Arşiv Anasayfa Televizyon & Radyo & Magazin
Sayfalar: 1
Inat Yüzünden Biteceğine Ihanet Yüzünden Bitsin Aşk By: *Dantes* Date: November 19, 2011, 03:00:50 PM
"İnat yüzünden biteceğine ihanet yüzünden bitsin aşk"
Ezgi Mola ve Mert Fırat... Çok yetenekli iki oyuncu, ülkelerinde ve dünyada olup bitenlere duyarlı iki genç, hepsinden öte samimiyette zirve yapmış iki dünya tatlısı insan...
19 Kasım 2011 Cumartesi, 10:15:42
"İnat yüzünden biteceğine ihanet yüzünden bitsin aşk"

Onlar 21 Kasım akşamından itibaren her pazartesi akşamı saat 20.00'de Star ekranında yayınlanacak ‘Bir Ömür Yetmez' adlı dizileriyle karşınızda olacaklar. TMC Yapım imzasını taşıyan dizinin yönetmeni İlksen Başarır. Kadroda Lale Mansur, Özkan Uğur ve Ahmet Rıfat Şungar gibi isimler de var. Yeni sinema filmleri ‘Beni Unutma' ve ‘Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi' çok kısa bir süre önce vizyona giren Mola ve Fırat, 25 Kasım'da ise Çağan Irmak'ın 1930'lardaki mübadele dönemini anlatan ‘Dedem ve İnsanları' adlı filmiyle beyazperde de olacaklar. Dizide iki aşığı canlandıran ikili, filmde ise evli bir çift olarak karşımıza çıkacaklar. Başta dizi, yeni projeleri üzerine konuştum Ezgi ve Mert'le! Zamanın su gibi akıp geçtiği söyleşilerden biri oldu! Samimi, eğlenceli, derin, duru, coşkulu...

HT MAGAZİN / ECE SARUHAN-ÖZEL RÖPORTAJ

**Bir Ömür Yetmez'de birbirlerine aşık olan Hazal ve Ali karakterleri olarak karşımıza çıkacaksınız...

Ezgi Mola: Evet. Hazal, lisede ABD'ye giden ve 6-7 yıl orada kaldıktan sonra hayattaki rol modeli olan babasının isteğiyle Türkiye'ye dönüp aile holdinglerinin başına geçen bir kız. Ali ise kardeşi başkalarına satılınca evden kaçan, sokaklarda yaşayan, kendine bir çete kuran, 15 yaşına geldiğinde ise namusuyla çalışmak için girdiği otoparkta Hazal'ın babası Şeker tarafından keşfedilen biri. O tarihten itibaren Şeker'in yanında çalışmış hep. Aralarında 4 yaş filan var Hazal'la. Başlangıçta Hazal'ı kardeşi gibi görüyor, ona ağabeylik yapıyor. Ama Hazal'ın kendi dişiliğini fark etmesiyle beraber, Ali de bunun farkına varıyor. Yakınlaşmaları bu tarihten sonra başlıyor.
Mert Fırat: Küçükten almış büyütmüş yani kızı Ece! Karşısındakinin küçük bir sümüklü kız olmadığını fark edince, niyeti bozmuş. (Kahkahalar)
E.M.: Hazal da başlangıçta Ali'nin babasına benzerliğinden etkilenmiş. Babası gibi güçlü ve başarılı olmasından. Ali onun gözünde küçük bir Kemal Sertel yani Şeker!

**Hazal ve Ali çok farklı karakterler...
E.M.: Evet. Hazal yufka yürekli bir kız, inatçı ama bir o kadar da naif. Duygularını hiç korkmadan ifade edebiliyor.
M.F.: Ali ise tam tersine duygularını göstermeyi bilmiyor. Hayatı boyunca kimse ona sevgiyle dokunmamış, dolayısıyla o da bunu nasıl yapacağını bilmiyor.

**İş te kadınların çoğunu aşka getiren nokta:Sevmeyi bilmeyen bir adama aşkı öğretmek... Bu tür adamları iyileştirmeye yeltenmek...
E.M.: Hazal'da, bende, tanıdığım kadınların çoğunda var bu, 'onu iyileştireceğim' hastalığı. Bu hastalığın sonucuysa inatlaşmak ve incir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle güzelim ilişkileri heba etmek!

**İnatlaşmalar yüzünden biten aşklara çok üzülüyorum ben! İhanet yüzünden ayrılmak çok daha kabullenilebilir geliyor bana!
M.F.: Bence de. Sorun ihanetse harika; elinde net bir sebebin var demektir.
E.M.: Saçmasapan inatlaşmalardan dolayı ayrılmak bence de ihanetten daha acı! Ama maalesef hepimiz karşımızdakini olduğumuz gibi kabul edip, uzlaşmayı zamana yaymak yerine, onu değiştirmeye çalışıyoruz. Zorla da güzellik olmuyor! Kimse inadından taviz vermeyince, olay patlıyor.

