Arşiv Anasayfa Sözde Ermeni Soykırımı
Sayfalar: 1
Sözde Ermeni Soykirimi üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: xxRuzqaRxx Date: March 26, 2008, 10:45:43 AM
Murat Belge’nin geçen Pazar, Radikal’deki köşesinde kaleme aldığı “Öfkeyle Kalkan…” yazısında sözde Ermeni soykırımı mevzuuna enteresan bir yaklaşım mevcuttu. Yazının da başlığından anlaşılacağı üzre, bizi keskin sirke hususunda uyarıyordu Belge. Öfkeyle ayaklanışımızın zarara mahal veren bir oturuşa mensubiyet teşkil etmemesi adına, küpün sirkeyi uzun müddet muhafaza etmesini arzular bir edası vardı. Şöyle diyordu Belge:

“(…)Şimdi Fransa ve Hollanda, dün başkaları da söz konusuydu, yarın gene başkaları söz konusu olacaktır, dünyada böyle tavırlar alınmasında, böyle uygulamalara girilmesinde, başka etkenlerin yanı sıra, Ermeni kıyımı konusunda Türkiye'nin şimdiye kadar benimsediği tutumun da önemli bir payı var.” .

Yazarımızın, yazının ilerisinde bu tutumun bizi zararla oturtacağına nasıl inandırmaya çalıştığına geleceğiz. Fakat evvela, daha bu cümleyi ilk okur okumaz, Murat Belge’nin küpü ile benim küpümün ayrı olduklarına kanaat getirdiğimi ifade etmem gerekiyor. Olaya retrospektif bakacak olursak, Ermenilerin arasında,“Türkler bizim soyumuzu kırmaya çalışmadı, külliyen yalan!” diye diretenler var mıdır acaba? Türkiye’nin şimdiye kadar benimsediği tutumun ne denli geniş bir tarihsel sürece dahil olduğunu unutmuş görünüyor Belge. Dedelerimin Ermenilerle savaş hikâyelerini defalarca kez dinlemiş, buna dair onlarca kalıtın üstünden geçmiş bir Vanlı olarak, bu tutumun benimsenmesi inisiyatifinin tekelimizde olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Ve hatta benim güzel memleketimde “Ermeni!” diye küfredilir, herkesin hakkını verebileceği bir vurguyla! Bir halkın diline mal olmuş tarihsel bir olay, benimsenmek bir yana dursun, yaşanılanların insan dimağını kanırtması gibi oturmuştur insanlık sahnesine. Tam da burada öfkeyle kalkıyor olduğumuzdan bahsediyorsa Murat Belge, evet öfkeyle ayaklandığımız doğrudur! Lakin her öfkenin encamına zararı ekleyemeyeceğimiz gibi, hakkın gasp edildiği yerde karşıdakinin kendi sınırlarını iyi bilmesi için de hasıl olabilir öfke. Buna tekrar döneceğiz, şimdi Murat Belge’nin yazısını biraz daha açalım:

“Bu olay, dünyada, Türkiye'de gösterildiği gibi görünmüyor, böyle bilinmiyor. Dünya bunu başka türlü biliyor ve böyle bilmesi için yeterince neden ve kanıt olduğuna inanıyor. Başka türlü söyleyecek olursak, Türkiye'nin bu noktada alacağı 'sert' tavırlar, bu genel kanıyı değiştirmeyecek, 'böyle inat eden bir ülkeyle yapacak bir şey olamaz' kanısını güçlendirecektir. Bu da sonuçta yalnızca (çeşitli nedenlerle) Türkiye'ye dostane olmayan bir gözle bakanlara yarar sağlayacaktır.”

Washington’da -Amerikalıların bir nevi milli kütüphanesi diye addedebileceğimiz- bir kütüphanede, “Sözde Ermeni Soykırımı” üzerine binlerce kitap yer alıyor. Bunların hepsini yazan ve bırakan da çeşitli ülkelerden Ermeni yazarlar. Yani Ermenilerle yaptığımız savaşın ardından; bizde “sözlü”, onlarda “yazılı” bir husumet vaki olmuş. Bir soykırım olduğuna dair inat etmek tasarrufu ise bizim yanından bile geçmeyeceğimiz bir şeydir. Ermenilerle ve Kıbrıs’ta Rumlarla olanları biz yalnızca “zulüm” olarak addedecektik. Çünkü bizim soyumuzun kırılması diye bir şey söze konu olamazdı. Soykırımdan bahsedecek olan toplum, Ermeniler gibi tarih sahnesine zanaatkârlar yetiştirmiş ve bir medeniyet olma umudunu mesleki bir benliğin üzerinde inşa etmeye çalışırken, savaşçı toplumlardan yediği darbeleri o benliğe dair bir tür çatışmaya döndürmeyi bilen ve “öfkeyle kalkan” tanımını aslen kendilerine yakıştırabileceğimiz bir toplum olabilir ancak. Ve ortada iki öfkeyle kalkan olduğuna göre, artık en az birinin zararla oturacağı muhakkak!

