? Bir düşünün, ahrete kimi götürmeyi
isterdiniz yanınızda? Yoksa yok mu? Yoksa siz de kadın
kadının kurdudur anlayışını mı benimsiyorsunuz. Kimseye
fazla güvenmemek lazım. Arkadaşlık da bir yere kadar. Öyle
mi? Sizin ahretliğiniz değil, durdurmaya çalıştığınız öfkeniz
var. Kininiz var, herkese şüpheyle yaklaşmanıza neden olan
nefretiniz var.

Aşama 4: Öfkeni susturmaya karar ver
O nefret damarını bir kurutabilseniz hayat daha ılık akacak
parmaklarınızın arasından. Annenizin inandığı ve anlattığı
iyilik dünyası gerçek olacak. İçinize öfke tohumları yerleştiren
ilkokul arkadaşınız artık sizin için önemli olmaktan çıkacak.
O çıktığında, ilk temizliği yaptığınızda içinizde, karanlık
odanızı havalandırdığınızda, iyice bir ozonlayıp dezenfekte
ettiğinizde, kapısını kilitleyecek cesaretiniz olacak. O zaman
iş yerinde arkanızdan iş çeviren, yüzünüze gülüp başkalarına
sizi kötüleyen kişiyi umursamayacaksınız. O zaman beyazları
serdiğinizde üzerine tozlu halısını çırpan komşunuzla kavga
etmemeyi öğreneceksiniz. En ufak bir hatayı yüzünüze çarpan
kayınvalidenize sinirlenmemeyi bileceksiniz. Siz binbir
hazırlıkla yemek yapıp sofrayı kurduğunuzda, tok gelen
eşinize kızmamayı kural edineceksiniz. Siz ne derseniz tersini
yapan çocuklarınıza bağırmamayı öğreneceksiniz. En zor
anınızda yanınızda olmayan arkadaşınızdan bir şey beklemeyeceksiniz.
Doğum gününüzü unutan eşinize kızmayacaksınız.
Kin biriktirmeyecek, öfke toplamayacaksınız. Nefretinizle
başa çıkmayı öğreneceksiniz. Ama nasıl?

Aşama 5: Affet
İslam dinindeki büyük günahlardan biri de kul hakkıdır. O
yüzden bir daha görmeme ihtimaliniz olan insanlardan helallik
dilersiniz. Halbuki kimin yarına çıkma garantisi var? Kimi
bir daha göreceğinize garanti edebilirsiniz? Hangi gününüzü
yarına çıkmayacakmış gibi yaşıyorsunuz ki?
Eğer ruhunuzun temas ettiği, ucundan kıyısından az bile
olsa tanıdığınız her insana karşı kul hakkı kalmaması gerektiğini
düşünerek yaşarsanız affedersiniz işte. Çünkü ahrette bile
hakkınızın geçtiği kişiyi affedecek olan sizsiniz. O yüzden kul
hakkı vebalinden kurtulamazsınız. Çünkü sizi affedecek olan
da bir başkasıdır. Kimsenin hakkının sizde kalmamasını isteyecek
erdeme ulaştığınızda, affedersiniz hayatınıza giren herkesi.
Öfke duvarlarını kırar, içinizin karanlık odalarını aydınlatırsınız.
Kalbinizin kinden açılan yerlerine sevgi yerleştirirsiniz.
Bunlar çok klişe gelebilir ama nefret ettiğiniz, öfke duyduğunuz
insanlara ne kadar önem verdiğinizi anlamak için şunu
sorun kendinize: Sevdiğiniz insanları düşünerek mi daha
çok vakit geçiriyorsunuz, yoksa öfke duyduğunuz insanları
mı? Öfkenin içinizde yayılan, ruhunuzu ele geçiren gücünü
keşfettiğinizde ondan kurtulmanın bir yolunu bulmalısınız.
Yoksa öfke kurt misali kalbinizi yiyecek, bir gün gelecek
siz de o nefret ettiğiniz insan haline dönüşeceksiniz. Ondan
bir farkınız kalmayacak.

Aşama 6: Keşfet
Ne zaman birine kızmak gelse içinizden, bu duyguyu içinizin
hangi köşesinde hissettiğinizi anlamaya çalışın. Ve kalbinizin
yüz ölçümünün ne kadarını kapladığını... Nefret ettiğiniz
kişiye yapacağınız en büyük kötülük onu yok saymaktır.
İçinizin bir köşesinin bile onun öfkesiyle kaplamaya değmeyecek
olduğunu düşünün. O zaman annenizin o hayret ettiğiniz
sabrına ve sakinliğine ulaşmış olursunuz işte.

SiteMap - İmode - Wap2