21'İNCİ YÜZYILIN HASTALIĞI SEKS BAĞIMLILIĞI
**Ali'de mevcut olan birine sevgiyle dokunmayı bilmeme durumu da çok yaygın günümüzde. Günümüzde aşkın yerini seks bağımlılığının almasını başlıca nedenlerinden biri bu bence!
M.F.: 21'inci yüzyılın hastalığı seks bağımlılığı. Tabii bunda testosteron hormonunun da büyük etkisi var. O hormon bizi hızlı şekilde bağ kurup, hızlı şekilde ayrılmaya itiyor.

**İyi ki Oyun Atölyesi'nde 'Testosteron' adlı muhteşem oyunda oynuyorsun yani Mert... Gizli reklamını da yaptın bu cümleyle.
M.F.: Gizli reklam gibi oldu değil mi? (Kahkahalar) Ama gerçekten muhteşem bir oyun!
E.M.: Bence aşkta kaçıp sekse sığınmanın bir nedeni de güvensizlik. Günümüzde herkes çok benmerkezci yaşıyor. İnsanlar bir başkasının, bir ilişkinin sorumluğunu alma topuna girmek istemiyor.

**Hem de canım canım insanlar. Benim her gün aşk diye sayıklayan ama günün sonunda teselliyi her gece başka kollarda arayan öyle çok arkadaşım var ki...
M.F: Öyle oldu biraz... (Kahhahalar)
E.M: Bence aşktan kaçıp sekse sığınmanın bir nedeni de güvensizl ik. Günümüzde herkes çok ben merkezci yaşıyor. İnsan l ar bir başkasının, bir ilişkinin sorum l uğunu alma topuna girmek istemiyor.

** Haklısın Ezgi! Benim aşk diye sayıklayan ama günün sonunda teselliyi her gece başka kollarda arayan öyle çok arkadaşım var ki...
E.M.: Benim de! Telefonlarını değiş tokuş edelim mi Ece? Belki onları biz iyileştiririz! (Kahkahalar)
M.F.: Kadın dayanışması başladı! (Kahkahalar)
Sizi bilmem ama Ali ve Hazal birbirierini iyileştirecek.


"ÖZKAN UĞUR'IN HASTASIYIZ"
Geçenlerde dizide seni en çok heyecanlandıran şeyin, Lale Mansur'u seyretmek olduğunu söyledin Mert...
Mert Fırat: Evet,onu karşımda oynarken görmek beni çok heyecanlandırıyor. Özkan Abi'yi de (Uğur) öyle...

**Özkan Uğur'u birebir tanımıyorum ama öyle güzel ve yüksek bir enerjisi var ki, değdiği her yerde sihirli değnek etkisi yaratacağını düşünüyorum.
Ezgi Mola: Gerçekten öyle güzel bir enerjisi var ki;karşılıklı sahnelerimizi iple çekiyorum. Bu sahnelerin sayısı hep artsın istiyorum.
M.F.: Enerjisi gerçekten o kadar yüksek ki, karşısındaki insanı da alıp tepeye çıkarıyor. Onunla karşılıklı oynarken bazen Ali karakterinden çıkıp Mert oluyorum, kendimi onu seyrederken buluyorum. Bu bir oyuncu için çok büyük bir şans, çok besleyici bir durum. Hastasıyız Özkan Uğur'un!

"HAYATI UÇLARDA YAŞIYORUM BAZEN PEMBEYİM, BAZEN SİYAH!"
*Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi'nde hayattaki her şeyin bir rengi olduğu söyleniyor. Senin rengin nedir Ezgi?
Ezgi Mola: Onur Ağabey (Ünlü) çok güzel yazmış filmi. Metin şu andaki durumumuzu özetleyen çok anlamlı repliklerle dolu. İçinde olmaktan büyük keyif duyduğum bir iş oldu. Hayatımın rengine gelince; sanırım pembe! Başta motorum eşyalarımın çoğu pembedir; beni gülümseten bir renk. Ama pembenin yanına siyahı da koyarım. Ben hayatı uçlarda yaşıyorum. Çok coşkuluyum. Birine güveniyorsam sonuna kadar güveniyorum. Bu nedenle de ufacık bir hayal kırıklığını bile çok derin yaşıyorum. Son dönemde içime döndüm, bu kadar uçlarda yaşamanın, tutkulu olmanın sağlıklı olmadığının farkındayım ama ne yapayım ben böyleyim. Aksi şekilde davranmaya kalksam ben olsam, samimiyetimi yitiririm ki; samimiyetim benim hayattaki en değerli servetim.


Ynt: Inat Yüzünden Biteceğine Ihanet Yüzünden Bitsin Aşk By: Mavi_Kiyamet Date: November 19, 2011, 03:14:40 PM
Sacmalik bence Şaşkınım.

SiteMap - İmode - Wap2