Arşiv Anasayfa İslam
Sayfalar: 1
ASHÂB-I KİRÂM By: resulbaba7553 Date: March 27, 2008, 07:39:44 PM
Muhterem Müslümanlar!

Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’e iman edip onu dünya gözü ile gören veya onun sohbetiyle şereflenen müslümana sahâbî denir. Çoğulu sahâbe ve ashâbdır. “Peygamber’in arkadaşları, dostları” demektir. Ashâb-ı kirâm, vahyin indirilişine şahit olmuş ve Resûlullâh’ın sünnetini bizzat kendisinden öğrenmiştir. Onlar, Kur’ân ve Sünnet tarafından ortaya konulan dinin hakikatlerini ilk ağızdan, en doğru şekilde öğrenmiş ve İslâm’ı, en güzel manâda yaşayarak sonrakilere örnek olmuşlardır.

Ashâb-ı kirâm, Hz. Allah’ın rızasını kazanmak için mallarını mülklerini, ailelerini ve vatanlarını terk ederek, hicretin zorluklarına katlanmıştır. Onlar, İslâm için yeri geldiğinde canını feda etmiş ve yaptıkları bu fedakârlıktan dolayı Hz. Allah’ın medh-ü senasına mazhar olmuşlardır. Nitekim Yüce Allah: “...Muhacir ve ensârdan ilkler ve önde gidenler ve bir de iyilikte onlara tâbi olanlar var ya, Allah onlardan razı, onlar da Allah’tan razı oldular”[1] buyurarak ashâb-ı kiramdan memnun olduğunu beyan etmiştir.
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz de birçok hadis-i şerifinde, ashâb-ı kirâmın faziletini ve değerini ifade etmişlerdir. Bunlardan birisi şöyledir: “Ashâbıma kötü söz söylemeyin. Allah’a yemin olsun ki sizden birinizin Uhud dağı kadar altını olsa da tamamını Allah yolunda infak etse, onların cömertliğine hatta bunun yarısına bile ulaşamaz” [3].

Aziz Müminler!

Ashâb-ı kirâm, İslâm davasının en zor günlerinde dine sahip çıkmış ve sonraki nesillere İslâm’ı doğru bir şekilde aktarmıştır. Onlar, Hz. Peygamber’in (s.a.v.) en sıkıntılı anlarında onun etrafında birbiriyle kenetlenmişler ve “Anam- babam sana feda olsun Yâ Resûlullâh” diyerek onun yardımına koşmuşlardır.

Sahabe, âlemlerin Efendisi Hz. Muhammed (s.a.v.) sohbetinin feyiz ve bereketiyle dünya nimetlerine ve zevklerine itibar etmeyip âhiret saadetini düşünmüşlerdir. Ashâbın bazıları arasında çıkan birtakım anlaşmazlıklar onların dünyevî arzu ve heveslerinden değil, samimi görüş ayrılıklarında kaynaklanmıştır. Bu itibarla Fahr-i Kâinat Efendimiz: “Ashâbım hakkında Allah’tan korkun, onlara kötü söz söylemekten kaçının. Onları benden sonra hedef seçmeyin. Onları seven beni sevmiş olur. Onlara buğzeden bana buğzetmiş olur. Onlara eziyet veren bana eziyet vermiş, bana eziyet veren de Allah’a karşı gelmiş olur. Allah ise kendine karşı geleni cezalandırır”[4] buyurmuştur.

Aziz Müslümanlar!

Resul-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.), vefat eden müslümanların hayırla yâd edilmesini istemiş, ancak onların arkasından hem yas tutulmasını hem de onların kötülükle anılmasını, hakaret edilmesini yasaklamıştır [5].
Tarih boyuca müslümanların büyük çoğunluğu Resûlullâh (s.a.v.)’in ashâbı arasında bir ayrım yapmadan hepsini hürmet ve sevgi ile hatırlamışlar ve onları kendilerine örnek almışlardır. Bu itibarla bizden önce gelip geçmiş din kardeşlerimizi özellikle Resûlullâh (s.a.v.)’in güzide ashâbını hayırla yâd edelim. Tarihte kalan ve hepimizi üzen bazı olayları ileri sürerek sahâbenin bir kısmını sevip diğerlerini kötülemeyelim. Hutbemi Efendimiz (s.a.v.)’in şu hadis-i şerifle bitiriyorum: “Ashabım yıldızlar gibidir, hangisine uyursanız hidayete erersiniz” [2].

Ynt: ASHÂB-I KİRÂM By: By.CeZa Date: April 17, 2008, 11:11:34 AM
bilgiler için teşekkürler..
Ynt: ASHÂB-I KİRÂM By: xxRuzqaRxx Date: April 18, 2008, 11:17:08 PM
paylaşım için saqol emeqine saqlık
Ynt: ASHÂB-I KİRÂM By: LadyEsmer Date: April 19, 2008, 12:15:06 AM
emegine saglik
Ynt: ASHÂB-I KİRÂM By: Hayabusa Date: April 21, 2008, 06:30:29 PM
€llerine Saglık SAol

SiteMap - İmode - Wap2