Yazı şu şekil devam ediyor:

“Apartheid' uygulaması sırasındaki Güney Afrika'ya benzemek istiyorsak, bunu göze alıyorsak, diyecek fazla bir şey yok. Şüphesiz, böyle bir kararın kendisi sonuna kadar tartışılır, O ayrı konu. Ama kararı verirken, bunun neye yol açacağını bilmek gerekiyor.”

Apartheid sözcüğünün nereden geldiğine şöyle kısa bir göz atalım isterseniz. Apart- sözcüğü aslen İngilizce kökenli bir kelime olup “birbirinden ayrı, münferit olarak, parça parça” anlamlarına gelir. “-Heid” sözcüğü ise, Almancada bizdeki “-lik” sonekini karşılayan “-heit” sözcüğünün deforme edilmiş halidir. Şu halde, İngilizce ve Almanca dillerini aynı anda ihtiva eden bu sözcüğün Flamanca olduğu kuvvetle muhtemeldir. Mevzuya biraz daha derin eğildiğimizde, Apartheid sözcüğünün, yanılmadığımız gibi Hollanda’dan neşet ettiğini fark ediyoruz. Hollanda’da ırklar arasında bir iş bölümü yapmak amaçlı Apartheid yani Ayrımcılık uygulaması başlatılmış. Tabi bu bizim ilk anlayacağımız üzre, menfi bir ırkçılığı kapsamıyor önceleri. Sadece ırklar arasında bir düzen tesis edilip, işbölümü yapılmasına yarar bir uygulama oluyor. Gelin görün ki, mesele Hollanda’nın dışına taşınca masumiyetini yitiriyor ve bizim bildiğimiz menfi anlamıyla “Apartheid” dikilmiş oluyor önümüze. Güney Afrika da bu menfilikten payını alanlar arasındadır. Lakin Murat Belge’nin bu hususta fevkalade yanlış bir insiyaka sahip olduğunu düşünüyorum. Zira bu tip bir uygulamaya maruz kalabileceğimiz ihtimali, yazıya fevkalade bir gerçeküstü yaklaşım sunmuş oluyor. Bizim “Soykırım yapmadık! Savaş vardı, olmaması gerekiyordu, iki tarafın da birbirini öldürmemesi gerekiyordu, ama oldu!” diye bu soykırım saçmalıklarına karşılık vermemiz benim gözümde bir nevi incelik bile sayılır. Lakin dünyanın “zaten” kabullendiği ve taammüden gerçekleştirilmiş olan bu tarihsel yanlışı, Murat Belge gibi zaten’lemeyeceğim.

Benim fikrimce bu savaş, kültürel bir yakınlığı yok sayma pahasına kültür yollu devam eden bir savaştır artık. Ermeniler 1000 kitap mı yazmış bu sözde soykırım hakkında, biz de 1000 kitap, 1000 yazı, 1000 şiir daha yazıp “Hayır, öyle olmadı!” dememiz gerekiyor. Kimseyle sidik yarıştırdığımız yok. Belge’nin yazısında ifade ettiği gibi “ilk onlar başlattı” kavgamız bile yok, inanın! Benim doğup büyüdüğüm topraklarda bu mevzuular, Murat Belge’nin konuştuğundan daha az konuşulur. Ne küpümüz aynıdır çünkü Murat Belge ile, ne de sirkemiz aynı tadı verir. Lakin tarih bilinci oturmuş ve Osmanlı’nın kıtalararası tavrına dikkat iyice dikkat kesilmiş bireyler olarak, atalarımızı böyle bir mağduriyetin altında bırakmamız doğru değildir! Bunun yükümlü bilincidir bizde karşı koyuşa sebebiyet veren. Murat Belge’ye katıldığım tek nokta ise, öfkeyle kalkmamak değil de, öfkeyle kalktıktan sonra kılıca hükümdar olabilmek noktasında. Ama tekrar etmek gerekiyor; kabullendiğimiz hiçbir şey yok; varsa, dünya kabullense de!

Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: ebru_cq Date: April 12, 2008, 08:49:09 PM
bilqi için saoll=)
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: LadyEsmer Date: May 06, 2008, 08:05:38 PM
 Emegine SagLik Guzel Bilgiler
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: resulbaba7553 Date: May 06, 2008, 08:07:10 PM
paylaşımın için saol güzel bir paylaşım
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi Üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: brky.tna Date: May 21, 2012, 02:30:16 PM
paykaşım çok güzel. teşekkürler
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi Üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: sbnoz Date: April 27, 2013, 06:24:46 AM
türk milleti olarak haklarımızı koruyamıyor ve kendimizi dışarıda gerektiği gibi birlik olup savunamıyoruz...
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi Üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: ismailcicek Date: May 20, 2013, 08:15:46 PM
her zaman aynı senaryoyu ilkkez oluyormuş gibi yaşayan halkım uyan!
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi Üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: bagyurdu Date: May 29, 2013, 01:53:19 PM
herkes okusun neyin ne oldugunu bilsin
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi Üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: kapetane Date: April 23, 2014, 12:53:44 AM
En gözde sözdelerimdendir
Ynt: Sözde Ermeni Soykirimi Üzerine Soyda Ermeni Sözkirimi By: Ameliaa. Date: May 18, 2014, 04:57:06 PM
Bilgilendirme için teşekkürler.

SiteMap - İmode - Wap2