Eski Şarkıların Kollarında… By: Mavi_Kiyamet Date: October 25, 2010, 01:51:07 PM “Her gören göğsüme taksam seni der, kimi billur bakışından söz eder, kimi ateş gibi yaktın beni der, kim bilir hangi gönüldür durağın”
Günlerdir bu şarkıyı mırıldanıyorum. Bilgisayarda başı sarıp sarıp dinliyorum. Bir kızıl goncaya benzer dudağın…. Güzel şarkı! Eski şarkıların sözleri neden daha içten, daha derin ve duygu doluydu?
Zaman geçtikçe mecazlardan, betimlemelerden vazgeçtik galiba. Şimdi şarkıların sözleri öyle sıradan ve boş ki! Aşklar gibi! Çabuk unutulan, modası hızla geçen, kısa zamanda gözden düşen şarkılarla dolu etrafımız. Ben de bir şarkıcı olarak bu durumdan mutsuzum.
Sahnede sürekli yeni şarkılar söylemek zorunluluğu var ancak ben pek kuralları takmıyorum. Elbette yeni şarkıları da repertuara alıyorum ama Sezen, Nilüfer, Ajda vazgeçilmezler arasında yerini alıyor.
Canının istediği her iki cümleyi yan yana getirip, üzerine bir pop ritmi koyup, altına da darbuka ve keman yüklediğinde şarkı oluyor. Bunlar da olsun, sözüm yok ama içerikli şarkıların da sayısı artsa, biraz daha kaliteye doğru gitsek, hoş olmaz mı?
Rahmetli Turgut Yarkent’in, “Mihrabım diyerek sana yüz vurdum” şiiri, nasıl da yakışmıştı o melodiye ve yıllar boyu unutulmadı. Kayahan’ın eski şarkıları mesela, “ seni seviyorum diye senden önce hiç kimseye söylemedim dersem yalan olur!” Aslında ne kadar güncel ve pek çok çiftin arasında geçebilecek bir sözdür, değil mi? O yüzden hepimizi kaset çıktığı gün can evimizden vurmuştur.
Ben mi yaşlanıyorum? Çağın tüketen halini mi yadırgıyorum, bilemiyorum? Bir yanım teknolojiye sahip, gelişimden memnunum. Öbür yanım eskiyi özlüyor. Eski şarkıları, eski dostlukları, eski mahalleleri, komşulukları, eski aşkları ve eski evlilikleri. Her şeyin bir bütünmüş gibi algılandığı, daha çok sevginin, daha çok saygının ve insanca yaşamanın önemli sayıldığı günleri özlüyorum. Bunları özlediğime göre, gerçekten yaş kemale eriyor demektir.
Daha fazla sizi de hüzünlendirmeden, dilime eski bir şarkı dolayıp, bu yazıyı bitireyim en iyisi! “Seni beklerim öptüğün yerde, belki bir akşam dönersin diye, seni beklerken duydum annemden, saklarmış veda mektubunu benden, evlenmişsin şimdi bir esmerleeeeee…”
