Arşiv Anasayfa Dini Hikayeler
Sayfalar: 1
Zamanımızın Bereketsizliği By: Mavi_Kiyamet Date: May 26, 2010, 04:54:58 AM
Bir gün bir hafta bir ay değil
neredeyse 7 ay
25 hafta
179 gün yani neredeyse tam yarim yil !
Geri gelecek mi? hayır!
Telafisi mümkün mü? Hayır!
Yerine konacak var mı? yok!
Cebinden düşen bir 10€ için ağıt yakıp karalar bağlayan insan 179 günün bir daha geri gelmemesince çekip gitmesine nasıl sevinebilir?
Bu nasıl bir haldir?
Ne gaflettir?
Bu ne “hayvanî” bir duygudur.
Hayvan için ayın yılın asrın değeri olmayabilir.
Ama insan bırakın yılın ayın günün anın hesabını yapmak zorundadır.
Çünkü o çok iyi bilir ki hayat bir “andır.”
365 gün içine ne kadar “an” sığarsa o kadar dikkatli yaşamak zorundadır hayatı.
O sayısız “an” her an karşısına çıkar diye düşünür.
Düşünür ve o “an” için hazırlıklı olur.
Teyakkuz halindedir.
Zamanın en kısa parçası olan o “an” içine; “Lâ ilâhe illellâh Muhammed’ür Resûlüllah” sığdı mı sığdırabildi mi ne mutlu.
Ya bir de sığdıramazsa? Sahi nasıl geçti o koca yılin yarisi ?

Geçen senenin yılbaşını daha yeni idrak etmemiş miydik?
Ve siz şu satırları okurken yeni yılın yarisindan fazlasida bitmek üzere olacak.

Şu hadis–i şerif size neyi hatırlatıyor:
“Ahir zamanda yıl ay gibi ay gün gibi olacak.”
O günleri mi yaşıyoruz yoksa?
İşlerimizde aşlarımızda arkadaşlarımızda bereket olsun diye dua ederiz de ya ömrümüz?
Vaktimizin zamanımızın anımızın kısaca ömrümüzün bereketli olması için dua ediyor muyuz?
En önemli bereket o değil mi?
Ömrümüzün bereketsizliği diğer her işimizin bereketsizliğinin de neticesi mi yoksa?
Koca bir yılin yarisini kaybettik.
Ölüme 179 gün daha yaklaştık.
Ebedi hayata eksi 179 kaldı ve biz eğleniyoruz hopluyoruz zıplıyoruz.
Sahi “biz iyi miyiz(!)”?

SiteMap - İmode - Wap2