Arşiv Anasayfa Hayata Dair.
Sayfalar: 1
Şikâyetim Var By: Mavi_Kiyamet Date: September 08, 2010, 03:13:51 PM
İnsanlığa adalete birbirini sevmeye ve saymaya değer verme ve değer görmeye evet; zulme karalamaya ötekileştirmeye hukuku rakibini sindirmek olarak görmeye hayır diyorum.
Nice insan böyle başlar söze; şikâyetim var lakin kimi kime şikâyet edeceksin!
Demek ki şikâyet edilmesi gerekenler var ve hep olacak.
Şikâyet makamına gelince…
Bizim bildiğimiz bir makam var imanımızın yönlendirdiği bir makam kimseye şikâyet etme gereği duymadığımız cesaret edemediğimiz konuları bile gönül rahatlığı içinde Allah’a şikâyet ederiz.
Kimi insan dudak bükebilir; neticesi ne zaman alınır diye ve ekler; “kardeşim yapacaksak bir an önce bir şeyler yapalım ne şikâyeti?” Sanki Allah’a münacatta bulunmak bir şeyler yapmak değilmiş gibi “hadi yumrukları sıkıp birilerini överken istemediklerimizin iftar sofralarını basalım bir şeyler yapmış oluruz” öyle mi?
Anlayış sığlığı bu olsa gerek…
“Haklıyız beyefendi ne saçmalıyorsun elbette yumruk sıkacağız!”
İyi de din bunun neresinde? İhtiraslar ne zamandır dinin önüne geçti? Zaten ülkemde siyaset denince “ihtirasların romanı” akla gelmiyor mu? Ve bu romanın o kadar çok kahramanı var ki… Şikâyetim siyasette yaşanan ihtiras kusmuklarının kirlettiği “dava” sözcüğüne…
Ben siyasetteki davadaki cemaatteki dernekteki “iyi adamın “arayıcısıyım; Mevlana gibi elime ney’i alıp üflemem gerek belki ama iyi adam ya saklanıyor ya öfkenin ateşiyle tutuşturulup yakılıyor. Şikâyetim buna; gönül tahtını hiçe sayanlara… Oysa Yunus ne güzel söylemiş; “Gönül Çalabın tahtı/Çalap gönüle baktı /Yedi cihan bedbahtı /Bir gönül yıkar ise…” Bu adamlar kimi zaman her yerdeler ve durmadan gönül yıkıyor ve yakıyorlar. Yedi cihanda bedbaht olarak anılmayı göze alabiliyorlar.
Kokan bir insanlık görüyorum; şikâyetim buna. Sanki bir yerlerde rutubete bırakılmış deri gibi insanlığı kokanlar var. Tıpkı Mevlana’nın dediği şey yaşanıyor; “İnsan tabaklanmış deri gibidir rutubetten bozulur ağır ağır kokar.”
İş yapmayı kavga sadakati öfke olarak görüp “kayıtsız yönlendireceği” isimleri etrafına toplamayı liderlik zannedenler zamanla kokan bir insan kitlesi yetiştiriyor tıpkı tabaklanmış deri misali… Bu insanlar akletmeyi erteliyor hizmeti sloganlara kiralıyor bilgisiz takva denemelerine girişiyor ve eriyor. Eriyen insan “kayıtsız yönlendirilen sadakat” gösterebiliyor ama hayata İslâm’ın sevdiği seveceği rengi vermekten uzaklaşıyor.
Bir partinin iftar sofrasını basan muhalif partililer bize kokuşmanın nerelere varabileceğini anlatıyor.
Nedir bu özgürlük yiğitlik ya da dava bağlılığı mı? Eflaki imzasıyla şöyle denir; “Özgür insan başkasının kendini incitmesinden incinmeyen kişidir yiğit incinmeyi hak edeni incitmeyen kişidir.” Yumruklarını sıkarak öfkeyle iftar yapanlar ne özgürdür ne yiğittir ne de bir davanın erleri olabilir. Ve bu hareket karşısında “yuh” diyemeyenler de öfkeyle oruç açmanın ortaklarıdır. Öfke orucu bozar.
Şikâyetim var; “kavgam” diye yeni bir çığır açmak isteyenleri görüyorum. Biz adımlarımızı “kavgam” lafzıyla anlatmayı öğrenmedik. Öfkeyi kardeşe saldırmayı şeytanın sofrası bildik. Bu sofrayı en şedid hallerle yıllarca serenler oldu seyrettik kahrolduk. Şimdi birileri şeytanın sofrasını bir kez daha Müslümanların sofrasına yamamak istiyor dilerim uyanık kalpler baskın çıkar.
Bize hem siyasette hem bürokraside hem eğitim ve öğretim hayatında hem ebeveynlikte hem sokakta hem aşkta hem işte temizlik ve iyilik timsalleri lazım… Tarihte yeterince kir var. Ve tarihte yeterince temizlik ve iyilikte mevcut… Tarihi kirleri yeniden keşfeden kendi ideolojisine inancına bu kirleri yeniden bulaştıran anlayışlar hizmetten uzak hezimete yakındır. Şikâyetim; tarihte kalan ve geçmişe şikâyetimizin temelini oluşturan olayların benzerini ülkeye yaşatmak isteyenlerin deşifresine yöneliktir. Şikâyetim yalnız Allah’a değil bu kirlenme nöbetlerini uyanık kalplere de şikâyet ediyorum. Uyuyan kalpleri uyanık kalplere şikâyet ediyorum.
Liderliği çevresine saldırtmak olarak görenleri çevresiyle alay etmeyi maharet sayanları şikâyet ediyorum.
Toprak bir gün ağırlıklarını dışarı attığında kendilerinden önce kirleri zulümleri kötülükleri dışa vuracak olanları kendi yüreklerine şikâyet ediyorum; “sizi taşıyan bedenin içindeki adamları iyi tanıyın kuvvetlice sarsın ki kendilerine gelsinler” diye duyurmak istiyorum.
Ve…
İnsanlığa adalete birbirini sevmeye ve saymaya değer verme ve değer görmeye evet; zulme karalamaya ötekileştirmeye hukuku rakibini sindirmek olarak görmeye hayır diyorum.
Yola temiz çıkmaya yolda temiz kalmaya yolu temiz tutmaya evet; kirletilmiş bir yol bırakmaya hayır diyorum.
Ynt: Şikâyetim Var By: @sen@ Date: August 05, 2011, 05:24:38 AM
Güzelmiş; teşekkürler.

SiteMap - İmode - Wap2